Selahattin Demirtaş, İsrailliler gibi anlamsızca yalan söylüyor.

Selahattin Demirtaş, İsrailliler gibi anlamsızca yalan söylüyor. İkinci ihtimal daha vahim…

1993’te Filistin’e gitmiştim.
Gitmeden evvel, ağabeyimin asker arkadaşı olan İstanbullu bir Yahudi’ye telefon açıp tavsiyelerini sormuştum.
Demişti ki:
“Hiçbir İsrailli’ye inanma! Hiçbir konuda inanma! Diyelim ki sokakta birine saati sordun, ‘Beş’ dedi. Ona da inanma! İsrail’de herkes her konuda yalan söyler. Yalanın bir anlamının olması gerekmiyor. Anlamsızca da yalan söylerler.”
(Evet, Ebuzer adlı “çabuk roman”da anlattığım o hikâye büyük ölçüde gerçek.)
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Suruç’taki açıklama(!)sını duyunca, İsraillilerin “anlamsızca yalan” söyleyişini hatırladım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suruç katliamı üzerine Kıbrıs’ta verdiği beyanatta aynen şöyle demişti:
“Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Teröre karşı uluslararası bir mücadele verilmesi gerektiğine inanıyoruz. İnsanlığın mutluluğuna kast etmiş bir olaydır. Bu terör eyleminde ölen vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine sabırlar diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu vahşeti milletim adına kınıyorum.”
Erdoğan’ın bu beyanatından 24 saat sonra, Selahattin Demirtaş, gözümüzün içine baka baka şu cümleleri kurdu:
“Cumhurbaşkanı bu katliam gerçekleştiğinde yurtdışı gezisindeydi. Çokta uzakta değildi, Kıbrıs’taydı. Halen bu ülkenin cumhurbaşkanı katliamda hayatını kaybeden kişilerin ailelerine başsağlığı dilemiş değil. Çünkü IŞİD üzülsün, IŞİD Türkiye’den korksun istemiyor. IŞİD’i besleyen zihniyet budur işte.”
Ne bu şimdi?
Allahu ma’assabirîn.
Demirtaş, Cumhurbaşkanı’nın başsağlığı mesajını duymamış veya okumamış olabilir mi?
Böyle bir iddiada bulunmadan evvel Cumhurbaşkanı’nın başsağlığı dileyip dilemediğini kesin olarak öğrenmek için internete bakmayı veya etrafındakilere sormayı akıl etmemiş olması mümkün mü?
Öyleyse şayet, durum daha vahim.
Bir lafıyla sokaklarda su gibi kan akmasına vesile olabilecek kadar güçlü bir siyasi aktörden bahsediyoruz.
Ve bu adam, hakkında konuştuğu konuları bilmeden, araştırmadan, öğrenmeden kışkırtıcı beyanlarda bulunabiliyor.
Büyük tehlike.

Bu yazı toplam 1052 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar