"Muhammed Daif Dünyanın En Tehlikeli Adamıdır"

"Muhammed Daif Dünyanın En Tehlikeli Adamıdır"

Resimler yalan söylemez...

Brett Redmayne-Titley

 

 

Press TV

 

 

“Bir halk ordusu olmadan, halk için hiçbir şey yoktur.” – Mao Zedung (“Gerilla Savaşı Üzerine”)

 

Muhammed Daif, dünyadaki en tehlikeli adamdır.

 

Dünyanın en militarist iki ulusal dehşetiyle karşı karşıya olan ve medeni dünyanın ızdırap verici bakışlarla izlediği Hamas, bu insanlık dışı vahşilerin ikisini de dizlerinin üzerine çöktürüp Kahire'deki müzakere masasına oturttu.

 

Hamas'ın “demir yumruklu” lideri Muhammed Daif, Gazze'nin otonomisini getirecek bir zafere ve Filistin için ulusal bir zafere, geçmişte hiç olmadığı kadar yakın.

 

Bu daha önemlisi, geriye kalan medeni dünya için de bir zafer olacak.

 

Muhammed Daif hakkında az bilgiye sahip olan, İsrail'in son askeri yenilgisinin nedenlerini ortaya koyma isteği ise daha da az olan İsrail kontrollü medya, Muhammed Daif'i "gölge adam" ve "görece bilinmeyen" gibi muğlak ifadelerle yermeye çalışıyor. Miyop bir basın, Filistin halkının bu kariyer şampiyonu adamı için yapılan en önemli tanım olan “askeri öğrenci”yi es geçiyor. Bu övgünün tam anlamı, “gerilla savaşı öğrencisi”dir.

 

Tarihsel olarak bu etkili askeri strateji, pek çok ezilen halka özgürlük ve milliyetçilik kazandırmıştır. Gerilla savaşı, uluslar inşa etmiştir. Afrika Ulusal Kongresi (ANC) içindeki silahlı direniş olmadan Güney Afrika ne olurdu? İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) olmadan İrlanda Britanya'dan özerklik kazanır mıydı?

 

Mao'nun 1937-1945 yıllarında Çin'i Japonlardan kurtarma becerisi, yahut Che Guevara'nın 1954-59 yıllarında Küba'daki muzaffer halk ayaklanmaları düşünüldüğünde, Muhammed Daif üstadlarını gerçekten de çok gururlandırdı. Filistin, İsrail ikiyüzlülüğünün barbarca zulmü altındadır ve insanlığın sınırlarını çoktan çiğnemiş bir zulümdür bu. Bu zulüm de Gazze'de vuku bulmaktadır.

 

İşte Hamas'a duyulan ihtiyaç buradan geliyor.

 

Gerrilla savaşı, silahlar ve kandan fazlasıdır. Baskıyı nihai olarak alt etmek üzere tasarlanan zafer, dar askeri stratejinin ötesine giden bir satranç oyununu gerektirir. Muhammed Daif, her ne kadar Gazze'nin derinliklerindeki bilinmeyen bir sığınakta saklandığı varsayılsa da, kesinlikle sırıtıyor. Tarihin ve Mao ve Guevara'nın pratiklerinin öngördüğü gibi, İsrail'in Gazze'deki kana susamışlığının ürünü olan bir aylık dehşeti, Hamas'ın şu andaki siyasi müzakere pozisyonunda açık bir güce dönüştürdü.

 

Dünya çapında destek

 

Buna dair kanıtlar, İsrail başbakanı Bibi Netanyahu'nun Salı günü yetmiş iki saatlik ateşkesin ilan edilmesinden beri televizyona her çıkışında görülebilir.  Bibi tükenmiş, yorgun ve her zamanki gibi, kibirli dudaklarının bariz bir şeklde kaçırdığı olgular hakkında kafası karışık. Küstahça özgüveni de gidiyor ve Perşembe günü en az 64 ölünün yanısıra 1600 İsrail askerinin yaralandığını yazan, sabah da İsraillilerin gerçek bir soykırım barbarlığı beklentisini yerine getiremediği için onun savaş suçlarına destek oranının %60'a düştüğünü gösteren kamuoyu yoklamalarını aktaran gazete parçaları masasındaki çöp kutusunun dibine gidiyor.

 

Bir savaş suçlusu ne yapar?

 

Bibi'nin Washington kuklası bile şimdi dünya çapındaki halk öfkesinin şiddetli rüzgarı karşısında iplerinin üzerinde sallanıyor.  Ah, “imparatorluğun kederleri.”

 

İsrail için daha da kötüsü, Hamas'ın bu askeri ve siyasi zaferleri dünya çapında Siyonist kontrole olan muhalefeti daha da güçlendirecektir. Filistin'in her yerinde ve dünya çapında, dünyamız hakkındaki bilinç İsrail'in ortaya koyduğu gerçek tehdide daha fazla uyanıyor ve Gazze'deki korkunç görüntüler, ebediyen zihinlere kazınıyor. Muhammed Daif, Hamas için ufukta görünen zaferde liderliğini gösterdi. Bu zafer aynı zamanda Gazze için. Filistin için.

 

Sizin için ve benim için. 

 

İşte bu yüzden Muhammed Daif dünyanın en tehlikeli adamıdır.

 

"Gerilla savaşçısı, savaşın Cizvitidir."- Che Guevara (Gerilla Savaşı)

 

20. yüzyılın en başarılı ve en bilinen devrimcilerinden ikisi, aynı zamanda gerilla savaşıyla ilgili en fazla okunan kitaplardan ikisinin yazarıdır. Mao, 1937 tarihli “Gerilla Savaşı Hakkında” başlıklı manifestoda, halkın desteği olmadan gerillanın sudan çıkmış balık olduğunu ve “hayatta kalamayacağını” söylüyodu. Aynı fikirde olan  Guevara da “Gerilla Savaşı” isimli kitabında, “gerilla savaşçısı halkından tam destek almalıdır...” ve “arzuladığı reformun gerçek rahibi olduğunu gösteren bir ahlaki davranışa sahip olmalıdır” der. 

 

Gerçekten de öyle.

 

Muhammed Daif 1965 yılnda Gazze'nin güneyindeki Han Yunus mülteci kampında dünyaya geldi. Daif'in ailesi köken olarak, bugünkü Aşkelon yakınlarında bulunan, İsrail'in kuruluşu için dümdüz edilen, 1948 öncesi Filistin'in Koşva köyündendi. Filistinlilerin Filistin'den toplu olarak çıkarılarak çok sayıda uzun vadeli mülteci kampına sürülmesi nedeniyle, Muhammed Daif bir hapishanede doğdu.

 

O, Filistin'in kişileşmiş halidir.

 

Gençliğinde Müslüman Kardeşler'e katıldı ve Gazze İslam Üniversitesi'nde öğrenci siyaseti içinde aktifti. Birinci intifadanın patlak vermesiyle Daif, Hamas milislerinin saflarına katıldı. Mayıs 1989'da İsrail tarafından tutuklandı ve on altı ay hapse mahkum oldu.

 

1991 yılında serbest bırakılan Daif doğruca Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na gitti ve orada, 1996 yılında suikaste uğrayıncaya kadar tugayları yöneten üstadı Yahya “mühendis” Ayyaş'la tanıştı. Bomba yapımı becerileriyle bilinen Ayyaş, Hamas'ın komuta yapısı içinde yükselmeye devam eden Muhammed Daif'e bu becerileri ve askeri taktiklerin gerektirdiklerini öğretti.

 

DebkaFiles.com sitesine göre 1994 yılında onun komutası altındaki Hamas hücreleri, üç İsrail askeri  - Nachshon Wachsman, Aryeh Frankenthal ve Shahar Simani - öldürdü.

 

İsrailliler patlayıcı bir cep telefonuyla Ayyaş'a suikast düzenledikten sonra Daif, Şubat-Mart 1996 döneminde İsrailli sivillere yönelik bir dizi ölümcül bombalı saldırının beyinliğini üstlendi ve bu saldırılarda bir hafta içinde 58 İsrailli öldürüldü.

 

Muhammed Daif bundan sonra yer altına indi. Onun fotoğrafları aşırı derecede enderdir ve son on yıldır hiçbiri görülmemiştir.

 

Elbette İsrailliler onu öldürmeye çalıştı. Beş kez başarısız oldular ve efsanesini güçlendirerek ona “dokuz canlı kedi” lakabını kazandırdılar.

 

22 Ağustos 2001'de Daif ve yardımcısı Adnan el-Aval, bir suikast girişiminden kurtuldu.  26 Eylül 2002'de İsrail ordusuna ait bir Apache helikopteri Gazze'nin Şeyh Ravan bölgesinde bir taziye ziyaretinden eve döndüğü sırada arabasına iki Hellfire füzesi fırlattı. Daif hayatta kaldı.

 

İsrail ordusu Ağustos 2003'te bir deneme daha yaptı ve aralarında el-Aval, Haniye, Daif ve hareketin ruhani lideri Ahmed Yasin'in de olduğu Hamas liderlerinin toplantı yaptığı bir apartman binasının çatı katını bombaladı. Ancak toplantı yapan kişiler binanın bodrum katındaydı ve hafif yaralarla kurtuldular.

 

Aktarıldığına göre beş suikast girişimi Daif'i daimi tıbbi bakım görmek zorunda bıraktı. Muhammed Daif yolculuğa çıktığı zaman, kişisel olarak seçtiği ve güvendiği güvenlik ajanlarından oluşan iki ayrı ekibin yoğun koruması altında gidiyor. Ancak göründüğü kadarıyla o aynı zamanda bir kılık değiştirme ustası, zira Gazze'de tek başına farkedilmeden dolaştığı da aktarılıyor. Ona dair yakın zamanda çekilmiş bir fotoğraf olmadığı için, bu onun için kolay yapılabilir bir şey ve onun Hamas'taki liderliine getirdiği cüretin türünü gösteriyor.

 

Yalnızca iki üst düzey Hamas yöneticisi onun nerede olduğunu biliyor ve yalnızca birinin, Başbakan Haniye'nin onunla doğrudan temasa sahip olduğu düşünülüyor.

 

Daif, her ne kadar ender olarak görülse de, Hamas'ın siyasi ve askeri varlıklarını sıkı bir şekilde kontrol ediyor. Hamas'ın askeri konseyi ve genel personeli, herhangi bir önlem almadan önce onun onayını bekliyor. Hamas'ın dış siyasi büro şefi  Halid Meşal, Gazze Başbakanı İsmail Haniye ve İzzeddin el-Kassam Tugayları lideri Mervan İsa da kendisine aynı hürmeti gösteriyor.

 

Muhammed Daif'in Hamas'ın iç siyasi yapısı üzerindeki gerçek gücü, Hamas'ın yönetici organı Şura Konseyi için büyük bir gizlilik içinde yapılan 2012-2013 seçimlerinde kendisini gösterdi. Hamas siyasi şefi Halid Meşal'in kendisine bağlı kişiler için sandalye kazanma girişimlerine rağmen Daif üstün geldi ve daha fazla destek ve titizlikle seçilmiş kendi destekçileri için yeni sandalyeler kazandı.

 

“Silahtan kurtulmak için, silahı ele almak gerekir.” - Mao.

 

Gerilla savaşı, izleri M.Ö. 3. Yüzyıla kadar götürebilecek bir savaş yöntemidir. O tarihte Fabius Maximus, İkinci Pön Savaşı'nda Hannibal'in çok daha büyük güçlerine karşı bu savaş biçimini başarılı bir şekilde kullanmıştı. O tarihten bu yana,  “Guerra de guerrillas,” yahut Gerilla Savaşı taktikleri tarih boyunca yeniden ve yeniden kullanıldı ve çoğu zaman muzaffer olduğunu kanıtladı.

 

Mao Zedung'un gerilla savaşı pratiği ve teorisi, iki büyük ülkeye karşı kötü donanımlı bir isyancı ordusu ve savaşma ve direnme isteğinden başka hiçbir şeye sahip olmadan zaferler kazanan Vietnamlı General Vo Nguyen Giap tarafından kullanıldı ve adapte edildi. 

 

Ve tüneller. Millerce ve millerce uzunlukta tüneller.

 

Alt komutan "Marcos”, 1994'teki “Zapatista ayaklanmasında” zalim Meksika ordusuna darbe üstüne darbe indirmek için Meksika'nın Cihapas tepelerinde gerillalarına liderlik etti. O da zalimleri müzakere masasına getirdi ve Chiapas'a barış getirdi.

 

Aktarıldığına göre her zaman yanında, tarihe de hizmet etmiş olan bu iki büyük askeri sanat kitabını taşıyordu.

 

1987 yılında kurulan Hamas, Yahya Ayyaş'ın yönetimi altında, bir taraftan Filistin ülkesini yeniden kazanma amacına adanmış halde kalırken, diğer yandan Gazzelilerin ihtiyaç duyduğu pek çok eksik sosyal hizmeti sağlayan yegâne Filistinli sosyal-siyasal örgüt haline geldi. Gizli bir ABD Kongresi raporu gönülsüzce, “onun [Hamas'ın] sosyal hizmet kanadı Fiistinliler arasında çok popüler ve önemli hale geldi” itirafında bulunuyor.

 

Halk desteğinin ötesinde Hamas'ın temel görevi, Filistin'deki siyasi amaçlarını destekleyecek ve güçlendirecek uyumlu bir askeri örgüt inşa etmektir.

 

Hamas'ın Gazze'deki askeri savunma gücü, adını Filsitin'deki İngiliz Mandası döneminde yaşamış etkili bir Müslüman vaizden alan İzzeddin el-Kassam Tugayları'dır.  El Kassam 1930'da anti-Siyonist ve anti-İngiliz bir militan örgüt olan Kara El'i örgütledi ve hayata geçirdi. 1935'teki ölümüne kadar sekiz yüze yakın insanı örgüte almış ve onlara askeri eğitim sunmuştu.

 

Kara El, Hamas'ın öncülüydü.

 

Muhammed Daif'in seçtiği eğitimler ve taktiklerle Hamas, 2006 yılında Lübnan'da İsrailli düşmanlarını alt eden Hizbullah'la aynı hamurdan, gerçek bir ordu haline geldi.  Hamas gücünü, karmaşık ve ölümcül saldırılar gerçekleştirebilme becerisinden almaktadır.

 

Mao ve Guevara'nın metinlerinin ortaya koyduğu üzere tugaylar, kendilerinin saflarına katılmak isteyen kişilerden oluşan geniş bir havuza dayanabilir. Hamas'ın İran'dan biraz yardım aldığı aktarılıyor (bazı tahminlere göre bütçesinin %10'u) fakat göründüğü kadarıyla finansmanının önemli bölümünü dünya çapındaki Filistinli sürgünlerden, Arap devletlerindeki sempatizanlardan ve Filistin kontrolündeki bölgelerdeki meşru işletmelerden elde ediyor. Yabancı sempatizanların militanlara tedarik ettiği silahlar, tünellerin kullanması yoluyla kaçırılıyor. Hamas mühendisleri savaşçılara, el-Bena, Batar, Yasin ve Kassam roketi gibi etkili ev yapımı silahlar sağlıyor.

 

Temmuz 2006'da El-Kassam Tugayları, İsrailli asker Gilad Şalit'in esir alınmasına yol açan operasyonu gerçekleştirdi. Bu, Şalit'in serbest bırakılması karşılığında 1027 Filistinli esirin İsrail hapishanelerinden serbest bırakılmasıyla, Hamas'ın mükemmel bir şekilde uyguladığı bir plan haline geldi.

 

“Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir.”-Carl von Clausewitz

 

Mao, Gerilla savaşı stratejilerinin, saf siyasi hedeflere ulaşmak için yürütüldüğünü beyan eder. Ayrıca “dar görüşlü militaristler, siyaset ve askeri işler arasındaki ilişkiyi anlamalıdırlar” diye vurgular.

 

Tam da öyle. Kahire barış görüşmeleri.

 

Yenilginin işareti olacak şekilde İsrail, yetmiş iki saatlik ateşkesin uzatılmasını istedi.

 

“Gardını al İsrail!”

 

Muhammed Daif'in askeri zaferi, siyasi zaferin son kertedeki amacına, yani Gazze'ni özgürlüğü amacına giden yoldaki gerekli öncüldür.

 

Amerika ve yerküre çapındaki ahbapları sayesinde İsrail, on yıllardan beri istif halindeki iskambil kağıtlarıyla oynuyor. Birdenbire, tarihin saf istatistiklerinde olduğu gibi, Hamas dört asla mükemmel bir el açtı.

 

Öncelikle Hamas, İsrail ordusunun baskın gücüne ve İsrail ekonomisine sert bir darbe indirdi. Bu hafta mağrur İsrailliler, 1600'den fazla İsrail askerinin ciddi şekilde yaralandığı haberiyle şok oldular. Raporlar, İsrail'in resmi ölüm rakamının, yani altmış dördün, gerçek sayının çok altında bir fabrikasyon olduğunu gösteriyor. Bu yüzden İsrail ordusunun genelkurmay başkanı Korgeneral Benny Gantz'ın, “Şimdi biz [İsrail ordusu] bir rehabilitasyon dönemine giriyoruz” diyecek kadar ileri gitmesi şaşırtıcı değil.

 

Merkez Bankası müdürü Karnit Flug'un geçen Perşembe günü söylediğine göre İsrail'in Gazze'deki Koruyucu Hat Operasyonu, ülkenin ekonomisine yaklaşık 1.44 milyar ABD dolarına mal oldu. Flug, İsrail'in Kanal 10 televizyonuna, “Değerlendirmelerimize göre bu, GSYİH'nin yaklaşık yüzde 0,5'ine, yani 5 milyar şekele varabilir” şeklinde konuştu.

 

Hepsinden kötüsü, İsrail ordusunun “Hamas hâlâ ayakta ve askeri altyapısının önemli bölümü zarar görmedi. Gönüllüleri düzenli bir Filistin ordusunun çekirdeğini oluşturuyor ki bu, İslamcıların 7 Temmuz'daki Koruyucu Hat Operasyonu'ndan önce sahip olmadığı bir şeydi” itirafında bulunması oldu.

 

İşte bu ikinci ası getiriyor.

 

Aktarıldığına göre Hamas ve El Kassam Tugayları'nın safları doluyor.

 

Gerçekten de öyle. Yeni doğmuş çocuğunuz, yahut anneniz, kardeşiniz, kızkardeşiniz, büyükanneniz, teyzeniz, amcanız, yahut bütün aileniz, soykırımını kutlayan, acımasız bir şeytan tarafından paramparça ediliyor. Böyle bir durumda bir adam ne yapar?

 

Eline silah alır.

 

Press TV, bu hafta Gazzelilerle yaptığı röportajlarda, İsrail dehşetinin Gazze Şeridi'nde yarattığı dehşete rağmen, Filistinlilerin direniş hareketine ve Hamas'a sadık kaldığını gösteriyor.

 

Gazzelilerin kayıpları, İsrail rejiminin savaş suçlarının çoğuna tanık olmuş bir dünyanın bilincinde şok yaratıyor. Şu ana kadar, dört yüz otuzdan fazlası çocuk olmak üzere 1,900 Filistinli hayatını kaybetti.

 

Doğal insani koşullar, Hamas'a üçüncü ası getiriyor: İsrail'in dünya çapında kınanması.

 

Bu yazının yayınlandığı 9 Ağustos 2014, dünya çapında Gazze, Filistin ve insanlığa dönüş lehinde protesto günü. İsrail'e karşı öfke küresel çaplı ve dünya çapındaki çok sayıda şehirde yüzlerce, binlerce, on binlerce insan İsrail'e karşı olan kinlerini haykırıyor. Hızlı bir aritmetik, yazının yazıldığı an itibariyle dünya çapında sokaklarda olan öfkeli kalabalıkların iki milyonun üzerinde olduğunu gösteriyor. Ve bu kalabalıklar büyüyor da.

 

Resimler yalan söylemez.

 

Londra'da, STK'ların oluşturduğu bir şemsiye grup olan “Stop The War” Koalisyonu'nun organizatörü Lindsey German, "Öfke, eşi görülmemiş düzeyde” şeklinde konuştu.

 

İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, Tel Aviv'in Gazze'ye yönelik askeri saldırılarını sürdürmesi halinde İngiliz hükümetinin İsrail'e yönelik silah ihracatını askıya alması gerektiğini söyledi. Siyonist kukla  François Hollande, bu kez farklı bir tutum aldı ve soykırıma son verilmesi çağrısı yaptı. Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, İsrail'i “terörist devlet” olarak adlandırdı. Her geçen gün daha fazla sayıda dünya lideri, efendilerinin kasa anahtarlarını ellerinde tutmalarına rağmen, İsrail'i kınayan açıklamalar yapmak zorunda kalıyor.

 

Bu ise, maça beyini getiriyor: Mısır'ın başkenti Kahire'deki müzakere masası.

 

Salı günü yerel saatle 8:00'de üç günlük bir insani ateşkes devreye girdi ve İsrail askerleri kıyı şeridinden çekildi.

 

İsrail önce barış müzakerelerine katılmayı reddetti, bu gösteriden sonra ise ateşkesin uzatılmasını istedi. El Arabiye televizyonu, Hamas'ın ateşkesi Cuma sabahından sonra uzatmayacağını söylediğini aktardı. İzzeddin el-Kassam Kahire'deki Filistinli müzakerecilere, uzatmaya izin vermeme çağrısı yaptı.

 

Şimdi Hamas, Gazze limanının açılmasının devam eden barış görüşmelerinin ilk koşulu olmasını istedi. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar devam ederken – Hamas düşmanlarına doğru üç roket fırlattı – ateşkes görüşmelerine katılmayacağını söyleyerek karşılık verdi.

 

Bu sebeple İsrail, yeni ön koşullar listesi yerine getirilmeden müzakerelere geri dönmeyeceğini bildiren bir açıklama yayınladı. Hamas baş müzakerecisi Azzam el-Ahmed buna, elindeki dört asın gücünü teyit eden şu cevabı verdi: “Eğer sadece koşullarla geri dönecekleri teyit edilirse, yarın Kahire'yi terk edeceğiz.”

 

Hamas ve Muhammed Daif'in askeri taktikleri olmadan, Gazze'nin otonomisi hedefi masaya oturup İsrail savaş suçlularının gözlerinin içine bakamazdı.

 

Halid Meşal İsrail diye bilinen şeytanın gözlerine bir dahaki bakışında, elinde dört as tutuyor olacak. Omuz başında Muhammed Daif ile, Mao'nun, Guevara'nın ve tarihin hayaletleri ona bakıyor olacak. Onlar hep birlikte bu siyasi poker elini İsrail'i yenecek hale getirdi. Ölümlerden, acılardan, saf dehşetten sonra havada zaferin pek güzel tadı duyuluyor. Onu tadabiliriz.

 

Dört as yenilebilir. Ancak sadece bir aptal, ona karşı bahse girer.

 

İşte bu yüzden Muhammed Daif, gerçekten de dünyanın en tehlikeli adamıdır.

 

 

medyasafak.com