Mustafa Desteci Hakkında Şok İddia

Mustafa Desteci Hakkında Şok İddia

Akit'e çarpıcı açıklamalarda bulunan Alperen Ocakları eski Genel Başkanı Serkan Tüzün, merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 arkadaşının hayatını kaybettiği helikopteri BBP'nin şimdiki Genel Başkanı Mustafa Destici'nin kiraladığını söyledi. Tüzün, Yazıcıoğlu'nun

BP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin paralel yapıyla olan ilişkisi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemesinden dolayı kendisini eleştiren Alperen Ocakları eski Genel Başkanı Serkan Tüzün, Akit’e şok açıklamalar. Tüzün, BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli helikopter kazası ile ilgili bomba açıklamalarda bulundu. Tüzün, düşen helikopterin Mustafa Destici tarafından kiralandığını, Yazıcıoğlu’nun bazı programlarını organize eden Ahmet Demir’in konuyu öğrenir öğrenmez tepki gösterip “uçan tabut” olarak nitelendirdiği helikopterden vazgeçilmesi için çaba sarf ettiğini söyledi. Alperen Ocakları eski Genel Başkanı Serkan Tüzün sorularımıza şu cevapları verdi: 

• Okuyucularımız için kendinizi biraz tanıtır mısınız?

- 1981 Kahramanmaraş Göksun ilçesi doğumluyum. Kafkasya’dan göç etmiş bir ailenin çocuğuyum. Babam termik santralde işçi idi, annem ise ev hanımı. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimlerini Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde tamamladım. Üniversite eğitimimi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladım. MHP kökenli bir aileden geliyorum.

• Yazıcıoğlu ile tanışmanız nasıl oldu?

- Muhsin Yazıcıoğlu ile tanışmamız şöyle oldu; Ankara’ya ilk geldiğim dönemde bir lokantada arkadaşlarımızla otuyorduk. Muhsin Yazıcıoğlu içeri girdi. Bizim için davasıyla, duruşuyla, yaşadıklarıyla örnek alınacak bir sembol şahsiyetti. İlk defa kendisini yakından görmüştük, yanına gittik. Kendimizi tanıttık. Böylece ilk tanışmamız gerçekleşmişti. O gün ki, tanışmadan sonra üzerimizdeki etkisi daha da arttı. Büyük Birlik Partisi’ne gidip gelmeye başladım.

“YAZICOĞLU, ALPEREN OCAKLARI GENEL BAŞKANI OLMAMI İSTEDİ”

Bu süreç devam etti. 2006 yılında Alperen Ocakları genel başkanı olmamı istedi Muhsin Yazıcıoğlu. Böylelikle 2006 yılında ocak genel yönetimine başladım. 2008 yılında askere gittim. Bu nedenle görevi bıraktım. Yani Muhsin Yazıcıoğlu hayattayken 2 yıl görev yaptım. Görev sürecim Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi’nin basılması gibi olayların yoğun olduğu bir dönemdi. Ve bu tür olaylarla ocaklarımız ilişkilendirilmeye çalışılıyordu. Fakat, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yönlendirmesi ve telkinleriyle bir şeyler yapabiliyorduk. Sonrasında 2009’da malum hadise Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatı gerçekleşti.

YAZICIOĞLU SUİKASTINDA ‘PARALEL YAPI İZİ’ !

• Görev yaptığınız 2006 yılında birçok olayın olduğundan ve bu olaylarla ocakların ilişkilendirilmeye çalışıldığından bahsettiniz. Bugünden baktığınızda sizce paralel yapı bu olayların neresindedir?

- Bu konuda çok müşahhas bir fikrim olduğunu söyleyemem. Fakat herkesin kendine göre olayların seyri içerisinde yapmış olduğu tahliller var. O dönem için en çok zihnimi karıştıran Hrant Dink cinayetinde dönemin istihbarat müdürü Ramazan Akyürek’e -ki kendisi paralel yapı dahilinde olduğu söylenen biridir- bu cinayetin gerçekleştirileceği Erhan Tuncel tarafından bildirildiği halde bunun karşısında hiçbir önlem alınmadığı gibi bir durum var. Bu durum sonucunda bu suikastla bu şahıslar arasında bir ilgi kurulabilir.

SUÇ ANI KAMERAYA ALINMIŞ!

• Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri neden düştü? Sizce de bir kaza mıydı?

Olayı ben Ankara’da olduğum için sonradan öğrendim. Öğrendikten sonra da hemen yola çıktık. Yoldayken olayla ilgili bir çok bilgi kirliliği yaşandı. Helikopterin Yozgat’a düştüğü, Maraş’ta farklı alanlara düştüğü yönünde. Öncelikle Yozgat’a gittik. Vali ve Emniyet müdürlüğü ile görüştük. Bilgi kirliliği ve uygulama yanlışlıkları nedeniyle sağlam sonuçlara ulaşamadık. Sonra Maraş’a geldiğimizde televizyonların gösterdiğinin aksine bir arama çalışması yoktu ve dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay orada İl Jandarma Komutanı’na sözünü geçirmek anlamında bir acziyet yaşıyordu. Asker ve polisin kendi kafalarına göre hareket etmeleri sonucundaki uyumsuzluk ve bilgi kirliliği sonucunda resmen bir aramama ve kurtarmama, bir kaos ortamı oluşturma faaliyetine dönüştü her şey. Sonuç olarak da 3 gün bulunamadı. Hâlbuki helikopterin düştüğü yer arandığında bulunamayacak, fark edilmeyecek bir yer değil. Bazı arkadaşlarımızın, arama çalışmalarında asker tarafından engellenmeye çalışıldığı yönünde ifadeleri var. Ben de arama çalışmalarına katılmıştım. Böyle bir engelle karşılaşmadım, belki farklı bir alanda arama yaptığımız için. Fakat sonradan ortaya çıkan video kayıtlarında asker tarafından helikopterin önemli parçaların sökülüp yok edildiği durumu var. Hiçbir asker talimatsız bir şekilde bu işi yapmaz. Ama kafa karıştıran bir durum var ki o da; suç işleme anının kamera kaydına alınması.

HELİKOPTERİ KİRALAYAN İSİM MUSTAFA DESTİCİ!

• Helikopter kim tarafından kiralandı?


- Şahsi kanaatim belki helikopter kendiliğinden düşmüş olabilir, fakat belli karanlık güçlerin bunu fırsat bilip bulunmamasını sağladığı yönünde. Ama bunun yanında helikopterin düşmesi yönünde de şaibeler var. O dönem; Muhsin Yazıcıoğlu’nun programlarını organize eden Ahmet Demir isimli bir ağabeyimiz vardı. O zamanki program için helikopterin ayarlanmasını kendisi sağlayamayınca Mustafa Destici Bey bir firma ile görüşmüş ve mevcut helikopter için anlaşmıştı. Ahmet Demir ağabey bu helikopterden haberdar olunca çok sağlıksız bir araç olduğundan, tek pervaneli bir araç olduğundan neredeyse uçan tabut olduğundan bahsetmiş ve vazgeçilmesini söylemiş fakat süreç içinde araçtan vazgeçilmemiştir. Hatta Ahmet Demir ağabey Muhsin Yazcıoğlu’nu arıyor ve aynı durumu anlatıp binmemesi gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine Muhsin başkan Destici’yi arayıp bu durumu ifade ettiğinde, Destici böyle bir söylemin oluşmasının sebebini helikopterin Ahmet Demir ağabey kanalıyla tutulmadığı için ortaya çıktığını söyleyerek geçiştiriyor. Bu durumu ispatlayan Ahmet Demir ağabeyin ifadesi ve Mustafa Destici’nin firmayla anlaştığı sözleşmesinin dökümleri bulunmakta.

YAZICIOĞLU, CEMAATİ ELEŞTİRİYOR MUYDU?

• Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı, Gülen cemaatine karşı tavrı ve paralel yapıya karşı tavrı nasıl olurdu?


- Muhsin Yazıcıoğlu devletin varlığı ve birliği konusunda çok hassastı. Devlete bakış açısın da devlet millet içindir, anlayışı vardı. Bu noktadan bakacak olursak yolsuzluğa karşı birisiydi. Devletin bu noktadaki eksiklikleri eleştirirdi. Kaldı ki bir muhalefet partisi olmanın gereği budur. Ayrıca devletin birliğine ve idari yapısını bertaraf edecek bir yapılanma olduğu zaman bununda kesinlikle karşısında olurdu. Cemaati bu anlamda sahiplenici bir tavır içersine girmez, onları bu noktada çok ciddi eleştirirdi.

DESTİCİ ‘UÇAN TABUT’ DİYE UYARILMIŞTI!

• Peki, bu süreçte Mustafa Destici’nin neden böyle bir aracı kiraladığı yönünde Devlet Denetleme Kurulu veya başka makamlar tarafından herhangi bir sorgulanma durumu var mı?


- Hayır, bu anlamda bir süreç yok. Çünkü kendisi yaptığı açıklamalarda bunu kabul etmiyor. Kendisinin bilgisinin olmadığı ve o dönemde kendisinin özel kalem müdürü Okan Bey’in bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini söylüyor. Biz Alperen Ocakları olarak, Mustafa Destici’nin kendisine helikopterin ‘uçan tabut’ olduğu Ahmet Demir tarafından bildirildiği halde neden kiraladığını ve helikopter kiralama noktasında neden ısrarcı olduğunu, bu konu kendisine her sorulduğunda neden kaçamak cevaplar verdiğini merak ediyoruz ve bu soruların cevaplarını bekliyoruz. Ben bu suikastın parti içinde de bir ayağının olduğunu düşünüyorum. Partimize gelip giden, görev yapan çok insan olmuştur. 2006 yılında yaşanan olaylarla partimizin alakalandırılmak istenmesi Muhsin Yazıcıoğlu tarafında bertaraf edilince, bir suikastla bu sonuçlandırılmak istenmiş olabilir. 

MEHMET ÖZMEN / YENİ AKİT