Şok Misilleme İddiası

Şok Misilleme İddiası

Hizbullah şehid edilen El Lakkis için karşı misilleme mi yaptı ?

Hizbullah İsrail Elektronik Savaş Birliği Komutanını Öldürmeye mi Çalıştı?

 

Hıdır Awarki

 

Asia Haber Ajansı

 

 

Bu yazıya girmeden önce, bilmeyenler için birkaç nokta netleştirilmeli.

 

1- İsrail'in, maruz kaldığı operasyonların kurbanları hakkında basında yansıtılmasına izin verdiği herşey kesin hakikat değildir. Ne eskide böyleydi, ne de ileride bu durum değişecek.

 

2- Hizbullah'ın çıkarları da her zaman İsrail'in yalanladığı herşeyi teyit etmeyi gerektirmez.

 

3- Mustafa Nasır'ın siyasi hayatta rolü nedir? Nasıl yaşıyor? Nereden maaş alıyor? Onun eski bir gazeteci olduğunu biliyoruz. Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri ile Seyid Hasan Nasrallah arasında özel bir elçiydi. Saad Hariri onu Hizbullah'a ajan olmakla suçlayıp kovdu. Son dönemde adam, Mısırlı büyük gazeteci Muhammet Hasaneyn Heykel ile Seyyid arasındaki elçi olarak öne çıktı. Son Nasrallah ziyaretinde Heykel'e o eşlik etti.

 

Adamın görevi artık gazetecilik değil, önemli kişilikler arasında arabulucukluk yapmak. Yani genel ilişkiler!

 

Suriye'de ona benzeyen bir örnek var.

 

Gazeteci Eymen Kahf'in Facebook sayfasını takip etmek onun her ay üç dört başkent arasında uçtuğunu gösterir. Kendisi bir web sitesi olan bir medya kurumunun sahibidir. Bir websitesi sahibi, binici sınıfta özel uçaklarla uçup, en lüks otellerde nasıl kalabiliyor?

 

Kendisi Mustafa Nasır gibi bir gazetecidir. Ancak aynı zamanda çoğu yurtdışında bulunan birçok önemli Suryeli işadamının medya danışmanıdır. Eymen Kahf, Mustafa Nasır'ın politikada değil de ekonomideki Suriyeli kopyasıdır. Ancak Eymen size bir bilgi vermişse bunu yüksek düzey kişilerden aldığı kesindir.

 

Mustafa Nasır, birbirine karşıt ve hatta düşman taraflarla ilişki kurabilen karışık ilişkili insanların, arabulucuların bir örneğidir. Bu arabulucu tabakası, çoğu zaman medyatik dosyalar üzerinde çalışır. Liderlerin veya partilerin sesleri olurlar. Dolaylı yoldan itiraf etmek istediği şeyi sızdırırlar.

 

Yukarıda Nasır ile Kahf için, siyaset ve emniyet ortamlarında arabuluculardan bahsetmemizin hedefi bu raporda geçen bazı bilgilerin kaynağını açmaktır.

 

O da bu arabuluculardan birisidir. Medya, siyaset ve ekonomi arabuluculuğuna soyunmadan önce gençliğinde avukatlık yapmış birisidir.

 

İlişkileri bu adamın sahip olduğu tek iş araçlarıdır.

 

Öne sürdüğüne göre elinde, Güney Lübnan'da ateşkesi temin eden UNIFEL güçlerinin hazırladığı bir BM raporunun kopyası var. Yani asıl belge değil, bir nüshası var.

 

Onun sözüne önem katan noktalar mevcut:

 

1- Siyasetçiler, emniyetçiler ve medya insanlarının seçkin tabakasında herkesin bildiği dürüstlüğü,

 

2- “Chemi Shalev” adında bir İsrailli blog yazarının, Güney Lübnan'da Ras El Nakura saldırısının yarım saat sonrasında Twitter'de yazdığı, ertesi gün silinen şu cümlesi: “Rosh Hanukra'daki terörist bir eylemde bir albay ve şöförü yaralandı”

 

Chemi Shalev'in önemi, Siyonist Haaretz gazetesinde başyazar olmasından doğar. Yani yüksek düzey kaynakları var.

 

 

Nakura'da ne oldu?

 

Nakura'nın karşısında, Akdeniz sularının Lübnanlı direnişçilerin İsrail'e karşı kurduğu caydırma gücüyle buluştuğu bu en uzak noktada ne oldu?

 

Hizbullah, Lübnan – Filistin sınırında bu ayın 15'nin gecesinde yaşanan silahlı çatışma konusunda medya gürültüsünden niçin uzaklaşmaya çalışıyor?

 

Bir Parti yöneticisi, Uluslararası güçlerin komutanı İtalyan Paolo Sierra'ya olay hakkında ne söyledi? İsrail neden olayın kişisel olduğunu kabul etti.

 

Gerçekten de Filistin kuzeyinden Lübnan'a bir İsrailli güç sızdı mı, yoksa hedefteki kişi arabayla geçerken yaralanıp, şöförü öldürüldü mü?

 

Olay şöyle gerçekleşmiş:

 

Geçtiğimiz Aralık'ın 15'inci gecesinde, saat 9:35'te (UNIFEL'in saatine göre) Lübnanlı kaynakların Ras El Nakura, İsrailli kaynakların Rosh Hanukra diye adlandırdığı, Uluslararası güçlerin askeri haritalarında ise 3240 ULBW, 3241 ULBW, 101 IST, 102 IST konumlu bir coğrafi nokta olarak geçen yerden, Siyonistlerin, içinde deniz kuvvetlerinden bir çavuş olduğunu iddia ettiği İsrailli bir araç geçiyordu.

 

Fakat Beyrut'ta kara borsada rapor pazarlayıcısı olan bir gölge adamının dediğine göre UNIFEL'in yürüttüğü soruşturmada arabanın içerisinde iki kişi olduğu tespit edildi. Birisi Affula Kibotz'undan Çavuş Shlomy Cohen, ikincisi de albay rütbesinde bir komutan.

 

İsrail'in, BM'nin ve Lübnan ordusunun yalanladığı, Hizbullah'ın  ise susmayı tercih ettiği bu iddialardan nasıl emin olunabilir?

 

Beyrut'taki gölge şahsiyet, UNIFEL'in komutanına arz edildiğini söylediği rapordan okumayı sürdürüyor:

 

“İsrailli araç, sınırdan sadece 50 metre uzaklığında sivil bir yolda ilerliyordu. Lübnan ordusunun kullandığı keskin nişancı silahlarından biriyle ateş açıldı. Ateş edilen yerin, Lübnanlı resmi birkaç askerin yakınında mevzilendiği, Lübnan topraklarındaki bir çalı olduğu tespit edildi. Açılan ateş, İsrailli arabayı isabet etti. Deniz kuvvetleri çavuşu, birisi kafasına, diğeri omuzuna isabet eden iki kurşunla hayatını anında kaybetti. Naharya'da bir hastaneye ulaşan ölüsüydü. Yanında oturan komutan ise yaralandı.”

 

UNIFEL raporunun iddiasına göre “suikastin hedefindeki kişi, önemli bir birliğin komutanıdır”. BM müfettişlerine verilen bu bilgiye göre bu birliğin adı “Melki David” (İbranicesi şöyle: מֶלֶךְ דָּוִד) Hala yaşıyorsa birkaç hafta içerisinde tuğgeneral olacak.

 

İsrail bu bilgiyi gece yarısına kadar sakladı. Albaydan hiç bahsetmeyip sadece bir çavuşun öldürüldüğünü duyurdu.

 

Lübnan ordusu ile İsrail ordusunun açıklamaları birbirine uyuyor. İkisi de 15 Aralık gecesinde Lübnanlı bir askerin ateş açıp, ertesi güne kadar saklandığını, İsrailli askerlerin otomatik tüfeklerle çapraz ateşle Lübnanlı askerin bağlı olduğu iddia edilen bir askeri güzergahı hedefleyerek karşılık verdiğini iddia ettiler.

 

Buradaki soru, bahsedilen uluslararası raporla ilgili değil, herkesin bildiği, yayımlanan haberlerle alakalıdır: Jerusalem Post gazetesi, İngilizce nüshasında (16 Aralık) askerin arabada tek başına, görevde olduğunu yazdı.

 

Öyleyse Lübnan ordusunun emir almadan ateş etme suçunu üzerine yüklediği asker Hasan İbrahim'e kim ateş açtı?

 

Ölenler ateş etmez. Bu mantık ve bilimde sabit bir şeydir. Bir cesetten ateş etmesini isterseniz bunu yapmayacaktır.

 

Peki kim ateş etti?

 

UNIFEL soruşturmalarının bir kopyası olduğu öne sürülen raporda, ona eşlik eden çavuştan daha hafif bir şekilde yaralanan bir albay olduğu, o sırada kendisine bağlı bir birliğe ziyarete gittiği, bunun Lübnan'ın son dönemde şikayet ettiği ve görevi Lübnanlı telefon şebekelerini dinlemek olan birliklerden biri olduğu iddia ediliyor.

 

İsrailliler, ölüyü açıklayıp aydınlatma bombaları atıp, Naharya ile Ras El Nakura arasındaki ormanları taramak için helikopterler havalandırdı. İsrail basını bunu yazdı ama hiçbir gazeteci şunu sormadı: Ateş etme Lübnan'dan oldu, çavuş Lübnan sınırının 50 metre uzaklığında öldürüldü, peki askerler ve helikopterler neden birkaç kilometre uzaklıktaki Naharya – Ras El Nakura yolu çevresini taradılar? (Lütfen Jerusalem Post'taki ilgili yazıya bakınız)

 

İsrail ordusu sözcüsü twitterdan “Uygun zaman ve mekanda karşılık vereceğiz” dedi.

 

 

Arap medyasından bilgiler:

 

2012 yılında Arap basını, Haaretz gazetesinden alıntı yaparak siyonist ordunun elektronik muharebe birliği komutanını yücelten bir yazı yayımladı. Komutanın isminin “Albay A” olduğu iddia edilen Haaretz'in onunla yaptığı bu mülakatta, gerçek isminin hep gizli kalacağı kaydedildi.

 

Bazı saygın internet siteleri bunun hakkında değişik raporlar yayınlamışlar. Elektronik harp birliği komutanı deniz kuvvetlerinden idi. Ras El Nakura'da ölen asker de deniz kuvvetlerinden. UNIFEL'in soruşturması olduğu iddia edilen rapora göre de Elektronik Sarp Birliğinde görevli.

 

 

Direniş'in bilgileri ne yönde?

 

Direnişçilerin elinde Ras El Nakura olayı hakkında dakik detaylar var. Ancak, sır perdelerini, sorumluların gizleme isteklerini en azından şimdilik kim aşabilir?

 

Bu satırların yazarıyla telefon görüşmesi yapan, Direniş'in siyasi kanadında birinci safta politikacı olan birisi şöyle konuştu: “Direniş'in mesajlarını İsrail iyi anlıyor. Ben siyasi mevkim itibariyle Direniş'le organik bağıma rağmen, Nakura mesajındaki elyazısı düşmana gönderdiğimiz mesajlardaki aynı el yazısıyla mı yazılmış mı bilmiyorum.”

 

 

İsrail Elektronik Savaş Birliği hakkında ne biliniyor?

 

Haaretz'in Albay A'nın ismi ve resmi gizli kalan bir yazısında şöyle denilmişti: “İsrail Elektronik Savaş Birliğinin operasyonlarının çoğu gizli kaldı. Hedef İsrail'e düşman orduların veya Lübnan ve Filistin'deki direniş örgütlerinin elektronik sistemlerini dondurmak veya bozmaktır. İsrailli bu birlik, elektronik dalga saçan her cihazı kontrol edebilecek kabiliyete sahiptir”. Gazetenin iddiasına göre bu kabiliyet, bütün radyo, televizyon ve cep telefon dalgalarını bozabilir.

 

İsrailli gazete şöyle devam etmiş: “Elektronik Savaş Birliğinin faaliyeti sadece karayla sınırlı değil, deniz ve hava sahalarına da uzanıyor. Elektronik harp için özel tasarlanmış uçak ve gemileri var.”

 

Bu son paragraf, Hizbullah komutanlarından Hassan El Lakis'in ona karşı mücadele ettiği birliğin aktivitelerini göstermektedir. Hizbullah, El Lakkis'in İsrail'deki muadilini mi öldürmeye çalıştı?

 

Çev: Somer Sultan

 

medyasafak.com