MHP iyi de, Devlet Bahçeli kötü... Mü acaba?

Bir “müdür”ü, bir “amir”i, bir “şef”i, ya da bir “Başbakan”ı, bir “Bakan”ı veya bir “Genel Başkan”ı koltuğundan indirmek, yani onu “yemek” için ne denir?..

Denilir ki;

“Müdür iyi de, etrafı kötü!”

“Amir iyi de, etrafı kötü!”

“Başbakan iyi de, etrafı kötü!”

“Genel Başkan iyi de, etrafı kötü!”

Böyle diye diye; 

“Başbakan, Bakan, Genel Başkan, Müdür, Amir veya Şef” yıpratılır ve en sonunda ayağı kaydırılır, koltuktan indirilir!..

Aslında bu, “kelle alma taktiği”nin en güzel metodlarından biridir!..

Öyle ya;

Hem “dost” görünüyorsun, hem de çaktırmadan adamı “yalnız” bırakıyor, en sonunda onun da ayağını kaydırıyorsun!..

“Siyaset”te de, “ticaret”te de, “bürokrasi” ve “memuriyet”te de, bugüne kadar hep bu metod uygulandı!..

Önce “etraftaki adamlar” temizlendi, onlardan sorumlu “amir”ler,“yalnızlaştırıldı”, sonra da koltuktan uzaklaştırıldı...

“MHP İYİ, BAHÇELİ KÖTÜ!”

Şimdi; özellikle “CHP’liler” tarafından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye karşı “tam tersi” bir taktik uygulanıyor!..

Meselâ, CHP milletvekillerinden Özgür Özel, Perşembe günü, CNN Türk’teŞirin Payzın’a mealen diyordu ki;

“MHP’liler iyi de, Bahçeli kötü!..

MHP’nin 80 milletvekilinden büyük çoğunluğu yüzde 60’lık blokun içindedir!.. Ama, Devlet Bahçeli’nin, AK Parti’ye koltuk değneği olmasını anlamak mümkün değil!”

Dedim ya;

Eskiden uygulanan “Genel Başkan iyi de, etrafı kötü” taktiğinin tam tersi bir taktik!

“Etrafı iyi de,

Genel Başkan kötü!”

Nedir burada amaç?..

“MHP milletvekillerini Devlet Bahçeli’ye karşı kışkırtmak!”

CHP Milletvekili Özgür Özel’in yapmaya çalıştığı, tam da bu!..

YÜZDE 60’LIK BLOK(!) ÇÖKÜNCE!

Peki, Devlet Bahçeli’ye yönelik bu “saldırı”ların sebebi ne?..

Tek sebebi var: AK Parti Adayı İsmet Yılmaz’ın, 258 milletvekilinin oyunu alarak 4. turda “Meclis Başkanı” seçilmesi!..

Malûm, bu seçimde, MHP’liler kendi adayları Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verdiler, yani, bile bile “geçersiz” oy kullandılar!..

CHP’nin adayı Deniz Baykal da, “CHP artı HDP oyları” başkan seçilmesine yetmeyince, İsmet Yılmaz “Meclis Başkanı” seçildi!..

İşte bunun için kızıyorlar Bahçeli’ye; “Niye Baykal’a oy vermediniz?”

Hiç düşünmüyorlar ki;

MHP’liler Baykal’a oy vermiş olsaydı, “HDP’lilerle aynı paralelde” oy kullanmış olacaklardı... Bunu,  tabanlarına izah etmeleri mümkün değildi!..

Kaldı ki, adama  sorarlar;

“Siz CHP’liler niye Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermediniz?.. Öyle ya; Ekmeleddin İhsanoğlu’nu; bırakın Meclis Başkanlığı’na, Cumhurbaşkanlığı’na aday gösteren ve Çatı Aday olduğunu deklâre eden siz değil miydiniz?..

Samimi olsaydınız; Üçüncü turda İhsanoğlu’nu destekler ve 4. tura kalmasını sağlardınız!.. Peki niye Baykal’da direttiniz?”

Demek oluyor ki;

“40-60’lık blok” demekle olmuyor bu işler!.. “Blok” diyorsan, gereğini de yapacaksın!..

Ama, CHP bunu yapmadı.

“İlk fiskede blok çöktü!”

Zaten öyle bir “blok” yoktu ama, “hesap adamı”(!) Kemal Kılıçdaroğlu,“SSK’yı çökerttiği” gibi, şimdi de “bloğu çökertti!”

Bahçeli’ye öfkeleri bundan!..

BAHÇELİ’NİN VUKUAT(!)LARI!

Şimdi diyorlar ki;

“MHP’liler yüzde 60’lık blokun içinde ama, Bahçeli kötü!”

Bahçeli’yi “aşağılamak” için, “AK Parti Osmaniye Milletvekili” yakıştırması bile yaptılar ve “otobüsü yine duvara toslattığını” söylediler!..

Peki, daha önce ne yapmış Bahçeli?..

“Müflis tüccarın eski defterleri karıştırması” gibi, bunlar da “Bahçeli’nin eski vukuat(!)larını” sıraladılar ve dediler ki;

l 2008’de türban için AKP’ye destek verdi...

l 2007’de Gül’ün Köşk’e çıkmasının önünü açtı...

l 2012’de tepki çeken 4+4+4 eğitimini geçirtti...

l 2013’te Gezi eyleminde AKP’nin yanında yer aldı...

l 2013’te alkole yasak getiren yasayı destekledi...

lSınır ötesi tezkeresi için AKP’nin yanında yer aldı...

Tamam, Bahçeli; 

“Milletin menfaatine” olan bu “vukuat”(!)ları işledi de, o zaman, onu niye“yüzde 60’lık blok”ta gösterdiniz?..

Ne yani;

Bahçeli bu “vukuat”(!)ları işleyince “suçlu” oluyor da; Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Çatı Aday” olarak gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemesine niye “alkış” tuttunuz?..

CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu; bugün kalkmış, diyor ki;

“MHP’nin bu tavrı, başından beri beklenen bir şeydi. Çünkü AKP ne zaman köşeye sıkışsa kurtarıcısı bellidir. Koltuk değneği bellidir. Onun için beklenen bir şeydi.

Seçimden sonra oluşan atmosfer kan kaybetmiştir. O atmosfer demokrasi istiyordu, tek parti istemiyordu, totaliter bir yönetim istemiyordu. Bugün o atmosferin ortaya çıkardığı bir aktör, totaliter yönetimden yana tavır koydu. O atmosfer bugün kalmamıştır.

Türkiye’nin normalleşmesi açısından tarihi bir fırsattı, fırsat kaçmıştır!”

Görüyorsunuz değil mi;

Ne kadar da “buyurgan”lar!..

Ne kadar da “tepeden bakıyorlar!”

İllâ “onların dediği” olacak!..

Onların “dümen suyu”nda değilsen, “çok kötü”sün, “tu kaka”sın!..

Bu sözleri sarf eden Kemal Kılıçdaroğlu’na sormak gerekmez mi;

MHP’nin bu tavrı, “başından beri beklenen bir şey” idiyse, nereden çıkardın “40-60 blok”unu?..

Bu “blok” sözünü sarf etmeden önce, “Bahçeli’nin fikri”ni niye almadın?..

Ne yani;

Sen “sahip”sin de,

Bahçeli “halayık” mı?..

Evet, Bahçeli “halayık” mıdır ki, senin “buyruk”larına uysun?!?..

Diyorsunuz ki;

AK Parti’ye “koltuk değneği” oldu... Peki, “AK Parti’ye koltuk değneği”değil de, “CHP ve HDP’ye baston” mu olsaydı?.. Eğer onlara “baston”olsaydı, herhalde “tadından yenilmez” olurdu, öyle mi?!?..

Sizi gidi “ikiyüzlüler” sizi!..

BAHÇELİ’DEN SERT CEVAP

Devlet Bahçeli’nin; kendisine ve partisine yönelik ve “hakaret”e  varan bu eleştirilere cevabı çok sert oldu!..

Önceki gün, “MHP’nin Facebook Hesabı” üzerinden dedi ki;

“Ne ibretliktir ki; HDP’yi yok saymamızdan rahatsız olanlar bizi eleştiri yağmuruna tutmaktadır. Herkes meşrebine ve mayasına uygun konuşmaktadır. Ekranlarda, gazete köşelerinde, uzatılan mikrofonlarda bize demokrasi dersi vermeye cüret edenler önce vicdan, aidiyet ve ahlâk imtihanından geçmeyi denemelidir. Bizim kimsenin aklına ihtiyacımız yoktur. 

Şimdi kalkıp bayrağa sarılı şehit naaşlarını, hıçkıra hıçkıra ağlayan şehit analarını, bir uzvunu kaybetmiş muhterem gazilerimizi unutalım mı? Emzikli bebeklerin vücutlarında açılan kurşun deliklerini aklımızdan çıkaralım mı? Köy ve karakol baskınlarını, yol kesmeleri, pusu kurmaları, mayınlı saldırıları olan olmuş bir kere diyerek hafızamızdan silelim mi?”

HDP’lilerin; “PKK terör örgütü değildir” şeklindeki skandal açıklamasından sonra, Devlet Bahçeli’nin böyle bir açıklama yapması, son derece anlamlıdır!..

Şu hâle bakın;

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ifadesiyle, karşımızda öyle“şımarık” ve “küstah” bir HDP var ki; hem “Hükümet’e savaş açıyor”, hem de “Çözüm Süreci’nin devamını” istiyor!..

Hep istiyor!.. Hep istiyor!..

Peki, sen ne veriyorsun?..

Verdiği hiçbir şey yok!..

İşte böyle bir HDP; 

Hem Hükümet’in, hem de Devlet Bahçeli’nin tepkisini çekiyor!..

Hele söyleyin;

Bahçeli haksız mı?..

Açık söyleyeyim;

“Bahçeli’nin konuşma metni”ni kim yazıyorsa, çok iyi yazıyor!..

Ama, Bahçeli, bu metindeki “vurgu”ları tam yapamıyor!.. Bence o vurguları da tam yapsa ve “yüksek tonda” söyleyebilse, ortaya “çok daha etkili” bir konuşma çıkar!..

Ama, yine de meramını anlatıyor!..

SEN KİM OLUYORSUN?

Her neyse... Biz yine dönelim CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’na...

Hem, seçimden “eriyerek” çıkacaksın, hem de “çoğunluk partisinin genel başkanı” gibi, “oyun kurucu” rolüne soyunup, “buyruk”lar savuracaksın!..

“80 milletvekili olan MHP”ye çağrıda bulunup, “Gel Hükümet’i birlikte kuralım...  Bahçeli de Başbakan olsun” diyeceksin ama “258 milletvekili”olan ve seçimden “1. parti” çıkan AK Parti’ye gelince; hem “14 maddelik dayatma”da bulunacak, hem de “Dönüşümlü Başbakanlık”ta ısrar edeceksin!..

Be adam, sen kimsin?..

Sen, kim oluyorsun ki; “yüzde 25’le, yüzde 41’e hükmetmeye”kalkıyorsun?..

Senin 132 milletvekilin var, AK Parti’nin ise 258 milletvekili!..

Ama sen; “hezimet”ini “zafer” diye yutturup; “132’yi, 258’den büyük”göstermeye yelteniyorsun!..

Söyle be kuzum;

Sen hangi “mektep”te okudun?..

Sen, bırak matematiği, hiç “Aritmetik” okumadın mı?..

“Dört işlem” nedir, bilmez misin?.. “Topla, çıkar, çarp veya böl”; aritmetiğin kuralı değişmez;

“258, 132’den büyüktür!”

GÖREVİ CAFE’DE Mİ VERECEK?

“Hesap-kitap bilmez” bu adamla, hiç yola çıkılır mı?.. Ama, Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasetin sayısal gerçeklerine uygun hareket edecek ve mecburen Kılıçdaroğlu’nun kapısını çalıp, “Gel, Hükümet’i birlikte kuralım” diyecek!..

Peki, kurabilirler mi?..

Kılıçdaroğlu, “koalisyon ortağı” olmaya “el mecbur” olsa da, kuyruğu yine dik tutacak ve “dayatma”larda bulunacak!..

AK Parti’nin bunlara “evet” demesi mümkün değil!..

Dolayısıyla, Davutoğlu; “kuramıyorum” deyip, “görevi iade” edecek...

Sıra gelecek Kılıçdaroğlu’na!..

Ama, beyefendi; “Ben Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmem” diyor... 

Peki, “Hükümet kurma görevi”ni nerede alacak?..

Görevi “Erdoğan’dan” alacağına göre; Erdoğan nerede görev verecek Kılıçdaroğlu’na?..

Erdoğan, şöyle mi diyecek yani;

“Madem sen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gelmiyorsun, o halde Çankaya’da bir cafede veya pastanede buluşalım, orada vereyim görevi!”

Kılıçdaroğlu’nun istediği bu mu?!?..

Nerede bu yoğurdun bolluğu?..

Ya “tıpış tıpış” gidecek Beştepe’ye, ya da görevi alamayacak!..

Hoş, görevi alsa da; 

“Yüzde 60’lık blok” çöktükten sonra, Hükümeti kuramaz ya!..

UFUKTA SEÇİM VAR!

O halde?..

Olacak olan belli;

“Tekrar seçime gidilecek!”

Artık, “Beyaz Türkler’in popstarı Selahattin Demirtaş” bile; “Koalisyon kurulsa da, uzun ömürlü olmaz!.. Taşların yerine oturması için yeni bir seçim gerekiyor” deme noktasına geldiğine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “15 Kasım”ı işaret ettiğine göre, bu demektir ki; ufukta “tekrar seçim” var!..

Artık;“15 Kasım”da mı olur, daha erken veya daha geç mi olur, orasını bilemem..

Bildiğim şu ki;

“Tekrar seçim kapıda!”

Bahçeli, her ne kadar;

“Eğer tüm alternatifler tüketilir ve istikrarsızlık baş gösterirse, Türkiye’yi Allah’ın izniyle namerde muhtaç etmeyiz, sorumluluktan kaçmayız” demiş olsa da; bu yama, dikiş tutmaz!..

Herkes;

“Tekrar Seçim’e hazır olsun!”

Haa, ben “Kış”ı gösteriyorum;

“Bahar” çıkarsa, bahtımıza!..

CHP, bu “kafa”yla;

Daha çook seçim kaybeder!..

Zira;

CHP’nin içinde iyi adamlar var ama, Genel Müdür Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bir “cacık” olmaz!..

Özgür Özel’in ifadesiyle;

“CHP iyi, Kılıçdaroğlu kötü!”

Adam;

Sanki “yenilmek” için yaratılmış!..

 ***************************************************************

Sadece Baykal’ı mı, Sarıgül’ü de harcadı!

Bilirsiniz, “Eski CHP Milletvekili Canan Arıtman”dan hiç hazmetmem...“Başörtüsü yasakçıları”nın önde gidenlerinden biriydi!..

Ama, ondan hazmetmiyor olmam, “söylediği doğruları” görmezden gelmemi de gerektirmiyor!..

Canan Arıtman, birkaç gün önce demiş ki; “Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’ı, muhtemel bir Kurultay sürecinde kendisine rakip olmaması için Meclis Başkanlığı’na aday gösterdi ve bu yolla da Baykal’ı harcadı!”

Arıtman’ın bu teşhisi, ilk bakışta “doğru” gibi görünse de, Baykal gibi “kurt siyasetçi” bunu fark etmemiş olabilir mi?.. Fark etmemişse, bu demektir ki; “siyasetin kurdu” değildi!..

Fark ettiyse, “Kılıçdaroğlu’nun tuzağı”na niye düştü?..

Ama yine de, Arıtman’ın sözlerinde doğruluk payı var!.. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu; ileride kendisine “rakip” olabileceği endişesiyle sadeceDeniz Baykal’ı değil, Mustafa Sarıgül’ü de harcadı!..

Malûm, Sarıgül’ü; “Kadir Topbaş’ın karşısına İstanbul Belediye Başkan Adayı” olarak çıkardı ve “yenilmesine” yol açtı!.. Sonra da,“seçilemeyeceği” yerden “milletvekili adayı” gösterip, “ikinci hezimeti”yaşattı!..

Yani, her iki rakibini de harcadı!..

Tamam da; Baykal ve Sarıgül, niye göremedi bunu?.. Niye harcattılar kendilerini?..

Yoksa, “kurt kocayınca!..” hikâyesi mi?!?..

yeniakit

Bu yazı toplam 574 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar