Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Seçimlerden kendimiz için hangi sonuçları çıkarmalıyız?

Bu ülkede yaşadığımıza göre cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonuçları elbette bizleri de az çok ilgilendirmektedir. 

Seçim neticelerini bütün detaylarıyla konuşmak ve yazmaktan ziyade bizi doğrudan ilgilendiren yönlerini iyi tespit etmeli, alacağımız neyse almalıyız. 

Hem cumhurbaşkanlığı, hem mahalli seçimle birlikte bir takım net ve kalın çizgiler ortaya çıkmıştır. 

Birincisi, Çözüm Süreci ülke insanının büyük bir kesim tarafından kabul görmüştür. 

Hem sadece hükümet kanadına puan getirmekle kalmamış, sürecin öteki ayağını oluşturan ve bu sürece uygun bir dil kullanan Selahattin Demirtaş’a da oy kazandırmıştır. Yani bu seçimin tartışmasız galipleri, çözüm sürecini yürüten ve savunanlardır. 

Ekonomik istikrarın sürmesi de bu seçimlerde etkili olmuş, özellikle iş dünyası buna dikkat ederek az çok tarafını belirlemiş, en azından daha önceki dönemlerde olduğu gibi beşli çete oluşturarak mevcut iktidara savaş açmamıştır. 

Paralel Yapıyı tasfiye söylemi ve bunun az çok fiiliyata dökülmesi de seçmen tarafından kabul ve destek görmüştür. 

Sizlerin de şahid olduğu gibi hem mahalli hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın en önemli gündem maddelerinden birisi Paralel yapıyla mücadele olmuş, kabul görmüş ve bu konuda halktan yetki ve görev almıştır. 

Ve bu arada Paralel yapı da asla pes etmediği gibi idealinden bir adım dahi geri adım atmamıştır. 

Paralel medya hiç aksatmadan başlattığı savaşı sürdürmekte, komutanın verdiği talimatı harfiyen yerine getirmektedir:
“Acaba bundan sonra ne olacak? demeden hareketlerinizi katlamak suretiyle doğru yolunuza devam edin. Yürüdüğünüz yol kendi ruh abidenizi ikame etme yoludur.” buyuran Pensilvanya’daki komutan, başlarına gelenleri de izah etme sadedinde meşhur hadis-i şerifi kendilerine uyarlayarak: 

“İnsanların en çok musibete uğrayanları evvela peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve salihler) gelir…” diyerek bulundukları noktadan asla dönmemeleri hususunda mensuplarını motive etmektedir. 

Nitekim seçim sürecinde cansiperane verdikleri uğraşla bunu göstermişler; ev ev, kapı kapı adam adama dolaşarak Ekmeleddin İhsanoğlun’a oy istemişlerdir. 

Bundan dolayı muhalefet cephesi, başta Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve E.İhsanoğlu nankörlük yapmamalı, kendilerine destek olanlara bir bir teşekkür ettikleri şu günde en büyük teşekkürü Pensilvanya’ya yapmalı, boy boy ilanlar vermelidirler. İnanınız kendileri onlar kadar çalışmamışlar, çırpınmamışlardır. 

Belki de ben yanılıyorum, bunun zıddı olmalıdır. Yani Pensilvanya başta CHP ve MHP olmak üzere söz konusu on dört partiye “Bizim gösterdiğimiz adayı desteklediğiniz için…” bir teşekkür yayınlamalıdır. 

Gelelim bizzat kendimizin bu seçimlerden hangi sonuçları çıkarmamız gerektiğine;
Her şeyden önce kendi ekibimizin dışındaki, kendi meşrebimizin veya çalışma gurubumuzun dışındaki diğer kardeşlerimizin başarılarıyla da mutlu olmasını bilmemizden, onların başarısını kendi başarımız olarak gördüğümüzden dolayı, bize bu özelliği lütfeyleyen Rabbimize hamd ediyoruz. Seçimin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. 

Bütün bunlardan sonra mevcut iktidardan ve cumhurbaşkanından adalet ve dürüstlükten başka hiçbir beklentimizin olmadığını belirtelim. İslami camiaların ve sivil toplum kuruluşlarının iktidardan yararlanma adına en güzel günlerini yaşadığı bu dönemde bizim hiçbir lütuf ve ihsan beklentimiz yoktur. Sadece adalet, dürüstlük ve bir de birinci ağızdan anlaşılmamızı bekliyoruz. 

Sadece camilerde Kur’an dersi verdiği için yıllar yılı zindanlarda yatmakta olan yüzlerce kardeşimizin varlığından haberdar olunmasını istiyoruz. 

Fakat her şeye rağmen iktidardan ve cumhurbaşkanından beklentilerimizin boşa çıkmasıyla sükût-u hayale uğramayacağız. 

Şurası unutulmamalıdır ki, bu camia Müslümanca var olabilmek için büyük bedeller ödeye ödeye bugünlere gelmiştir. 

İki bin öncesi bölgede hem Marksist terör örgütüne, hem Kemalist kolluk güçlerine, hem Jitem gibi devletin illegal yapısına ve hatta paralel yapıya karşı Müslümanca var olma mücadelesi vererek bugünlere gelmiştir. Hiç kimseye minneti yoktur, hiçbir yere bir borcu da yoktur. 

Bu günden sonra da aynı şekilde devam edecektir.

Bu yazı toplam 1109 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar