"SEN KÖPEK PİSLİĞİNİ AĞZINA ALIR MISIN"?

"SEN KÖPEK PİSLİĞİNİ AĞZINA ALIR MISIN"?

Ömrünün 45 yılını Fethullah Gülen'le beraber geçirmesinin ardından FETÖ gerçeğiyle yüzleşip ayrılan Latif Erdoğan'ın dün piyasaya çıkan "Şeytann Gülen Yüzü" kitabında birbirinden ilginç olaylara yer veriliyor.

Ömrünün 45 yılını Fethullah Gülen'le beraber geçirmesinin ardından FETÖ gerçeğiyle yüzleşip ayrılan Latif Erdoğan'ın dün piyasaya çıkan "Şeytann Gülen Yüzü" kitabında birbirinden ilginç olaylara yer veriliyor. 

Kitapta FETÖ elebaşının "Talebeye ait yemekten yemedim. Hatta talebeye ait sabuna bile el sürmedim." sözlerinden hareketle Fethullah Gülen'in her fırsatta duygu sömürüsü yapdığına dair bir çarpıcı olay anlatılıyor. 

İşte kitaptan ilgili bölüm: 

Merak edilmesin Kestanepazarı'nda talebelere çıkan yemek, öyle Gülen'in yiyeceği cinsten kaliteli yemek değildi. Hele her gün çıkan bazı yemeklerden taleelere bile gına gelir, parası olanlar çarşı pazardan bir şeyler almayı tercih ederlerdi. Zaten yemeklerde bitkisel yağ kullanılır; Gülen de kendi ifadesiyle bitkisel yağdan nefret ederdi. Sadece Cumaları eli yüzü düzgün yemek çıkardı; o zaman da zaten kendisi vaaz veriyor olurdu. Peki ne yer içerdi derseniz, her gün Abdullah Birlik'in evde annesinin yapıp hazırladığı ve üçlü sefertasıyla getirdiği yemeyeği... Ayrıca, ziyaretine gelenler de özellikle zengin olanlar eli boş gelmezlerdi. Ama onun yiyeceği yemeğin etli veya tereyağlı olması şarttı. 

BU EV ZEYTİNYAĞ KOKUYOR DİYE EVİ TERKEDERDİ

Talebenin sabununa gelince, o gün için biz talebelerin kullandığı sabuna Gülen'in el sürmemesi takvadan ziyade kullandığımız sabunun kalitesindendi. Bu yeşil sabunlar daha ikinci kullanışta kendini bırakır, görüntüsü hiç de hoş olmayan bir hal alırdı.Zaten zeytinyağından mamuldü. Yani Gülen'in evde yemekte bile kulanılsa, bu ev zeytinyağı kokuyor deyip kapıyı çalarak evi terk ettiği yağdan... Elbette Gülen'in böyle bir sabunu kullanması düşünülemezdi.

"SEN KÖPEK PİSLİĞİNİ AĞZINA ALIR MISIN?

Bir akşamüstü, akşam yemeğini yemiş, abdesthanede ellerimi yıkıyordum. Gülen de yan tarafta abdest alıyordu. Ben sabunu elimde iyice köpürttüm, sonra da sabunu köpüğü ile dudaklarımı hatta belki de ağzımı yıkadım. Bu arada, Gülen abdest almasını bitirdi, kısa bir süre de beni bekledi. Ben işimi tamamlayınca, sen, dedi, köpek pisliğini ağzına alır mısın! Ben şaşkın, almam, dedim. Bu sabunun ondan ne farkı var ki, dedi ve merdivenlere yöneldi, gitti. Elime ne zaman yeşil sabun alsam bu olayı hep hatırlarım. Ve ne zaman ondan "talebenin sabununa dokunmadım" sözünü duysam içten gülerim. Bir insan istediği sabunu kullanır, istediği yemeği yer, elbette o kendi tercihidir. Ama gayet doğal böylesi hallere farklı anlamlar yüklemek doğru değildir.