Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Rumi takvim

Dün Ağustos’a kadar olan ayların nereden geldiğini yazmıştık. 12 ay’dan 5’i batıda Tanrıya adanmış aylardı. Bunlar; Şubat, Mart, Mayıs, Temmuz, Ağustos, Tanrılara adanmış aylardı. Ay isimlerinden sadece Ocak, Ekim, Aralık Türkçeydi.

Eylül Hasad mevsimini tanımlamak için kullanılan Arami / Süryani takviminin altıncı ayına verilen ad’dır. Hristiyanlar bu aya “İstavroz ayı / Haç ayı” derler. Galanti’ye göre anlamı “Sevinç çığlığı”dır. 1946’da, Eylül ayı için “İlkgüz”, Kasım ayı içinse “Songüz” adı teklif edilmiş ancak kabul edilmemiştir. Ekim,  Teşrin-i Evvel’in yerine ikame edildi. 10 Ocak 1945’te kabul edilen 15 Ocak 1945’te yürürlüğe giren yasa sonucu dört ayın adlarını değiştiren yasa çerçevesinde, “ekim mevsimi”ne atıfla ekim kabul edildi. Gök Oğuzlar bu aya “Kasım” derler. Bu ad “Yahya” peygamberin diğer adıdır ve Arapçada da kullanılmaktadır. 

Kasım ayına gelince, “Kasım”, “Kesim /Bölmek, ayırmak” anlamında da kullanılmaktadır. Bizde erkek adıdır. Kasım ayı, Anadolu geleneğinde  Hızır günleri olarak anılır. Kesim yerine “katım” olarak tesmiye edenler de vardır. Ay’ın “Koç katımı” ayı olması ile ilişkilendirilmesi de söz konusu edilmektedir. Kasım “Kazım” ile ilişkilendirenler de vardır. İbranice de Kazaam ve Ellas, buradan Hızır-İlyas’la ilişkilendirenler de olmuştur.

Aralık ayına gelince, “Ocak” kelimesi “Ganun-u evvel” yerine  kabul edildi. Önce “İlk Ganun” olarak “Evvel” ve “Sani” yani “ikinci” anlamına geliyordu. Yani “kış geliyor, Ocaklar yakılacak” anlamına geliyor. “Ocak” ev, barınılan yer / yurt anlamına da gelir. Mesela “Türk Ocağı”, “Türk yurdu” anlamına gelir. Türk Ocağının dergisi de “Türk Yurdu“ adını taşıyordu. “Ocak yakmak” ya da “Ocağını yıkmak, dağıtmak” da bu anlamdadır. “Ganun” kelimesi “Ocak” olarak tercüme edilmiştir. “Ganun-u Evvel”, Ocak ayı öncesi Aralık ayına göndermedir. Yani “Son baharla Kış arasında kalan / aralıkta kalan ay” demektir. Ocak, Ekim, Aralık böylece 12 ay içinde Türkçe isimli 3 aydır. Bunların da hikayesi böyle. Gördüğünüz gibi, Agustus, Martius, MaiaTammuz gibi Dini, tarihi, felsefi derinliği olan, sembolik değeri olan, gelenekten gelen önemli bir isimlendirmeden söz ediyoruz(!). Neyse günlere fazla itiraz etmemişler. Bazar, Bazarın ertesi, Salı. Ciharşenbe, Pençşembe, CUMA,  Cumartesi. Salı Arapçadaki “Selase”, yani “Üçüncü” gün ile ilişkilendirilir.  Farsça ve Süryanice’de aynı şekilde  “üçüncü gün” anlamına gelen Seşenbe kelimesi ile ilişkilendirilir. Zaten eski Türkçede de bugüne “Üçüncü gün” anlamında Üçünç deniyordu.

Bu Salı’nın ilginç bir hikayesi var. Aslında diğer günlerin isimleri de ilginç. Salı’nın İngilizcesi “Tuesday” yani köken olarak “Tiu’s Day”: “Tiu’nun Günü” Yani Germenlerin “zafer tanrısı Týr”e adanan gün. “Salı” Latince olarak “dies Martis: Mars günü” demektir. Mars, Pagan Roma’nın “Savaş Tanrısı”nın adıdır. İon halkları ise “hemera Areos” adıyla Yunan Savaş Tanrısı Ares’e atfen “Ares Günü” olarak kutlamaktaydılar.. 

Ganunu evvel, Ganunu sani gibi, Teşrin-i Evvel, Teşrini Sani deki “Teşrin” şeklinde tanımlanan aylar Ekim - Kasım aylarına karşılık gelir. Arapça, İbranice, Aramice, Süryani takviminde “Teşrin /Tişrin” şeklinde teleffuz edilir ve “kural koymak, tayin etmek, tesbit etmek, hükme bağlamak, yasama” anlamına gelir.

Ocak ayı batıda (LatinceJanuarius) şeklinde “Roma kapı tanrısı Janus”a nisbet edilir. Kadim Roma takviminde 10 ay vardı ve yıl 304 gün sayılıyordu. Kış onlar için uzun süren günler olarak kış günleri olarak topluca anılıyordu.. MÖ 700’lerde Romulus’tan halefi Numa Pompilius, takvimi kameri yıl gün sayısına eşitledi. Yıl 364 gün olarak yeniden tanımlanırken  Ocak ve Şubat ayları eklendi. Roma Paganizminde çift sayılar uğursuz kabul edildiği için  buna bir daha ekleyip 365’i buldular!? Şubat’a gelince, o “küçük ay / gücük ay) olarak anılmaya başlandı. Batılılar hesaplarındaki açığı kapatmak için, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 2. Artık yıllarda 29, diğer yıllarda 28 olarak hesaplanmaya başladı. Şubat aslında Rumi takvimin son ayıdır.

“Şubat”, Aramice üzerinden İbranice ve Süryanicedeki “Şabat”dan Türkçeye geçmiştir. Şubat ayının batılı dillerdeki adı, Pagan Roma’nın “Temizlenme Tanrıçası Februus”dan gelir. 

Peki bu Jüliyen ya da Gregoryen takvimi nereden geliyor?. Jülyen takvimi, MÖ 46’da Jül Sezar tarafından ilan edildi ve Batı’da 16. YY’a kadar bu takvim kullanıldı.. Artık yıl hesaplamasındaki ufak bir fark sonucu yaklaşık her 128 yılda bir günlük bir kayma oluşturduğu için, yerini Gregoryen takvimi almıştır. Bugün Türkiye’de de kullandığımız takvim olan Gregoryen takvim Jülyen takviminden daha eskidir.   Roma İmparatoru Gaius Julius Caesar (MÖ 100-MÖ 15 Mart 44)’ın, Mısırlı astronomi alimi Sosigenes’e yaptırdığı “Julyen” takvimidir. Mart ayının takvim yapımı ile ilgili böyle ayrı, özel anlam vardır ve bu konuda Mısırın Astronomi konusunda belirleyici bir rolü vardır.  Jülyen takvimine göre bir yıl 365 gün sürer ve her yılda 6 saatlik bir artar zaman vardır.. Bu saatlerin toplamı her yılda bir, bir tam güne tekabül eder ve yıla eklenir. Bunun sonucunda, bir yıl, 4 yılda bir 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12’ye tam olarak bölünmediği için bazı ayların 30 bazı ayların da 31 olması gerekecektir.. Bu takvimde yılbaşı, Mart’la başlar ve Şubat’la son bulur. Şubat son ay olduğu için ekleme-çıkarma da daha kolay olmaktadır. İngilizcede “July” olarak bilinen Temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer. Tamuz, hem bir pagan tanrısına, hem de imparatora adanmış özel bir ay’ın adıdır.

 

Evet, Tek Parti dönemi “Modern, çağdaş Türkiye”nin hikayes

Bu yazı toplam 764 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar