Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Nasılsınız derseniz?

Bana “Nasılsınız” derseniz, size derim ki, “Elhamdülillah, layık olduğumuzdan daha iyiyim”

Bildiğim bir şey var: “Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..” İmtihan oluyoruz.

O, “servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirendir.” Sanırım biz bundan sonra servet ve iktidarla imtihan olacağız. Yeter ki, aklımız ve imanımız, servetimizin ve gücümüzün gerisinde kalmasın. Çünkü bu da ayrı bir helak sebebidir..

O, kadere, rızga ve ecele hükmedendir. Kadir-i mutlak’dır. “Ol” deyince oldurur, “öl” deyince öldürür. O, gören, duyan, bilen, hüküm sahibi olandır. Ve O, benim Rabbimdir.. O, beni “koruyan”dır. O’nun izni olmadan hiç kimse Allah’ın muttaki kullarına hiçbir zarar veremez.

Beni endişelendiren “içimizdeki beyinsizler”dir. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım”. Beni endişelendiren Şeytanın içimdeki işgüderi olan ve ölene kadar beni terk etmeyecek olan o lanetlenmiş Şeytandır.

Şunu da bilelim ve unutmayalım, her şey geçicidir. Baki olan yalnız Allah’tır! Kaybedenler gün gelecek kazanacaklar, Kazananlar ise kaybedecekler. Bu biraz da ne kaybedip, ne kazandığınızla ilgilidir.. Neyi verip, karşılığında ne aldığınıza bakın..

Evet, Allah herkese yardım eder, cahil ve zalimler hariç.. Biz nasıl hep kazanılmış savaşların kahramanlarını alkışlamaya alıştırılmışsak, aynı şekilde hep dışımızdaki düşmanlarla savaşmaya da alıştırıldık. Oysa kaybedilmiş savaşların da kahramanları vardır ve bazan içimizdeki düşman dışımızdakinden daha tehlikelidir..

İnsanoğlu kibriti gözüne çok yaklaştırınca arkasındaki kocaman bir ormanı görmez olur. Aşk, öfke ve ihtiras aklımızı zail ve gözünüzü kör etmesin.

Kimilerimiz sanki kendini Promete gibi hissediyor.. O tanrıdan ışığı çalıyordu. Bizimkiler tanrılarının elinden ekmeği, serveti çalmak istiyor sanki.. Birileri tanrıyı kıyamete zorlarken, birileri tanrıyı iktidara mecbur bırakmak için elinden ne gelirse yapıyor..

Ah o tanrılar! Ama bizim Allahımız var. O’na akıl öğretemez, O’nu ikna edemezsiniz. O’nu hiçbir şeye mecbur bırakamazsınız. Ah şu insanoğlu! Zalim, sabırsız, kan dökücü.. kıskanç, bozgunculuk yapan.. Kur’an-ı Kerim’de insanların 7 Zayıf Yönünü şöyle sıralar: Zalim ve cahil: Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar, bunu yüklenmekten çekindiler,(mes’ûliyetinden) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o, çok zâlim (ve) çok câhildir.”(el-Ahzâb, 72)

Acelecidir: (İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır…” el-Enbiyâ, 37), (İnsan, hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan çok acelecidir!” el-İsrâ, 11)

İnsan Menfaatine Çok Düşkündür: (“İnsanlardan kimi Allâh’a (şüphe ve tereddüt içinde) yalnız bir yönden kulluk eder: Kendisine bir iyilik dokunursa, buna pek memnun olur; bir de musîbete uğrarsa, çehresi değişir (dînden yüz çevirir). O, dünyâsını da, âhiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyânın ta kendisidir.” el-Hacc, 11)

İnsan Allâh’a Karşı Pek Nankördür: (“Denizde başınıza bir musîbet geldiğinde, O’ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, (yine eski hâlinize) dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür. O’nun, sizi karada yerin dibine geçirmeyeceğinden, yahut başınıza taş yağdırmayacağından emîn misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsınız. Yahut O’nun, sizi bir kez daha oraya (denize) gönderip üzerinize bir kasırga yollayarak, inkâr etmiş olmanız sebebiyle sizi boğmayacağından emîn misiniz? Sonra, bundan dolayı kendinize(intikâmınızı almak için) bizi arayıp soracak bir destekçi de bulamazsınız.” el-İsrâ, 67-69)

İnsan Harîs ve Cimridir: (Hayır! Doğrusu siz, yetîme ikrâm etmiyorsunuz; yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvîk etmiyorsunuz! Haram helâl ayırmaksızın mîrâsı hırsla yiyorsunuz. Malı aşırı derecede seviyorsunuz! el-Fecr, 17-20)(Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. Kendisine fenâlık dokunduğunda, sızlanır, feryâd eder, ona imkân verildiğinde ise cimrileşir, pinti kesilir. el-Meâric, 19-21)(Gerçekten insan dünya malına son derece düşkündür, onu çok sever. el-Âdiyât, 8)

İnsan Kıskanç ve Hasetçidir: (…Nefsler kıskançlığa meyilli olarak yaratılmışlardır. en-Nisâ, 128), (Yoksa onlar, Allâh’ın lütfundan verdiği şeylerden dolayı insanları kıskanıyorlar mı?.. en-Nisâ, 54), (…Kim nefsinin hırs ve cimriliğinden korunursa işte onlar felâha erenlerin ta kendileridir.” el-Haşr, 8)

İnsan Zayıf Yaratılmıştır: (…İnsan zayıf yaratılmıştır. en-Nisâ, 28), (Allâh sizi önce zayıf olarak yarattı, zayıflığın ardından size kuvvet verdi, kuvvetin ardından da tekrar bir zayıflık ve ihtiyarlık verdi…” er-Rûm, 54)

Kardeş ya, (yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin!” el-İsrâ, 37). Bakarsın veren Allah alır da. Mülkün sahibi sen değilsin ki! Ayetlerle ilgili derleme için Kaynak: Osman Nuri Topbaş İslamveihsan.com

“Nasılsınız” derseniz, cevabım açık, basit, net: “Elhamdülillah”. Ve ben bilirim ki, benim hakkımdaki hükmü değiştirecek olan, benim dışımdakilerin değişmesi değil, benim değişmemdir. Zira ben kendi hakkımdaki hükmü değiştirmedikçe Allah benim hakkımdaki hükmünü değiştirmeyecektir.”

O, beni sabreden, şükreden ve direnenlerden bulacaktır. Yeter ki O, benden razı olsun, ben O’ndan razıyım. Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 889 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar