Siz kim oluyorsunuz ki, kimin için barış istiyorsunuz?

Hani, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 7 Haziran seçimleri öncesinde“alanlara inmesini” eleştirenler vardı ya; alanlara niye indiğini şimdi anlamışlardır herhalde!..

Alanlarda ne diyordu Erdoğan?..

Diyordu ki;

“100 yıl önce, 1. Dünya Savaşı’nın ardından Ortadoğu’da çizilen sınırlar, oluşturulan senaryolar, yapılan tasarımlar, şu anda dikişlerini patlatarak, küresel sorunlara dönüşüyor... Uluslararası terörün sebebi de, o sınırlardır!”

Evet; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerek “7 Haziran seçimleri öncesi”nde gerek ondan da önce, hem Türkiye’de, hem yurtdışında bu“operasyon”dan, bu “ameliyat”tan söz edip, “Türkiye üzerindeki hesaplara” dikkat çekmeye çalışıyordu...

Hiç şüpheniz olmasın ki;

Önceki gün Ankara Garı’nın önünde toplanan kalabalığın arasına karışan;“Biri kadın, 2 canlı bomba”nın patlamasıyla “95 kişinin ölmesi, 160 kişinin yaralanması” olayı da; “Türkiye’nin 2023 ve hatta 2071 hedefini engellemeye yönelik uluslararası bir saldırı”dır!..

Yine ameliyat, yine operasyon!

“Patlayan Canlı Bomba”lar ister PKK’lı, ister DHKP-C’li, isterse DAEŞ’li olsun, sonuç değişmez!..

Onlar “piyon”dur!

Asıl “fail”ler ise;

İngiltere’dir, Amerika’dır, İsrail’dir, Almanya’dır, Fransa’dır!..

Bu ülkelerden; kalkıp da “95 kişinin öldüğü patlama”yı üstlenmesini beklemek herhalde safdillik olur!..

Elbette üstlenmeyecekler!..

Onlar da üstlenmeyecek, “piyon” olarak kullanılan “terör örgütleri” de!..

Dolayısıyla;

Ankara’daki eylem, şu anda; “cami avlusuna bırakılmış bebek” gibi“sahipsiz”dir!..

“Sahibi belli olmayan bir eylem”dir!..

“Veled-i zina”dır,

“Piç”tir!..

“Veled-i zina” ya da “piç” de olsa, bu alçaklık, bu kahpelik elbette“kendiliğinden” olmadı... Elbette bir “sahibi” var!..

Herhalde yakında ortaya çıkacaktır!..

BUNLAR MI YERLİ?

Yalnız, bu “patlama” ile ilgili bazı “gözlem”leri aktarmak istiyorum...

Bir vatandaş aradı dün;

“Televizyonlarda yayınlanan patlama anı görüntülerinden sonrasını izleyebildin mi?” diye sordu.

“Hayır” deyince, dedi ki;

“Ben Japon televizyonundan izledim... HDP’li kadınlar, kucaklamışlar 8-10 tane HDP flamasını, koşuyorlardı... Dikkat ettim de, ellerinde Türk Bayrağı taşıyan bir tek Allah’ın kulu yoktu!..

Bir yandan özgürlük ve barış diyorlar, bir yandan da Türk bayrağına düşmanlık ediyorlar!..

Gördüm ki;

Barış diyenlerin hemen hepsi, birer savaş çığırtkanıdır!..

Merak ettim; bu insanlar, bu toprağın çocuğu mudur?..

l Bunların ki, nasıl bir hastalıklı ruh halidir ki; patlamadan sonra, yaralıların yardımına koşacaklarına, polise saldırmaya başladılar iyi mi?..

Niye polise ve polis araçlarına saldırıyorlar ki?.. Bir defa daha anladım ki, bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek!”

SEN KİM, BARIŞ KİM?

Okurumun söylediklerini baştan sona dinledim ama, benim itirazım“mitinge ve mitingin adı”na!..

Neymiş;

“Barış ve Demokrasi Mitingi”ymiş!..

Ulan; “Barış” kim, sen kim?..

“Demokrasi” kim, sen kim?..

Bu dünyada; “barış ve demokrasi” lâfını ağzına alacak en son kişilerHDP’lilerdir, DİSK’lilerdir, KESK’lilerdir!..

“Gerilim, kan ve gözyaşı”ndan beslenen sizler  değil misiniz?

PKK’NIN BELİ KIRILINCA!

Hem sonra;

Ne “Barış”ı Allah aşkına!..

“Kim, kime karşı savaşıyor” ki, siz de kalkmış “barış” istiyorsunuz?..

Bir yanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir yanda PKK Terör Örgütü!..

Bütün devletlerin yaptığı veya yapacağı gibi Türk Devleti de “terörle mücadele” ediyor!..

Hem de, öyle bir mücadele ki; “son 30 yılın en büyük mücadelesi!”

Öyle bir mücadele ki;

PKK, kurulduğundan bu yana, bu kadar “büyük bir darbe” yemedi!..

“Panik” halindeler!..

Gelen haberlere göre;

TSK’nın Kandil’e yönelik hava operasyonları sonrası, örgütün lider kadroları bulundukları alanları terk ederken, Cemil Bayık ile Mustafa Karasu arasında gerginlik yaşanmış!..

Alanını terk etmeyen Karasu hakkında, Cemil Bayık“Zorla alanından çıkarın” talimatı vermiş, bunun üzerine Karasu, Bole köyüne sığınmış!..

Yine gelen haberlere göre;

Bole alanından yeniden farklı alanlara dağılan örgütün lider kadroları,hava harekatlarının korkusundan, sığındıkları köylerden çıkamıyorlarmış!..

Önceki dönemlerde haftada bir toplanan ve genel değerlendirme yapan örgütün lider kadroları, yaklaşık 1 aydır bir araya gelemiyor ve toplantı gerçekleştiremiyormuş!..

Örgütün lider kadrolarından olan Duran Kalkan’ın sorumluluğunda yürütülen örgütsel eğitimler de hava harekatları sonrasında durdurulmuş!..

Anlayacağınız;

PKK perişan durumda!..

Köşeye iyice sıkışmış!..

Bu yüzden de;

“Yeni bir hamle” yaparak, “kendine alan açmaya” çalışıyor!..

Sizin anlayacağınız;

“Çatışmasızlık” veya “tek taraflı ateşkes” ilânının sebebi, yeniden toparlanabilmek!..

Bu arada; “Bakın ben ateşkes ilân ediyorum, TSK ise savaşı sürdürüyor”deyip, TSK’yı yıpratmak gibi bir planları da var!..

Ancak, tebrik etmek gerekir ki;

TSK, bu tür “psikolojik savaş teknikleri”ne pabuç bırakmıyor ve “PKK’nın belini kırmaya” devam ediyor!..

Nitekim, dün gece; “yurtdışında 35, yurtiçinde 14 olmak üzere, toplam 49 PKK’lıyı öldürmüşler” ki, yapılması gereken budur!..

KÜRT HALKI “YETER” DEMELİ!

PKK; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle; ya “bıraktığı silahları toprağa gömüp, üzerine beton dökecek”, ya da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle, “O silahları, dünyanın en derinine, yani mağmasına kadar gömecekler!”

Bir ikincisi de;

Kürt halkı, artık “PKK’dan ve HDP’den bir cacık olmadığını” görmeli ve onlarla bağını koparmalıdır!..

Göreceksiniz; Kürt halkının doğrudan veya dolaylı desteği kesilince; nePKK kalır ortada, ne de HDP!..

Kürt halkı; PKK’ya da, HDP’ye de artık şöyle haykırmalıdır:

“Siz kim oluyorsunuz arkadaş?.. 1 Kasım’a kadar çatışmasızlık, ondan sonra yine çatışma, öyle mi?.. Kimi kandırıyorsunuz siz?.. Devlet, hiç bunu yer mi?.. Hem, erkekçe çatıştığı da yok ki!.. Alçakça bomba patlatıyor, kahpece pusu kuruyorsunuz!.. Yeter artık!..”

ÖZ YÖNETİM(!) BİTTİ

Öyle sanıyorum ki;

Kürt halkının sesi “kısık” da olsa, çıkmaya başlayınca; PKK da, HDP de “Öz yönetim” demekten vazgeçmeye başlamış, iyi mi?..

Dolayısıyla, “Türk, Laz, Çerkez, Arap ve Arnavut’larla kardeşçe... El ele... Kucak kucağa... Bir ve beraber yaşamak” isteyen Kürt halkı, bundan sonra sesini daha fazla yükseltmelidir!..

Hiç şüpheniz olmasın ki;

Kardeşlik türküleri, “canlı bomba”ların sesini bastırır!..

Hep birlikte diyelim ki;

“İnadına kardeşlik!”

Haykıralım... Dünya duysun!..

Haykıralım, plânları bozulsun!..

*****************************************************************************************

HDP’den övgü... Devlet Bahçeli’ye bu ayıp yeter!

“Teröre karşı birlik ve beraberliğe en fazla  muhtaç olduğumuz günlerdeyiz” ya; Başbakan Ahmet Davutoğlu da; CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Çankaya Köşkü’ne davet edip, en azından “birlik” ve “dayanışma” görüntüsü vermeyi düşünmüş...

Malûm; Kemal Kılıçdaroğlu dün gitti Köşk’e ve Başbakan Davutoğlu ile görüştü...

“Koalisyona hayır!.. Seçim hükümetine hayır!.. MHP destekli azınlık hükümetine hayır!.. Erken seçime hayır!” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, ne hikmettir bilinmez; “teröre karşı birlik görüntüsü” vermeye de “hayır” dedi ve Başbakan’ın davetini reddetti!..

Bahçeli’nin bu “hayır”ları en çok kimi sevindirdi dersiniz?.. HDP’yi!.. Evet, evet; HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, dün bir twit atıp, Kılıçdaroğlu’na seslenmiş: “Davutoğlu ile ne görüşeceksin... Yüreğin varsa hesap sor; en azından Bahçeli gibi dik dur, yazıklar olsun sana!..”

Şu hâle bakın; 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na“hayır” demesi “dik duruş” olmuş ve HDP’li Hasip Kaplan’ın “takdir”ini kazanmış ya, her halde başka lâfa hacet yok!..

Devlet Bahçeli’ye bu “ayıp” yeter!..

yeniakit

Bu yazı toplam 458 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar