" Papaz Bahane  Hedef İşgal "

" Papaz Bahane Hedef İşgal "

Millî Gazete köşe yazarı Cafer Keklikçi, "İşgal Papazı" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Papaz mevzusu sonucu ABD Türkiye’yi tehdit etmekle kalmadı hemen yaptırımlarını açıkladı. Bir kere yaptırımların herhangi bir hukukta yeri yok. Zaten günümüzde uluslararası meselelerde hukuk saf dışıdır. Hangi devlet güçlüyse onun dayatmaları diğer güçsüz devletlere hukuk diye yutturulmaya çalışılıyor. Eğer böyle olmasaydı ABD’nin Irak işgali olabilir miydi! Yedi yıldır ABD ve Rusya’nın Suriye’yi işgal etmiş olmasının hangi hukukta yeri var! Peki, ABD Türkiye’yi gerçekten papaz mevzusundan dolayı mı tehdit ediyor? Eğer Türkiye papazı serbest bıraksa ABD Türkiye’yi tehdit etmeyecek miydi?


ABD’nin derdi papaz mapaz değil. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) uygulamasının uygulanmadığı iki ülke kaldı; biri Türkiye diğeri ise İran. ABD İran’a çullanmak için hazırlık yapıyor. Irak işgalinde olduğu gibi İran’ı da NATO ülkelerinin askerleriyle işgal etmek istiyor. Türkiye NATO üyesi bir ülke. Aynı Türkiye İran’la iyi bir komşudur. Doğalgaz başta olmak üzere hacimli ticari ilişkisi var. ABD İran’a uygulayacağı ambargoya Türkiye’nin de katılmasını istiyor. Türkiye ABD’nin İran yaptırımlarına destek verse olmuyor vermese olmuyor.


Türkiye ABD’nin İran’a uygulayacağı yaptırımlara destek verse İran’la kötü olacak vermese ABD ile kriz çıkacak ki çıktı! Zaten ABD kriz çıkmasını istiyor. ABD’nin işgal etmek istediği iki ülke var; biri İran diğeri Türkiye. Görünen o ki hangisini önce işgal edelim çalışması yapılıyor. İran’ı ve Türkiye’yi aynı anda tehdit ederek yani yaptırım uygulayarak bakalım hangisi daha dirençli denemesi yapılıyor. İran’ın arkasında Rusya var gibi, nükleer çalışmaları ilerlemiş gibi. Bunlara niçin ‘gibi’ diyoruz çünkü Müslüman söz konusu olduğunda kâfirler birbiriyle kolayca birleşebiliyor. (Bakınız Suriye!) Rusya İran’ı destekliyor görünüp İran işgal edildiğinde işgale kendisinin de katılmamasının garantisi yok. İran’ın yıllardır nükleer çalışması, uzun menzilli füzeleri olduğu efsane şekilde anlatılır ama ne hikmetse bu füzelerle şuana kadar hiçbir kâfir vurulmamıştır. Bu çalışmaların inandırıcılığı henüz kanıtlanmış değil…


Ülkemize dönecek olursak… Türkiye ABD’ye göbekten değil beyinden bağlı. Göbek kesilir atılır ama beyin kesilip atılamaz. Keşke beyinden değil de göbekten bağlı olsaydık! Ne demek bu? Şu; Türkiye’de eğitim sistemini ABD belirliyor. Türkiye’de faaliyet gösteren büyük şirketlerin hepsi ABD menşelidir. Yediğimiz içtiğimiz ABD’den geliyor. Devleti yönetenler önce ABD’den icazet alıyor. ABD’nin belirlediği eğitim içeriğiyle yetişen ve yine oradan gelen yiyecek içeceği (kola mesela) olmazsa olmaz gören Türkiye, ABD ile nasıl ‘savaşacak’!

 

Dahası var… İncirlik Üssü’nden kalkan uçaklar Irak’taki Müslümanları katletmedi mi, Suriye’deki Müslümanları katletmiyor mu! Bütün bunları normal görmüyor mu devleti yönetenler! Normal görmese neden İncirlik’ten kalkan ABD savaş uçakları Irak’ı bombaladı, neden halen Suriye’yi bombalamasına izin veriliyor! Şimdi de İran bombalanmak isteniyor! Sonra? Sonra sıra Türkiye’ye gelecek. Papaz mapaz bahane, işgal için sebep oluşturulmaya çalışılıyor.


Türkiye’yi yönetenler eğer gerçekten Türkiyeli ise İncirlik Üssü başta olmak üzere ABD’nin Türkiye’de bulunan bütün askeri bölgelerini kapatırlar. Yetmez NATO üslerini de kapatmaları gerekir. Politikacılarımızın ABD’nin saldırgan politikalarına karşı savunma değil saldırgan politika izlemeleri gerek! Yaptırım mı kapat İncirlik Üssü’nü al sana yaptırım! ABD askerleri içimizdeyken ABD’ye meydan okumak komik bile değil! İncirlik Üssü kapatılmadan yaptırıma yaptırımla karşılık vermenin mümkünü yok.


Türkiye, İncirlik Üssü’nü hemen kapatmalıdır!