Sahte seçim anketçilerine ateş püskürdü

Sahte seçim anketçilerine ateş püskürdü

Kamuoyu araştırmalarında yılların tecrübesi Mustafa Şen'den son günlerde medyada yoğun bir şekilde yer bulan seçim anketi ile ilgili çarpıcı iddia...

29 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimlere 4 aydan daha az bir süre kala, kamuoyu araştırmalarında yılların tecrübesi GENAR\'ın Genel Müdürü Mustafa Şen, Haber 7'ye konuştu. Tecrübeli anketçi, TV'lerde boy göstererek medyaya sahte anket servis eden sözde araştırma şirketlerine ateş püskürdü.
Şen, partilerin aday belirleme süreci devam ederken piyasada adaylık sürecini manipülasyona yönelik dolaşan anketleri yorumladı.
Medya organlarını bu tür gerçekçiliği olmayan anketlere karşı uyaran Şen, bir anket çalışmasının sahih olup olmadığının nasıl anlaşabileceği noktasında çok önemli bilgiler verdi.
İşte Şen'in Haber 7 Yayın Koordinatörü Osman Ateşli'ye yaptığı çok özel açıklamalar:
Adayların da büyük ölçüde netleşmeye başlamasıyla seçim sürecine girdik diyebiliriz. Bu süreçlerin öncesinde ve sonrasında manipüle seçim anketleri yoğun olarak ortaya çıkar. Yine benzer bir süreç yaşıyoruz. Bununla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Evet özellikle parti içi siyasetin de hareketlendiği dönemlerde bu tür kamuoyu araştırmalarının yoğun bir şekilde görüyoruz. Onlardan bir tanesinin geçtiğimiz hafta Haber7'de de yayınlandığını söyleyebilirim.

O ANKETLER TAMAMEN BALON

Bu konuda en titiz kurumlardan biri olduğumuzu söyleyebilirim hocam. Elimizden geldiğince yayınlamıyoruz. Hatta bu tür masa başında yapılan manipüle seçim anketlerine haberlerimizde ve yazılarımızda sık sık dikkat çekiyoruz. Bu konuda diğer medya organları ciddi okunmalara ulaşmalarına karşın, biz okuyucularımızı doğru bilgilendirme adına, bu duruşumuzu koruyoruz. Geçtiğimiz hafta yayınladığımız çalışma pek çok medya organı tarafından referans alınması sonrası oluşan bir durumdu. Piyasada doğru habercilik adına yayın yapan medya organları bu tür araştırmaları kullanınca biz de zaman zaman yanılgıya düşebiliyoruz. O zaman doğrusunu sizden öğrenelim. Gerçek bir anket çalışması nasıl anlaşılır medyanın bu noktada nelere dikkat etmesi gerekir?

Kamuoyunun nabzını tutmaya çalıştığımız bu tür anket çalışmaları gerçek anlamda bilimsel bir çalışmadır. Dolayısıyla bu tür çalışmaların ciddi bir bilimsel alt yapıları olmaları gerekir. Aynı zamanda o bilimsel çalışmanın altında da başka bir katman daha var ki o da bilimsel etik kurallarıdır. Bu bilimsel yeterlilik ve etik kurallarının birleşmesi sonucu ortaya çıkan çalışmalar gerçek bir anket çalışmalarıdır. Buradan yola çıkarsak "ben de anket yapıyorum" diye anket yapılamaz ve yapılmamalı. "Ne var bunda aynı soruları ben de sorarım telefon ederiz, yüzyüze konuşuruz." diyerek yola çıkmakla bu iş olmaz. Bir kere şunu net bir şekilde söyleyebilirim: ortalıkta anket diye gezinen şeylerin çoğu anket değil. Onlar hiç bir bilimsel tarafı olmayan mülakat ve görüşmelerdir. Değil anket tahminleme aracı bile olamazlar. Hiçbir derinliği olmayan tamamen masa başında yapılan çalışmalardır. Bu da manipülasyon ve sahteciliktir. Bu tür piyasayı manipüle etme amaçlı balon anketleri nerden anlıyoruz?

HİÇ BİR ARAŞTIRMA YAPMADAN YAPMIŞ GİBİ DAVRANIYORLAR

Mesela deniliyor ki; "81 vilayette yaptığımız araştırma sonuçlarına göre şu oranları elde ettik". Bu çok uçuk bir şey... Sebebini madde madde sıralayacak olursak;

Birincisi; 81 ilin sonuçlarını bize bilimsel olarak gösterebilecek bir anket yapabilmek için nerden baksanız yüz bin civarında kişiyle yüzyüze ya da telefonla görüşmek gerekir. Rassal örneklemle dersek o zaman daha da  büyük bir sorun var. Bazı anket çalışması yapanlar rastgele biriyle görüştüğüm zaman o rassal örneklemdir diye zannediyor. Rassal örneklem o değildir. Rassal örneklem; TÜİK'in adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden, bilgisayarlar aracılığıyla belirlenen  bir örneklemdir. Rassal örneklem formüllerine göre bu örneklem belirleme çekilişi yapılmalıdır. Bunun için rassal örneklemle yürütülecek bir araştırmayı sadece TÜİK verileriyle yapabiliriz. Ben sıradan çıktım sokağa görüşüyorum, bu rassal örnek değildir. Bu karar örnektir. Karar örneklemleri sadece fikir verir, bilimsel değildir. Dolayısıyla rassal örneklemle yapılan anketlerin hata payları ve güven seviyeleri çok iyi hesaplanabilir. Rassal örneklemle yapıldığında bin yüz civarında kişiyle görüşmek normal dağılım olan bir yerde yüzde 3 civarında bir hata payı verir. Bu da normal bir sonuçtur. İkincisi; bin küsur kişi dediğinizde bu 81 vilayette yüz bin civarında insana tekabül eder. Yüz bin insanla görüşmek çok ciddi bir maliyettir. Gidip yüzyüze görüşürseniz, ki kimsenin elinde TÜİK'in elinde olduğu gibi bir telefon kayıt sistemi ve datası yok, dolayısıyla gerçek bir araştırma için mecbur yüzyüze görüşmek durumundasın. Ulaşım masrafları, konaklaması, anketörlerin maaşları, ücretleri vs… Nerden baksanız yüz bin kişiyle görüşmeniz sizin kasanıza getireceği yük bir milyon TL civarındadır. Bir milyon TL kadar sokağa atacak hazır parası olan zaten bu işi yapmaz gidip başka bir meslek yapar. Çünkü bu iş çok kazandıran bir meslek değil.

Parti genel merkezleri hariç hiç kimse 81 ilin bilmem şu kadar ilçenin sonuçlarını merak etmez. Hakkari'nin sonucunu bilmek siyasi bir hedefi yoksa kimin ne işine yarar?

Geriye o zaman tek bir seçenek kalıyor; sen bu çalışmayı yapmadın. Aslında yapmıyor ama yapmış gibi gösteriyor.

- Ekonomik hamle yapmak isteyenler öğrenmek isteyebilir mi?

Cebinden bu kadar para ödemez. Zaten bu kadar parası da yoktur. Yani bu işi yapıyorsa bir milyon TL'yi iki milyon TL'yi çıkarıp masanın üzerine koyacak adamın onun beş on katı daha fazla parası olması gerekir. O kadar parası olan adam bu işleri yapmaz.

Daha iyimser bir değerlendirme yaparsak; Telefon anketi yapıyor. Tek soruluk bir telefon anketi… Arıyor soruyor "kime oy vereceksiniz?" diye… "Filan partiye" diyor kapatıyor. Bu da bilimsel bir yöntem değil. Çünkü bilimsel olabilmesi için onun görüştüğü kişilerin il il Türkiye'yi temsil ediyor olması lazım. İstanbul'da görüştükleri İstanbul'u , Adana görüştükleri Adana'yı… Sosyodemografik ve sosyopolitik özellikleri, parametreleri gereği gibi temsil etmesi gerekmektedir. Bunu böyle yapmazsanız hata payınız en iyimser ihtimalle yüzde 7, yüzde 8'e çıkar. Görüştüğünüz kişinin ortalama demografik özelliklerini, yaş dağılımını, siyasi parti dağılımını, gelir dağılımını, mesleki dağılımını, eğitimini, o ilin yapısına uygun olup olmadığını bilemezsiniz çuvallarsınız.

Adana gibi bir ilde etnisite faktörü var mesela. Her etnik kurum her partiye oy vermiyor. O etnik dağılımla sizin görüştüğünüz kişilerin etnik dağılımının aynı olup olmadığını bilemezsiniz. Mezhep de cemaatler de aynı şekilde... Bütün bunları iyi bilmek gerekir. Bunlar anketin sabiteleridir. Bu sabiteler üzerinde kurulur bir anket.

Telefonla sorduğunuzda tek soruyla bunları bilemezsiniz. Bir test gerekir. Test edilebilir hale gelebilmesi için ona yakın soru sormanız gerekmektedir. Bir kere iki tane siyasi soru sormanız gerekiyor. Mesela; "Geçen seçimde kime verdiniz bu seçimde kime vereceksiniz?" gibi… Bunun yanında beş altı tane de demografik soru sormak zorundasınız. Yaş, eğitim, gelir, cinsiyet, meslek gibi… Standardı bir kere bunlar olmalı… Artı hangi gazeteleri okudukları, hangi televizyonları seyrettikleri sorulabilir. Piyasaları manipüle eden sözde anketlerde bunların hangisi var? Hiçbiri yok. Bunları sorsalar zaten maliyetlerin altından kalkamazlar.

Yüzyüze görüşülen kamuoyu araştırmaları kadar olmasa da en iyimser tahminle böyle bir anket çalışmasının maliyeti 400-500 bin TL'ye çıkar Türkiye'deki araştırma firmalarının hiçbirinin cebinden ödeyeceği bu kadar parası yoktur. Yüzde 10- 20 karla çalışan bir sektör burası… Bazen kafa kafaya çalışıyorsunuz.

Onun için bile bile manipülasyon yapıyorlar. Bu ahlaksızlıktır. Medyamız da doğru olduğunu zannederek bilerek ya da bilmeyerek buna alet oluyor. O zaman medya neye dikkat etmeli, bu anketlere itibar eden vatandaşlarımız neye dikkat etmeli?

Araştırmacılar Derneği var. Bir araştırma şirketi bir araştırma ile ortaya çıktığı zaman buraya üye mi bakmak lazım. Araştırmacılar Derneği'nde kaydı var mı? Araştırmacılar Derneği'nin bir de etik belgesi vardır. O etik belgesini imzalamış mı?  Yani "ben ahlaken ve bilimsel olarak sorgulanmaya açık bir kurumum, dilediğinizde benim anketlerimi kontrol edebilirsiniz" diyebilmeli bir araştırma şirketi… Gelir benim bilgisayarlarımı, anketlerimi, arşivlerimi inceler. Bu ikisine bir kere bakmak gerekir.

"BU TAM BİR AHLAKSIZLIK, SAHTEKÂRLIK"

Bir diğer konu araştırmayı yaptığını iddia eden kurumun ve kişinin geçmişine bakmak lazım. Bu adamın mesleği ne? Ne okumuş? Akademik olarak, bilimsel olarak altlığı yeterli mi, tam mı? Buna da bakmak lazım. Adam lise mezunu kendisini "strateji uzmanı" olarak takdim ediyor. Kimsede bakmıyor bu sözde "uzman" kimdir diye… Ortalıkta böyle serseriler var. Adam araştırmacılıkla hiç alakası olmayan bir bölümden mezun olmuş. Konu ile ilgili temel bilgileri bile yok. İstatistiğin "i" sini görmemiş. Matematiğin "m"sini görmemiş. Siyaset biliminin "s" sini görmemiş. Sosyoloji nin "s"sini görmemiş. Çıkmış bilmem ne uzmanı olarak konuşuyor, anket yapıyor, yayınlıyor.

Tam bir ahlaksızlık, sahtekârlık. Başka bir şey değil. Böyle serseriler dolaşıyor ortalıkta… Ya birileri adına konuşuyorlar, ya popüler olmanın kolay yolu olarak görüyorlar. Anket yaptın mı televizyona çıkıyorsun. Bu tür araştırmaların çok ciddi bir okunma rakamları var, takip edilme oranları var medyada... Onlar da bunu görüyor ve hemen masa başında sözde bir anket çalışması hazırlayıp yayınlıyor. Nasılsa bu müthiş bir şekilde popülarite getiriyor diye…

Bu da tabi bu tür manipülasyonu beraberinde getiriyor. Bu boyutuna da bakmak lazım olayın.

Bir de öbür tarafı var; ahlaken çok doğru bir adam olabilirsiniz, bilimsel olarak da gerekli formasyona sahipsinizdir. Yaparsınız, bilimsel olarak çok titiz davranırsınız, altlığınız da yeterlidir. İstatistik mezunusunuzdur hatta istatistik doçentisiniz, profesörüsünüz yaparsınız. Buna rağmen anketiniz yanlış olabilir. Yanlış olduğunu da göremeyebilir ve yayınlayabilirsiniz. Bu gayet normaldir. Bu kadar da zor ve hassas bir meslektir.

Türkiye genelinde otuz bin kişi ile yirmi bin kişiyle yapılan bir anket toplamda oldukça gerçekçi bir sonuç verir. Yüzde seksen Türkiye sonucunu verir. Bindelik sapmayla istediğiniz neticeyi alırsınız. Ama buna bile gerek yok. Türkiye sonucu üç beş bin maksimum yedi sekiz bin hadi hane halkı bazlı yaptınız on bin kişiyle siyasi sonuçlarını kesine yakın bir rakamla verebilirsiniz. Otuz bin kişiyle anket yapmaya gerek yok. Ama il il sonuç verecekseniz bunun için kesinlikle yeterli bir rakam olmaz. Elli bin, altmış bin kişiyle bile Türkiye'de 81 vilayetin sonucu ayrı ayrı verilemez. Verilir, ama yüzde 8- yüzde 10 hata payına karşılık gelir. Birine diyorsun senin oyun yüzde 50, birine diyorsun yüzde 5… E hata payı? Bu araştırmanın hata payı yüzde 8'i-10'u bulmuşsa sen bana neyin sonucunu verdin?

Yüzden aldığı oran kadar hata payından da oran alır. Yüzde 50 alan bir parti yüzde 3 hata payı ile yaptığınız bir ankette bir buçuk puan aşağıya bir buçuk puan yukarıya salınır. Dolayısıyla hata payınız küçük olması lazım ki doğru sonucu elde edebilesiniz.

Bugün yapılan tüm gerçekçi anketler gösteriyor ki; Ak Parti yüzde 50 civarında, CHP yüzde 26'nın etrafında, MHP yüzde 12-13 gibi oranlarda... Yüzde 8'lik bir hata payı ile MHP'ye oran versen gerçekçi bir değerlendirme olabilir mi?

Kimsenin hafızasını karıştırmaya gerek yok. Burada bir şeyi tekrar hatırlatıyorum. Bilimsel yeterlilik ve bilimsel etik olmadan kamuoyu araştırması olmaz. Her gördüğünüz şeyi yayınlamayın. Bakın bu adamın geçmişine, bilimsel yeterliliğine, bundan önce yaptığı anketlere… Daha önce balon anket yapmış mı? Önceki seçimlerde isabetli sonuçları yakalayabilmiş mi? Bu adam Araştırmacılar Derneği var oraya üye mi? Oranın etik belgesi var orayı imzalamış mı? Güvenilir Araştırma Belgesi'ne sahip mi? Mesela biz sahip değiliz. Sebebi de şu; Buradan bana da eleştiri gelebilir. Kendin sahip olmadığın bir belgenin adını veriyorsun diyebilirler. Ben o belgeye sahip değilim çünkü ben o belgenin üzerinde standartlar uyguluyorum. GAB, benim genel standartlarımın altında kalıyor.

İşin özü; Bu seçim sürecinde ortalıkta serseriler daha fazla boy gösterecekler, yer alacaklar. Her yönüyle yalan olduğu anlaşılan bir anketi medyanın bu kadar tecrübeden sonra tanıması ve yayınlamaması gerekir.

Bunun dışarıda herkesin yemeğini yememekten farkı yok. Nasıl herkesin lokantasına gitmiyorsunuz. Hijyenik mi, nasıl malzemeler kullanıyor bakıyorsunuz. Bu işte aynı öyle.

- Peki bu tür bir sahtekarlığa yaptırım yok mu? Balon anket yapmanın bir cezası var mı?

Maalesef cezası yok. Sektör içerisinde herhangi bir yaptırım söz konusu değil. Sadece ayıplayabiliyorsunuz. Sadece mülakatlar verebiliyorsunuz. Eğer Araştırmacılar Derneği bir oda statüsünde olsaydı. Durum çok daha farklı olabilirdi. Günün birinde derneğin statüsünü de değiştirmek gerekecektir diye düşünüyorum.

Ama hukuki yollar açık. Birisi çıkar yapılan sözde anketi mahkemeye verebilir. Der ki; "ben X partisiyim, yapılan şu sözde anketle y şirketi itibarıma zarar veriyor. Ben diğer anketlerde şuradayım beni şurada gösteriyor. Yargı yoluyla anketin doğruluğu araştırılabilir. Geçmişte bunun örneği var. Tansu Çiler bir araştırma kuruluşunu mahkemeye vermişti mesela. 2002 seçimleri öncesiydi sanırım. Anket firması haklı çıkmıştı sanırım.

O yüzden yapılan anketlerin kayıtlarının, formlarının ve tutanaklarının saklanması gerekmektedir bir süre. Kalem kağıtla yapılmışsa o arşivlerin, online yapılmışsa online kayıtlarının korunması gerekmektedir. Telefonla yapılmışsa "kati" deriz ona "kati" kayıtlarının saklanması gerek. Yani yarın ispatı vücud etmek gerekir.

Yoksa "anketiniz balon, uçtunuz dendi" ne yapıcaksınız? Bilirkişi heyeti ya da mahkemenin tayin edeceği kişiler gelir incelemesini yapar, mahkemede sonucu ortaya koyar. Bu kadar basit.

- Kaç kişiyle çalışıyorsunuz yaklaşık?

Türkiye genelinde toplamda 200 civarında kişi ile çalışıyoruz. Türkiye'yi on üç bölgeye ayırdık. Pek çok ilde çalışmamız var. Bu on üç bölgede bize bağlı çalışan alt araştırma firmaları var. Bunların sürekli denetimlerini ve eğitimlerini yapıyoruz. Bize gelen bütün anketörlerin tamamı teknik kontrolden geçiyor. Bakıyoruz bir usülsüz çalışma yapılıyor mu diye… Eğer bir naylon anket formu düzenlemişse o adamın bir daha onun bizimle çalışması mümkün değil. Bizim hiçbir ekibimizde ve çalışmamızda yer alamaz.

Buna titizliğe rağmen vatandaşın fikrinin değişmesi ya da anketörlerin yanlış kayda geçmesi gibi durumlarla da karşılaşılabiliyor. Bu tip durumların da bindelik oranın üzerine çıkmaması gerekiyor. Yüzdeye çıktığı anda anketlerin hepsi iptaldir.  Ama kasti hata, naylon anket, ve uçmanın affı yok.