Paralelciler uslanmayacak. Bir kısmı bu yapıya kalpten bağlı. Onun için onlardan vazgeçmesini istediğiniz şey dinleri..

Bir kısmı aklından bağlı. Dünya bir medeniyetler arası savaşın eşiğinde bunu ancak bu diyalog önleyebilir. Müslümanlar Yahudiler, Hıristiyanlar ve batılılarla uzlaşacak. Dünyanın geleceği buna bağlı.

Bir kısmı göbekten bağlı. Bu yapıdan ayrılırsa ya da bu proje başarısız olursa gelirinden, kariyerinden, her şeyden mahrum olabilir. Sınav sorularını alarak başarmış, abileri tarafından terfi ettirilmiş.. Ayrılırsa bunlardan mahrum kalmaktan öte kendisinden cemaat karşıtlarının hesap sormasından korkuyor. Cemaatten ayrılırsa, sahip olduklarından mahrum kalacağı gibi sanık da olabilir.

İşadamları bu sayede kredi, hibe almış, dünyaya açılmış, esnaflıktan işadamlığına yükselmiş. Sadece bürokratı değil, gazetecisi, sanatçısı hepsi bu işten bir şekilde nemalanmış.

Dahası da var, cemaatten ayrılma eğilimi gösterenler, beklemedikleri şekilde cemaatin öteki yüzü ile karşılaşıyorlar. Kriptolar zaten işin farkındaydı. Sıradan insanlar cemaatin öteki yüzünü görünce korkuyorlar.

Zaten cemaat üyelerinin tamamı cemaatin madden ve manen yenilmez olduğunu, kimsenin cemaatle baş edemeyeceğini düşünüyorlar. Kim ABD, İngiltere, Fransa, Vatikan, İsrail ve Almanya’ya aynı anda kafa tutabilirdi ki.. Kim NATO’ya kafa tutabilirdi. Hocaefendi bu anlamda hem manevi ve hem de dünyevi güç, iktidar ve servete sahipti. Bu sonuç hiç beklemedikleri bir durumdu.. Hâlâ bir anda her şeyin nasıl tersyüz olduğunu anlamış değiller..

Balyoz, Ergenekon, daha geriye gidelim Refahyol, Susurluk, 28 Şubat durduk yerde olmadı. Erdoğan’a siyaset yasağı getirilmesi ve daha sonra kaldırılması da bu çerçevede düşünülmedi. Evdeki hesapları çarşıya uymayınca, Baykal’ı Cumhurbaşkanı yapamayınca, daha doğrusu Erdoğan “one minute”, Mavi Marmara ile projenin dışına çıkınca Erdoğan’ı ortadan kaldırmaya çalıştılar. Baransu sağda solda sakınmadan Erdoğan’ın eline kelepçe takıp mahkemeye getireceklerini söylüyordu. Ama beceremediler, planları altüst oldu.

İlginç değil mi, Ergenekon ve Balyoz davası Paralel yapının tezgahı idi değil mi? CHP ve MHP Ergenekonun avukatı idi.. Peki nasıl oldu da dün KCK’ya operasyon yapan Paralel yapı, soğuk savaşın sağ cephesindeki MHP ve sol cephedeki CHP kol kola giriverdi; AK Parti ve Erdoğan düşmanlığında buluşuverdiler?..

Gülen yemin billah ediyor, AK Parti ve Erdoğan gidecek ve kendileri kaldıkları yerden yollarına devam edecekler.. Fırtınaya yakalanan ağaçlar gibi birbirlerinin üzerine devrilecekler ve hepsi çürüyen yapraklar gibi toprağa düşüp gübre olacaklar.. Onların haline bakıp üzülecek kendileri..

Bu kehanetlerle teselli bulup, oyalanıyorlar..

İşin kötü yanı batılılar bu projeye büyük yatırım yaptılar, yerine koyacakları alternatif bir projeleri yok. Çok fazla zaman ve para harcadılar, çok yayıldılar, çok fazla insana ulaştılar.. Cin toplar gibi topladılar, şimdi dağıtamıyorlarlar.. Dağıtsalar da problem olacak, dağıtmasalar da. Çözümsüz kaldılar.

Gülen yaşanan süreci bazan bir şefkat tokadı, bazan içlerindeki çürüklerin ayıklanması için bir fırsat, daha zor şartlara hazırlanmak için çileli bir olgunlaşma vesilesi olarak yorumluyor, tabii adamına, zamana, zemine, şartlara göre. Kehanet tutmayınca şimdi zamanı biraz uzattılar. Restorasyon süreci 3 yıl sürebilirmiş, bazi abiler, ablalar kendilerini böyle kandırıyor. Ve birtakım hocalar da ebcet üzerinden dini metinlerden yeni istidraclar üretiyor.. Kimi 2023’e uzatıyor bu işi. Zaten BOP’un bir 2023 planı vardı, 22 ülkenin rejim, iktidar ve sınırlarını yeniden yapılandırmak için. Paralel yapı bu projenin bir parçası idi. İslam ve demokrasi de bu işin kandırmacası.

Ama görünen o ki, gelen günler geçen günleri aratacak.. Direnecekler, ama birden çökecekler, hani o 2 uçağın çarptığı “ana vatanları” ABD’deki İkiz Kuleler gibi.. Paralel yapının ki, züğürt tesellisi, ama müritleri açısından onların cephesinde yeni bir durum yok.

Bugünlük de bu kadar..

Selâm ve dua ile.. 

yeniakit