Muhammed Dayf'ın Peşindeki Ajan Anlatıyor

Muhammed Dayf'ın Peşindeki Ajan Anlatıyor

“El-Mecd El-Emni” sitesi İsrail iç istihbarat servisi Şabak’la ilişkili olup direniş karşıtı çalışmalar...

Siyonist İsrail, istihbarat toplayabilmek için Gazze içerisinden casusları kullanmaya ve yeni casus edinme çalışmalarına devam ediyor. Bu bağlamda gazeteciler, ‘en tehlikeli’ hedef kitlesi arasında…

El-Mecd El-Emni” sitesi İsrail iç istihbarat servisi Şabak’la ilişkili olup direniş karşıtı çalışmalar yürüten, bu sayede tehlikeli bazı bilgilere ulaşan ve direnişin öncülerinden olan çok sayıda kişinin suikasta uğramasına sebep olan, ayrıca Kassam Tugayları Başkomutanı Muhammed Dayf’a ulaşmaya çalışan casus bir gazetecinin itiraflarını yayımladı.

Casus kendini şöyle anlatıyor:

“1986 yılında üniversite eğitimimi bitirdim. Daha sonra birkaç sene çalıştım. Sonra Kudüs’te gazetecilik ve basın alanında bir kursa katıldım ve gazeteci olarak çalışmaya başladım. Tutuklanana kadar bu işi yaptım.”

Düşmanla İlişki Kurma

“Siyonist İstihbaratçılarla irtibata geçmem 1996 senesinde okuduğum bir gazete ilanından sonra oldu. Gazetede Batı Şeria ve Gazze’de işgal devleti adına çalışacak bir kişi arandığı belirtiliyordu. Ben de ilandaki telefon numarasına biyografimi faksladım. Bir süre sonra beni aradılar ve “Ortadoğu Stratejik Çalışmalar Merkezi” olarak isimlendirdikleri kurumun basın bölümünde işe alındığımı haber verdiler.

Benden Gazze’deki stratejik yapıyla ilgili onlara rapor sunmamı istiyorlardı. Ben de tünel çalışmalarına kadar birçok konuda onlara bilgiler ulaştırıyordum. Ancak bazı değişiklikler sebebiyle bu merkezdeki işimin sona erdiğini ve doğrudan Siyonist bir basın bürosunda çalışmaya başlayacağımı haber verdiler. Bana çeşitli gazetelere hizmet vermeyi amaçladıklarını söylemişlerdi. Daha sonra beni büroya özel bir programa çağırdılar ve orada Ortadoğu üzerine çalışmalar yapan bir Siyonist’le tanıştırdılar.

Bu kişiyle tanıştığımda kendimin istihbaratla ilişkili bir görevde olduğumu anladım ama casus olduğumu düşünmedim. İstedikleri raporları göndermeye devam ettim. Çünkü benden istedikleri basınla ilgili raporlardı ve güvenlikle ilgili herhangi bir öneme sahip değillerdi.

Bu kişiyle çalışmaya başladıktan birkaç sene sonra ona artık istediği bilgileri sunmaktan vazgeçtim. Ona bunu bildirdiğimde o da kendisinin açıkça bir istihbarat çalışanı olduğunu, benim de Siyonist istihbaratıyla çalışma yürüttüğümü söyledi. Beni onunla askeri üniformaları üzerindeyken çekildiğimiz ve samimi poz verdiğimiz bir fotoğrafla tehdit ettiler. Böylece işime devam etmeye mecbur bıraktılar. Bu sefer işimi isimlerinin Fevzi ve David olduğunu söyleyen iki görevlinin beraberliğinde sürdürmeye başladım.”

İnsanlar Ne Düşünüyor?

“Bu aşamada da Gazze’nin genel durumunu ve önde gelen isimlerin neler yapıp neler düşündüklerini gözlemlemekten başka herhangi bir görevle görevlendirilmedim. Görüşmeler hem sabit hat üzerinden hem de cep telefonu üzerinden sağlanıyordu. Ancak bir süre sonra yeni bilgiler elde edebilmek için kendimi geliştirmem gerektiğini söylediler ve benden internet ve bilgisayar üzerine kurs almamı talep ettiler.

Şabak İstihbarat Servisi’nin Aksa İntifadasından sonra talepleri özellikle İslami hareketlerin ve bu hareketlerin öncü isimlerinin takibi, bu kişilerle röportaj yapma ve bu sayede bilgi edinme üzerine yoğunlaştı.

İslami ve ulusal hareketlerdeki önemli isimlerle irtibata geçebilmek için birçok gazete ve dergiyle çalışma yaptım. İstihbarattaki görevliler bana sormam gereken soruları belirliyorlardı. Bu bağlamda özellikle de Hamas gibi kuruluşların askeri kanadıyla siyasi kanadının arasındaki ilişkinin boyutu soruluyordu.”

Dayf’a Ulaşma

“İstihbarat Şefi benden Hamas Hareketi’nin askeri kanadı olan Kassam Tugaylarının Başkomutanı Muhammed Dayf’la röportaj yapmamı istedi. Ben de bu yöndeki talebimi Hamas Hareketi’ndeki önemli isimlerden biriyle gerçekleştirdiğim bir görüşme esnasında kendisine ilettim. Ancak açık bir şekilde reddedildim. Böylece iletişime geçme çabalarım başarısızlıkla sonuçlandı.”

Direnişçilerin Takip Edilmesi

“İntifadanın başlarında yetkili kişiler benden çalışma tempomu hızlandırmamı istediler. Bu seferki görevim halkın durumunun ve yürüyüşlerin takip edilmesiydi. Ayrıca Hamas gibi diğer tüm kurumlarda genel olarak eli silah tutan her ismin, yine intifadaya öncülük etmiş olan isimlerin takip edilmesini ve bu kişilerle görüşmeler gerçekleştirmemi istediler.

Ben de direnişin önde gelen bu isimleri hakkında bir şeyler öğrenebilmek amacıyla onları akşam yemeğine çağırıyordum.

Çok az bir çaba sarf etmeme rağmen bu yemekler sayesinde çok sayıda bilgiye ulaştım. Çünkü direnişçiler söz konusu buluşmalar esnasında yaşadıklarını gururla ve gönüllü bir şekilde anlatıyorlardı.”

Casus ayrıca çok sayıda farklı işe karıştığını, bu bağlamda bazı direniş mensuplarını takip ettiğini de itiraf etti ve şunları söyledi: “Bazı direnişçileri takip etmiştim. Bunlardan biri de Fetih Hareketi yöneticilerinden suikasta uğrayan Cemal Abdurrezzak… Onu 4 gün boyunca takip etmiştim.” 

 

islamianaliz