Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Pakistan Bangladeş derken

 

 

Dün kaldığımız yerden devam edelim..

Kim di bu Abdülkadir Molla, ona bir bakalım. Suçu neydi. “Birliği, Vahdeti” savunuyordu. Suçu öylesine büyük öylesine büyüktü ki, bütün cezalar, ona nisbetle küçüktü. Aslında Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’ya verilen ceza “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden topluma verilen bir gözdağından başka bir şey değildi.

Bugün Bangladeş’te yaşananlar, Türkiye, Irak, Suriye için de bir ders olmalı aslında. Libyalılar için bir ders olmalı..

Bangladeş’te 1971 yılındaki ayrılık mücadelesi sırasında, birliği savunduğu için “savaş suçu” işlediği iftirasıyla hakkında idam cezası verilen Cemaat-i İslâmi Partisi liderlerinden Abdülkadir Molla, partinin genel sekreter yardımcısı idi. The Daily Sangram gazetesinin yayın yönetmenliğini de yapan Abdülkadir Molla, 1986 ve 1996 yıllarında iki kez milletvekilliği için aday oldu. Hakkındaki dava 28 yıl sonra yeniden açıldı. Bangladeş’te 2009 yılında kurulan “Uluslararası Suçlar Mahkemesi’ tarafından düzmece 6 iftiradan beşinden suçlu bulunarak idamla cezalandırıldı. Abdülkadir Molla Bangladeş ayrılık savaşı sırasında birliği savunan “El Bedr” hareketinin üyesiydi.

Aslında Bangladeş derin devleti, minareyi çalarken kılıfını hazırlamıştı. Kararın açıklanmasının ardından “savaş suçlarından yargılananların idamla cezalandırılmasını isteyen” ayrılığı savunan, derin devletin tetikçiliğini yapan “Şahbag protestoları” başladı. “Birliği savunanlar öldürülmeli idi ki, bir daha kimse bu fikri dile getirmeye cesaret etmesin!”

Abdülkadir Molla için verilen ceza Bangladeş’te İslami muhalefet tarafından sürekli protesto ediliyor ve dünyaya bu konuda harekete geçmesi için çağrılar yapılıyordu. Bangladeş yönetimi, BM’nin ve Ankara’nın çağrılarına kulak tıkadı.. Bu arada Dakka’da başlayan protestolar, ülkenin diğer kesimlerine sıçradı. Ayrılığı savunanlar Abdülkadir Molla’nın idam edilmesini ve Cemaati İslami hareketinin yöneticilerinin sanık sandalyesine oturtulmasını, faaliyetlerinin yasaklanmasını, mal varlığına el konulmasını talep ediyorlardı.. Bu sürecin sonunda Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 17 Eylül 2013 tarihinde Abdülkadir Molla’ya verilen ömür boyu hapis cezasını idam cezasına çevirdi.

İdam kararının infazından sonra Cuma namazının ardından Bangladeş’te halkla güvenlik güçleri ve Bangladeş derin devletinin silahlı çeteleri arasında sokak çatışmaları olduğu haberi geldi.. Bu arada Rajşahi’de Şehit Abdülkadir Molla’nın gıyabi cenazesinde binlerce kişi cenaze namazında buluştular ve kararı protesto ettiler.. İdam, Türkiye ve daha bir çok İslam ülkesinde protestolara sebeb oldu.. Oysa Pakistan ne hayallerle kurulmuştu.. “PakistanUrdu dilinde ve Farsça’da “Pak ülke” anlamına gelmektedir. İlk olarak “PAKSTAN” sözcüğü Choudhary Rahmat Ali tarafından 1934 yılında “Steril İslam coğrafyası” anlamında telafuz edilmiştir ve İngiltere’nin eski Hindistan sömürgesinin 5 eski eyaletinin harflerinden türetilmiştir. Söz konusu eyaletler bugün Pakistan’ı meydana getirmektedir. P-Pencap, A-Afganya (ülkenin Kuzeybatı bölgesi), K-Keşmir, S-Sind, TAN - BelucisTAN = PAKSTAN.

Doğu Türkistan ve HUİ müslümanları ile Çin’i ve Hindistan’daki müslümanları saymazsak, Pakistan 180 milyon nüfusu ile dünyada müslümanların çoğunlukta olduğu ikinci devlettir ve ayrıca ikinci en büyük Şii nüfusuna sahiptir: İslam 173.000.000 (%97) (ağırlıklı Sünni, %5-20 Şii ve %2,3 Ahmedi ). Hinduizm 3.200.000 (%1,6), Hıristiyan 3.800,000 (%1,6), Sih 20.000 (%0,001). Aslında Pakistan da artık steril bir İslam Cumhuriyeti değil..

Pakistan kurulduğundan beri rahat yüzü görmedi.. 1971-1973 yılları arasında Pakistan devlet başkanı ve 1973-1977 yılları arasında da başbakan olarak görev yapan, Pakistan Halk Partisi’nin kurucusu Zülfikar Ali Butto (d. 5.1.1928–ö.4.4.1979), 1977’de General Ziyaül Hak tarafından devrildi ve 1979 yılında idam edilmiştir. İki kez başbakanlık yapan kızı Benazir Butto da 27 Aralık 2007 tarihinde katıldığı bir miting sırasında öldürüldü.

Kenan Evren Kemalizme ne yaptı ise, General Ziyaül Hak da Pakistan’da İslam’a onu yaptı! Butto Ecevit gibi bir adamdı.. Batıya karşı en büyük suçu, Pakistan’ın nükleer programını kararlılıkla sürdürmesi idi.. İslami taleplere karşı sekülerleşme, Pakistan’ın modernleşmesi için önü açılan Butto, batının çıkarları açısından tehdit oluşturulmaya başlanınca, ülkedeki en güçlü muhalefet kanadı tarafından askeri yoldan alaşağı edildi. Sonra da tabi ki, Pakistan’ın İhvanı Cemaati İslami sivil bir muhalefetle askeri darbenin kurduğu düzeni alaşağı etti..

Yani, hep aynı ayak oyunları.. Bizde oynanan oyunların aynısı.. Birileri toplumun farklı kesimlerinin kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam ediyor..

Önemli bir gelişme olmazsa bu konuya devam etmek istiyorum.. Bu olaylar, bundan sonra karşılaşacağımız muhtemel olaylar açısından bir zihinsel hazırlık olmak üzere bir derse dönmesi gerek..

Bugün Bangladeşli kardeşlerimizin katlanmak zorunda oldukları baskı, zulüm, işkence, cinayet ve haksızlıkların bizler için bir baht kaynağına dönüşmesi için bu olaylardan gerekli dersleri çıkartmamız ve bu zulümlerin tekrarlanmaması için sessiz kalmamamız, sesimizi yükseltmemiz gerekiyor.. Bugün Bangladeş’te yaşananlar, yarın Özbekistan’da ya da dünyanın başka yerlerinde de yaşanabilir. Yapanın yanına kar kalmamalı.. Zalimlere zulümlerinin hesabı sorulmalı. Selam ve dua ile..

yeniakit

 

Bu yazı toplam 907 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar