Obama'nın adayı Ashton Carter

Obama'nın adayı Ashton Carter

Başkan Obama tarafından savunma bakanlığına aday gösterilen Ashton Carter, güçlü bir bürokrat olarak görülüyor.

ABD Başkanı Barack Obama'nın savunma bakanlığına aday gösterdiği Ashton Carter, ordu ve siyasette aktif deneyimlere sahip olmamasına rağmen güçlü bir bürokrat olarak görülmekle birlikte, siyasi görüş olarak daha "merkezde" yer alsa da Amerikan'nın dünyadaki liderliği ve gücüyle yapılabilecekleri konusunda "ödün vermez" biri olarak nitelendiriliyor.

Obama, Savunma Bakanı Chuck Hagel'ın istifasının ardından yerine Carter'ı aday gösterdi. Obama'nın başkanlığındaki dördüncü savunma bakanı olacak Carter, Hagel'a göre hem kariyer hem de karakter olarak birtakım farklılıklara sahip. Daha önce de eski bakanlardan Leon Panetta'dan sonra adı bakanlık için kulislerde geçen Carter, bu görevi Hagel'a kaptırmıştı. Aradan geçen iki yılın ardından Carter şimdi Hagel'ın yerini dolduracak.

- Ordu ve politika deneyimi yok ama etkin bir bürokrat -

Hagel'ın Vietnam Savaşı gazisi olması ve senatörlük yapmasının aksine Carter, 30 yılı aşkın kariyerinde orduda veya politikada aktif görev almadı. Ancak 60 yaşındaki Carter, bakanlığa "dışarıdan" gelen Hagel'ın tersine Pentagon'un içindeki çeşitli bürokratik kademelerde ve üst düzey pozisyonlarda yıllarca görevler üstlenmesinin etkisiyle kurumun işleyişi hakkında derin bilgiye sahip bir isim.

Hem eski Başkan Bill Clinton hem de şu anki Başkan Obama döneminde Pentagon'da üst düzey görevler alan Carter, en son 2011-2013 yıllarında Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştı. Obama'nın başkanlığının ilk yıllarında da bakanlığın teknoloji ve silah alımından sorumlu yetkilisi olan Carter, Clinton döneminde de bakanlıkta uluslararası güvenlik politikasından sorumlu müsteşar yardımcısıydı. Carter, bir dönem yine Pentagon'da Irak ve Afganistan'da mayınlara dayanıklı araçların geliştirilmesi ve konuşlandırılmasından sorumlu pozisyon gibi yenilikçi roller de üstlenmişti.

- Parlak akademik kariyeri var -

Parlak bir akademik kariyeri de bulunan ve Yale Üniversitesi'nde fizik ve Ortaçağ tarihi alanlarında lisans eğitimi alan, Oxford Üniversitesi'nde de teorik fizik alanında doktora yapan Carter, agresif ve entelektüel yapısıyla da daha pasif bir karakter taşıdığı ve Obama'nın ekibiyle toplantılarda çok söz almadığı söylenen Hagel'e göre farklı bir çizgiye sahip.

Carter, ABD'nin sıkı bütçe kesintilerine gittiği bir dönemde herkesin gözünün üzerinde olduğu Savunma Bakanlığı'nın bütçesinin idaresinden sorumlu olmuştu. Bugünlerde bazı kesimlerin bakanlığın en önemli meselesi olarak bütçeyi gördüğü dikkate alındığında, bu Carter'a yeni görevinde önemli bir tecrübe avantajı sağlayacak.

- Obama'nın yakın ekibine dahil olabilecek mi? -

Carter'ın savunma bakanlığı döneminde en çok merak edilen konulardan biri de Obama'nın "yakın ekibine" ne kadar dahil olabileceği sorusu. Hagel'ın istifasında, Obama'nın karar alma süreçlerinde daha çok Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Dennis McDonough gibi Beyaz Saray'daki yakın ekibine danışması ve "mikro-yönetim" tarzını benimsemesi, Hagel'in ise bu grubun içerisine girememesinin etkili olduğu yorumları yapılmıştı.

Hagel'ın istifasında etkili olduğu belirtilen ve bir ölçüde bununla bağlantılı bir diğer unsur da Suriye gibi dış politika konularında Obama ile arasında bazı görüş farklılıklarının olması. Baskılar sonucu istifa ettiği söylenen Hagel, ekim sonunda Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice'a iki sayfalık keskin bir eleştiri yazısı göndererek, Esed'e yönelik niyetine açıklık getirmemesi nedeniyle yönetimin Suriye politikasının çökme tehlikesi bulunduğu uyarısını yapmıştı.

Ashton Carter'ın da Obama ile aynı sorunu yaşayıp yaşamayacağı şimdi merak konusu. Carter adaylığının Obama tarafından açıklanması sırasında Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, yeni görevinde fikirlerini dile getirmede çekingen davranmayacağının işaretini vererek, Obama'ya hitaben "Eğer görevim (Senato'da) onaylanırsa size en samimi stratejik ve askeri tavsiyelerimi sunacağımın sözünü veriyorum" demişti.

Carter'ın, Beyaz Saray'daki açıklamaların ardından Obama'nın "yakın ekibinin" başındaki isimlerden Susan Rice ile sıcak kucaklaşması dikkat çekmişti. Ancak Suriye gibi dış politika konularında görüşleri ne olursa olsun Carter'ın bakanlığı süresince bunları Obama'ya kabul ettirmede ne kadar etkili olabileceği şu anda büyük bir soru işareti.

- Politik açıdan "merkezde", sert eleştirileri de görülüyor -

Amerikan basınında yer alan yorum ve haberlere göre, politik açıdan daha ziyade "merkezde" yer alan ve eski Başkan George W. Bush'un ikinci dönemi ile Obama'nın ilk yıllarında görev yapan eski Savunma Bakanı Robert Gates'in tarzını andıran Carter, geçmişte Kuzey Kore, Rusya gibi dış politika konularında daha ödün vermez ve sert görüşler içeren bazı yazılara imza atmıştı.

Carter, 1999 yılında eski Savunma Bakanı William Perry ile kaleme aldığı "Önleyici Savunma" adlı kitapta, "yanlış idare edildiği takdirde ABD için en öncelikli tehdit haline gelebilecek tehlikeleri" sıralarken, listenin başına "Rusya'nın kaos, izolasyon ve saldırganlığa sürüklenebilmesi" riskini yazdı. İkili, bu riski uluslararası sistemin 1. Dünya Savaşı'ndan sonra yabancı düşmanlığının hakim sürdüğü Almanya'yı idare etmedeki başarısızlıklarıyla ilişkilendirdi.

Carter ve Perry, Kuzey Kore'nin uzun menzilli nükleer füze denemeye hazırlandığına yönelik kaygıların arttığı bir dönem olan Haziran 2006'da da Washington Post gazetesinde Pyongyang'a karşı sert tavır içeren bir makale kaleme almıştı. İkili makalelerinde, "ABD kendisine karşı açıkça düşmanlık besleyen ve nükleer silahlara sahip bir ülkenin ABD topraklarına nükleer silah atabilecek kapasiteye sahip kıtalararası balistik füze geliştirmesine izin vermeli mi? Sanırız hayır" ifadesini kullanarak, Kuzey Kore'nin füze hazırlıklarında ısrar etmesi halinde ABD'nin füzeyi fırlatılmadan önce "vurma ve yok etme niyetini derhal açıkça ortaya koyması" gerektiğini yazmışlardı. Carter ve Perry, bunun denizaltıdan fırlatılan, yüksek patlayıcılı savaş başlığına sahip güdümlü füzeyle yapılabileceği görüşünü dile getirmişlerdi.

- "Şahin değil ama Amerikan'ın gücü konusunda ödün vermez biri" -

William Perry, New York Times'a verdiği bir demeçte, Carter için "Onu şahin olarak niteleyemem ama Amerikan gücüyle nelerin yapılabileceği konusunda gayet ödün vermez ve katı bir tavra sahip ve bu gücü gerektiğinde kullanmaya niyetli biri" ifadesini kullandı.

Carter'ın Hagel dönemindeki savunma bakan yardımcılığı döneminde altında çalışan Vikram Singh de "Carter, seçenekler dizisine dair riskleri değerlendirme, belirli riskleri alma ve bunların icrasında mümkün olduğu kadar etkili ve süratli şekilde harekete geçmede keskin bir vizyona sahip olacaktır" dedi.

Aynı gazeteye göre, Carter'ın yakın çalışma arkadaşları, kendisini aslında pek de "sabırlı" olmayan, zaman zaman "sivri ve direkt" ve düşüncelerini açıkça dile getiren biri olarak tanımlarken, bazı Kongre oturumlarında kendisine sorulmayan sorulara bile araya karışarak yanıt verdiği belirtiliyor.

Carter'ı, yazılarında eleştirdiği bazı konular da dahil, Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı operasyonlar, Batı Afrika'daki Ebola salgınıyla mücadeleden Afganistan'da muharip misyonun sona erdirilme sürecine, Rusya, Ukrayna krizi ve Kuzey Kore'nin nükleer faaliyetlerinden Pentagon'un baş etmek zorunda kaldığı bütçe kesintilerine oldukça zorlu bir görev bekliyor.

(AA)