Şimdi de 'Selam' tuzağı

Şimdi de 'Selam' tuzağı

17 Aralık darbe girişiminden istediği sonucu alamayan paralel yapılanma 28 Şubat yargısının icat ettiği Selam Terör Örgütü dosyası üzerinden kamuoyunu yönlendirmeye hazırlanıyor.

17 Aralık darbe girişiminden istediği sonucu alamayan paralel yapılanma, 28 Şubat yargısının icat ettiği Selam Terör Örgütü dosyası üzerinden kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor.

28 Şubat yargısının icat ettiği ve dindar kitleleri 'terörist' suçlamasıyla karşı karşıya bırakan İran bağlantılı Selam-Tevhid davası, paralel örgütün sarıldığı son dal haline geldi. Örgüt, başta Başbakan Erdoğan'ın yakın çevresi olmak üzere, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, gazeteciler, siyasiler ve STK temsilcilerinin aralarında bulunduğu 2 bini aşkın kişiyi dinlemek için hayali bir Selam Örgütü kılıfını kullandı.

KUMPAS ELLERİNDE PATLADI

Ancak, paralel örgütün hukuksuz dinlemeler için kullandığı hayali Selam örgütünün Türkiye koordinatörü olduğu iddia edilen H.A.Y'nin 28 Şubat yargısının icat ettiği Selam Tevhid Terör Örgütü davasıyla hiçbir ilgisinin olmadığı ortaya çıktı. Hayali örgüt herhangi bir terör faaliyetiyle de ilişkilendirilemeyince kumpas paralel yapılanmanın elinde patladı.

Yerel seçimler öncesi son algı operasyonlarını yapmaya çalışan paralel yapılanmanın bu kez de 28 Şubat yargısının açtığı Selam Tevhid davasını hızlandırmak için devreye girdiği öğrenildi. Paralel yapılanmanın, kendi icat ettiği örgütle bağlantılı göstermek istediği Selam Tevhid örgütü davasının seçim öncelere yetiştirilerek hükümeti zor durumda bırakacak bir algı operasyonu gerçekleştirmeyi planladığı iddia edildi. Birçok hukuksuzluğa sahne olan Selam Tevhid Örgütü Davası'nın Yargıtay 9. Daire'deki temyiz sürecinde yaşanan son skandal da bu bilgiyi doğruladı. Daire, sanıklara 60 klasörlük dosyayı inceleyip savunma hazırlamak için bir hafta süre verdi. Süre bugün doluyor. İddiaya göre davanın bitiş tarihi seçimlere yetiştirilecek.

ZULÜM DEVAM EDİYOR

'Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirerek, yıkarak yerine İran rejimine benzer bir İslam devleti kurmak' iddiasıyla yargılanan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin, Fatih Aydın ve Muzaffer Dağdeviren'e müebbete varıncaya kadar ağır hapis cezaları verildi. Bu isimler birçok cinayetle suçlandı. Dava Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde temyize gönderildi. Yerel mahkeme karar verirken sanıkların son sözünü sormadı.

Sanıklar esas hakkında savunma da yapamadı. Mahkemenin tutumu nedeniyle sanık avukatları istifa etmek zorunda kaldı. Baronun avukat tayin ettiği de sanıklara bildirilmedi. Temyiz mercii olan Yarıgay 9. Ceza Dairesi sanıklara savunma hazırlamaları için bir hafta süre verdi. Sanıklar 60 klasörden oluşan dosyayı 1 hafta gibi kısa bir sürede incelemek zorunda bırakıldı.

Skandalı savcılar ortaya çıkardı

Yeni Şafak'ın ülke gündemine taşıdığı Türkiye tarihinin en büyük dinleme skandalını adliyede göreve başlayan yeni savcılar ortaya çıkarmıştı. Savcılar, 'paralel yapı'ya bağlı savcıların 3 yıl süreyle İstanbul Başsavcılığı'ndan gizlemeyi başardığı 125 klasör belgede, Türkiye'de 2 binin üzerinde siyasetçi, yazar, çizer, sanatçı, siyasetçi ve akademisyenin hayali bir Selam Örgütü üzerinden an be an kayda alındığını tespit etmişti. Başbakan ve yakın çevresinin de içinde bulunduğu binlerce kişinin 4 sayfalık hayali bir ihbar mektubuyla başlattıldığı belirlenmişti.

İllegal soruşturmayı yürüten parelel savcıların ihbar mektubunun bir kenarına da pervasızca 'Tayyip Erdoğan' yazdığı da ortaya çıkmıştı.

İki örgüt de uydurma

Selam-Tevhid davasının ismi 1990'lı yıllarda yayımlanan Selam Gazetesi ile Tevhid Dergisi'nden geliyor. Bu iki yayın organı çevresinde bir terör örgütü oluştuğu iddia edilerek onlarca masum vatandaş terör örgütü üyeliği suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştı. Ancak, hükümetin hedef alındığı Selam Terör Örgütü soruşturmasıyla, Selam Tevhid Davası'nın içerik yönünden bir ilgisinin bulunmadığı tespit edildi. Algı yönetiminin bir parçası haline getirilen 'Selam Örgütü' ismini bu kez paralel yapılanma kullandı.

YENİŞAFAK