Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

Siyonistlerin Peşimizde Dolaşması, Bizi Kudüs Yolundan Çeviremeyecektir

İsrail televizyonlarından "Kanal 10" muhabirleri Türkiye"ye gelerek, Türkiye"de yükselen siyonizme karşı mücadele konusu üzerine bir araştırma yapıyorlar"

Aslında bu araştırma, tipik bir "MOSSAD casusluk operasyonu"" Sadece üzerlerinde "televizyoncu" etiketi var.

Türkiye"de birtakım kişi ve sivil toplum örgütü ile görüşen bu "televizyoncu"lar, bizimle özellikle görüşmek istediklerini belirtiyorlar"

Bir kişi aracılığı ile bu istek bize ulaşınca "siyonist rejimle bağlantılı hiçbir kişi ve kurumun meşruiyeti yoktur, onlarla muhatap olamayız, onlar bizim için muhariptirler" şeklinde karşılık vererek bu isteği geri çeviriyoruz"

Ancak bu televizyoncuların bizimle ilgili çabaları bitmiyor elbet"

Araştırmalarını sürdürerek İsra Haber, Kudüs TV, Velfecr ve şahsımız hakkında planlarını sergilemekten geri durmuyorlar"

Bu "televizyoncu" görünümlü Mossad ajanlarının başında "Osrat Koter" adlı bir Yahudi var, bir kameraman, yanlarında da kendilerine yardımcı olan "bazı kişiler""!

Osrat Koter, Edirnekapı Kariye Çay bahçesinde yaptığı görüşmelerde şahsımız ile ilgili meraklarını şöyle dile getiriyor:

"Nureddin Şirin kitleleri nasıl yönlendirebiliyor, bu gücü nereden buluyor? Sivil toplum örgütleri desteklemediği halde 16 gün boyunca o soğukta insanları İsrail konsolosluğu önünde nasıl tutabildi, bu eylemi nasıl gerçekleştirdi?"

(Öncelikle, Gazze savaşı sırasında, "Filistin Gönüllüleri" olarak siyonist rejim konsolosluğuna yönelik gerçekleştirilen kuşatma eylemi, şahsımıza odaklandıracak bir eylem değil, toplu bir eylemdir. Bu eylemin gerçekleşmesi bizim şahsımızla sınırlandırılacak bir çabanın sonucu değildir.)

Ancak, bu "televizyoncu"lar, aradan bir yıldan zaman geçmiş olmasına karşın, siyonist rejim konsolosluğunun kuşatılması eyleminden duydukları rahatsızlığı, üzerimize odaklanarak anlamaya çalışıyorlar? Elbette siyonist rejim konsolosunun, kuşatma eylemi ile ilgili olarak kullandığı "kabus dolu günlerdi" ifadesini de unutmadık...

Siyonist rejime karşı gerçekleştirilen bazı eylem ve etkinliklerden doğrudan bizleri sorumlu gören bu televizyoncular sormaya devam ediyor:

"Uluslar arası oynanan bir maçı nasıl kilitleyebiliyor?"(İsrail Netenya takımı ile Galatasaray arasında Ali Samiyen stadında yapılan maça atıfta bulunuyor)

"Türkiye"nin her tarafından konferans veriyor, bütün bunları nasıl yapabiliyor, bunların altından nasıl kalkabiliyor?"

"Türkiye"deki laik sisteme rağmen bu kadar nasıl rahat hareket edebiliyor?"

"Nureddin Şirin İran"a gidip geliyor? Onun İran"a gitmesi, dini sebeplerle mi, yoksa belli yapılarla olan bağından dolayı oradaki rutin çalışmalara mı katılıyor?

"İran bu tip insanlar üzerinden Türkiye"nin iç içişlerine karışmıyor mu?"

"Türkiye ile İran arasında, gerek hükümet gerekse halk arasında oluşan yakınlık ve sevginin sebebi nedir, bunun İran"ın İsrail"e karşı olan düşmanlığının bir sonucu mudur, İslamcı bir partinin hükümette olması bunda etkili olmuş mudur?"

Bu "televizyoncu" hanım öğrenmeye çalıştığı hususları dile getirmeye devam ediyor:

"İsra Haber ve Velfecr Türkiye"de Ortadoğu haberleri için kaynak oldu, bunu nasıl başardılar?"

"Kudüs TV"de hiçbir yerde ve hiçbir televizyon kanalında yayınlanmaya görüntüler yayınlanıyor, bu görüntüleri nereden elde ediyorlar? Hamas ve Hizbullah ile olan ilişkiler sonucu mu bu görüntüleri elde ediyorlar? Bu görüntüleri elde etmede İran"la bir bağlantı var mı?"

"Kudüs TV"nin ileride bir uydu yayını projesi var mı?"

"Gazze"de temsilcilikleri var mı?"

"Türkiye"de İsrail karşıtı eylemlerde Hamas ve Hizbullah bayrakları taşınıyor, Nureddin Şirin"in Hamas ve Hizbullah ile organik bir bağ var mı?"

Kanal 10 Televizyonu muhabiri şahsımız ve çalışmalarımızla ilgili daha da ayrıntılara girerek, açıkça bir misyonu yerine getirmeye çalışıyor"

Sorulan sorular, kullanılan ifadeler, bir televizyon programı amacından öte, etkisizleştirmeye yönelik bazı planları açıkça gösteriyor"

Bunun üç boyutu var; birincisi, bizi "dış bağlantılı terörist faaliyetler içinde olan" ve "Türkiye"nin güvenliği açısından tehlike arz eden" biri olarak lanse ederek Türkiye güvenlik makamları ve yargısı ile karşı karşıya getirmek"

Bu taktik, Siyonistlerin İslam ülkelerindeki İslami hareketlerin etkisizleştirilmesi için başvurduğu klasikleşmiş taktiklerinden biri. Nitekim 28 Şubat süreci de bu şekilde başlatılmıştı"

Nitekim, Sincan Kudüs Gecesi programından dolayı başlatılan sansasyonel yargı sürecinin arkasında da kendileri vardı"

Senaryosunu kendileri çizecek, planlamaları kendileri yapacak, ama uygulamayı içeriye bırakacaklar. Ya bir yerlere talimat verecekler, ya da oluşturdukları manipülasyonlar ile tutuklatma, yargılatma, cezalandırma yoluna gidecekler"

İkinci yöntemleri ise, Mossad ajanları eliyle sürdürdükleri "örtülü operasyonlar." Bunu da suikast, adam kaçırma gibi yollarla gerçekleştiriyorlar"

Üçüncü yöntem ise, psikolojik savaş taktiği ile hedefine koydukları kişi ve kurumların yıpratılmasını, toplumda yalnızlaştırılmasını sağlamak..

Kanal 10 televizyonunun şahsımız ve çalışmalarımız ile ilgili bir hassasiyet, merak ve kaygıları bu amaçlar için zemin hazırlandığının işaretlerini veriyor...

Amerikan istihbarat kaynaklarının "Velfecr"i "terörizmi teşvik eden siteler" kapsamına alıp hedef göstermesi de aslında, internet sitelerine varıncaya kadar ortada ABD-İsrail ekseninde global bir saldırı projesi olduğunu gösteriyor"

Bu noktada bizim de söyleyeceğimiz birkaç söz var:

Her şeyden önce, siyonist yapının üzerimize doğru gelmesini, muhtemel senaryolarla bizleri etkisizleştirme operasyonlarına yönelmesini olağan kabul ediyoruz. Yeryüzü sahnesinden silinmesini arzu ve irade ettiğimiz bu şeytani yapının geçmişten bu güne yapa geldiklerine yabancı değiliz...

İkinci olarak, bu gibi planlar bizleri ürkütmez, geri adım attırmaz, yıldıramaz. Aksine, bu can bu bedende durduğu sürece bu siyonist varlığa karşı mücadele azmimizi, Kudüs"ün özgürlük mücadelesi kararlılığımızı daha da artırır ve perçinleştirir.

Siyonist rejim artık yolun sonuna geldiği için daha da şirretleşmekte, daha çok savaş, saldırı, katliam planları içine girmektedir. İran,"a, Suriye"ye, Hamas"a, Hizbullah"a yönelik savaş tehditleri de bunun içindir. Ancak yaptığı tüm planlar, çizdiği bütün senaryolar onun yok oluşunu önlemeye yetmeyecek, biiznillah yakın bir zamanda tarihin çöplüğünde yerini alacaktır"

Bu süreçte Rabbimize olan ahdimiz ve şehidlerimizle olan misakımız üzere, karşılaşacağımız her akibete de hazırız; "Su testisi su yolunda kırılır" Eğer bu can bu yolda çıkacaksa, bu bizim için bir övünçtür, bu beden bu yolda acı çekecekse bu bizim için bir kıvançtır; bizler kefenimizi her zaman yanımızda taşıyoruz; önemli olan bu yolun devam etmesi, bu mücadelenin nihai zafere kadar sürdürülmesi, "Kudüs" sancağının elden ele taşınmasıdır"

"Özgür Kudüs Özlemi" kutsal bir özlemdir; "İsrail"siz bir dünya hedefi"ne erişmek ne kadar büyük bir arzu ise, bu uğurda feda olmak da bu kadar büyük arzudur"

Rahmetli İmam Humeyni"nin "Her Müslüman bir kova su dökse İsrail"i sel alır" sözünde olduğu üzere, eğer bizler bu siyonist varlığın üzerine bir kova su dökebildiysek, dökebileceksek ne mutlu bize"

Rabbim bizlere Şehid Ahmed Yasin"lerin, Şehid Fethi Şikaki"lerin, Şehid İmad Muğniye"lerin yanında yüzümüzü ak edecek çaba ve mücadele içinde olmayı nasip etsin"

Rabbim günahlarımızı, kusurlarımızı, ayıplarımızı bağışlasın"

Bu siyonist düşman karşısında ayaklarımızı sabit kılsın, üzerimize sabırlar yağdırsın; gaybi yardımları ve nusreti ile esenlik, kurtuluş ve özgürlük kapılarını yüzümüze açsın..

Zillet bizden uzaktır"

Kudüs"ün özgür ve aydınlık şafağında buluşmak üzere"

velfecr

Bu yazı toplam 3891 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar