"PKK,Kürt Halkına Savaş Açmıştır"

"PKK,Kürt Halkına Savaş Açmıştır"

HÜR-DER Batman Şubesi, PKK’nin son saldırıları ile Müslüman Kürt halkına savaş açtığına dikkat çekilerek, bozulan huzurun sorumlusunun Devlet, Hükümet ve PKK ittifakı olduğuna vurgu yapıldı.

İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği HÜR-DER Batman Şubesi, PKK’nin son saldırıları ile ilgili basın açıklaması yayınladı. 

Yapılan açıklamada, Kürdistan halkının barış ve huzur özlemi ile tutuştuğu, silahların bırakılarak özgürlüklerin beklentisi içinde olunduğu bir zamanda maalesef beklentiler gerçekleşmediği gibi çok daha kötü ve önü alınamaz gelişmeler olduğuna dikkat çekildi. 

Kürt halkının silahlı güçlerin sınırların dışına çıkmasını ve silahların susmasını beklerken, dağa çıkarılıp silahlandırılanların sayısı arttırıldığına işaret edilen açıklamada, “Ülke içinde ve dışında palazlanan silahlı PKK güçleri, Kürt halkının çocuklarını toplu halde dağa kaldırmakta, Parti ve Sivil Toplum Kuruluşları yüzlerce kez bombalı saldırıya uğramakta, yollar silahlı güçler tarafından günlerce işgal edilmekte, köyler güpegündüz basılmakta, masum insanlar kaçırılmakta, suikastlar düzenlenmekte, insanlar öldürülmekte, araçlar yakılmakta can güvenliği yok edilmektedir” denildi. 



Açıklamanın devamında, şehir dışında silahlı PKK güçlerinin, şehirler de de BDP militanlarının halk üzerinde, baskı, yıldırma, korkutma ve sindirme faaliyetlerini rahat bir şekil de gerçekleştirdiğine dikkat çekilerek, “Son olarak Mardin-Kerboran’da (Dargeçit) bir parti üyesine yapılan suikast ve aynı partinin Diyarbakır-Dicle ilçe başkanının kaçırılması, PKK’nin Kürt halkına açtığı savaşın son halkasıdır. PKK; Kürt halkına savaş açmıştır. Kürt halkının huzurunu istememektedir. Barışın gerçekleşmesini istememektedir. PKK her zaman olduğu gibi halka barış ve huzur değil savaş, kan, gözyaşı, sunmaktadır” ifadeleri kullanıldı. 

Müslüman Kürdistan halkının, devletin göz yumması ile adeta PKK/KCK/BDP tarafından baskı ile esir edilmeye, özgürlüğü elinden alınmaya, köleleştirilmeye çalışıldığına vurgu yapılan açıklamada şöyle devam edildi: “Atılan basiretsiz adımlarla halkın hür ve özgür iradesi yok edilmektedir. Halkın güvenliğini sağlamaktan sorumlu devlet ise olanları sadece seyretmektedir. Devletin bu örgütle girmiş olduğu kirli ilişkiler barış yerine Kürt Halkına devlet destekli savaş olarak geri dönmüştür. Devlet adeta bölgeyi PKK güçlerine teslim etmiştir.” 

Bozulan huzurun sorumlusu Devlet, Hükümet ve PKK ittifakıdır
Halkın canını ve malını koruyup güvence altına alması gereken Devlet ve Hükümet sorumlularının PKK’nin bölge de terör estirmesine ne olduğu belirsiz anlaşmalarla göz yumduğunun dile getirldiği açıklamada, “Yapılan saldırılar nedeni ile bölge de akıtılacak mazlum halkların kanından Devletle birlikte PKK ve BDP sorumludur. Hükümet bir an önce bu kirli ittifakla ne tür bir anlaşma yaptığını açıklamak zorundadır. Ya halkını korumak, ya can güvenliğini sağlamak ya da halkın arasından çekilmek zorundadır. Gerekirse halk kendi güvenliğini sağlamalıdır. Halkın eşkıyaya teslim edildiği bir toplumda can ve mal güvenliğinden bahsedilemez” ifadelerine yer verildi. 

Açıklamanın devamında Müslümanlara dönük oyunlara dikkat çekilerek şöyle denildi: “Ülke dışında Pensilvanya’yı arkasına alan Amerika, ülkenin batısında Alevi topluluk ve örgütlerini ayaklandırarak, doğu da ise dünyanın en iyi beslenen örgütü olan PKK ile Müslüman halklara karşı kirli bir savaş başlatmıştır. Görünen o ki, PKK eli ile Müslüman Kürt halkına açılan savaş, iç ve dış kışkırtmalarla rengi İslami görünen hükümetin devrilmesine kadar sürecektir. Bölgemiz yapılan saldırılar Ortadoğu’da İslama ve Müslümanlara açılan savaşın devamıdır ve hiçbir zaman ‘Kafirler; onlara tabi olunmadıkça Müslümanlardan razı olmayacaklardır.’” 

Bölgede akıtılan kanların ve bozulan huzurun sorumlusunun Devlet, Hükümet ve PKK ittifakı olduğu belirtilen açıklamada, “Devlet vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamadıkça akacak kandan mesuldür. Başbakan çok konuşmaktan vaz geçip icraata geçmelidir. Gerekenin yapılması için illaki Bilal Erdoğan’ın kaçırılması veya öldürülmesi mi gerekmektedir? Bölge halkının kanının hiçbir değeri yok mudur?” şeklinde tepki gösterildi. 

Müslüman Kürdistan halkı kendisini koruyacak iradeye sahiptir
Açıklamanın sonunda, yapılan saldırı ve süreçle ilgili olarak Müslüman Kürdistan halkının tarihte olduğu gibi hiçbir zaman zulme ve zalimlere boyun eğmediği hatırlatılarak, “Müslüman Kürdistan halkı, tarihte olduğu gibi hiçbir zaman zulme ve zalimlere boyun eğmemiştir. Sorumluluğunu yerine getirmeyen güçlere karşı gerektiğinde kendisini koruyacak iradeye sahiptir. Güvenliği sağlanamayan halkın can ve mal güvenliğini sağlaması ve kendisini korumaya çalışması en doğal insani hakkıdır” diye uyarıda bulunuldu.