Mezhep Fitnesi Günlük Yaşama Sirayet Etmediyse ...

Mezhep Fitnesi Günlük Yaşama Sirayet Etmediyse ...

Hüseyin Akın, Mehmet Görmez’le ilgili kaleme aldığı yazısında, “Ne diyelim, dünya tam da böyle bir yerdir, altı çizilmesi gereken isimlerin üstü, üstü çizilmesi gereken isimlerin altı çizilir” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Akın, Mehmet Görmez’le ilgili kaleme aldığı yazısında, “Ne diyelim, dünya tam da böyle bir yerdir, altı çizilmesi gereken isimlerin üstü, üstü çizilmesi gereken isimlerin altı çizilir” ifadelerini kullandı.

İşte o yazı:

Uzaktan imamın da müezzinin de sesi hoş gelir.

Fakat yaklaşılınca sesin bir başka sesle çarpışmasına tanık olursunuz.

 Diyanet böyle bir teşkilat; kol kırılır, yen beni de dışarı çıkarın diye bağırır.

İnsanların sesi burada mabetten gelir gibi aksi sedaya sahiptir.

Aksi teşkilatta, sedası buradan duyulur.

Önce başkan yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar üçlü kararname ile görevden alındı.

Kimse bu görevden almaya bir anlam veremedi.

Şayet bir Çobanoğlu yoksa mutlaka bu işin içinde bir çapanoğlu olmalıydı.

Özafşar’ın en dikkat çeken yanlarından biri cemaatlere, hangisi olursa olsun özel bir anlam atfetmemesi, bireylerin iradelerini yok eden oluşumların her zaman karşısında oluşuydu.

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in bu doğrultudaki hassasiyetlerini de eskiden beri biliyoruz.

Gelenekle moderni bir kapta yoğurabilen, İslam anlatımını israiliyat ve hurafeden kurtararak saf ve sahih kaynaklarla buluşturan, tefrik melekesi yüksek bir mesuliyet adamıdır o.

Halkla kaynaşan, dinin sokağa uzanan tarafını işaret eden, birleştirici, merhameti insana yaklaşımda şiar edinmiş bir vakar insanıdır.

Yediden yetmişe halkın hafızasındaki Mehmet Görmez portresinden bahsediyorum.

Eğer cemaatler arası gerilim ayyuka çıkmadıysa, mezhepsel fitne günlük yaşama sirayet etmediyse, aşırılıklar karşısında halk vasat ve mutedil olanı bulmakta zorluk çekmediyse bunda istifa etmek zorunda bırakılan Diyanet Reisi Mehmet Görmez’in payı az değildir.

Onlar için bilginin de, hakikatin de ciddiye alınacak bir tarafı yoktur.

15 Temmuz’da gösterdiği cesur ve soylu tavrı ise bütün millet bilmektedir.

Hal böyle iken Mehmet Görmez’in görevden alınması hiç iyi olmamıştır.

Başkan daha ayrılmadan arkasından yazılıp söylenenler, yazanlar ve söyleyenler cihetinden bakıldığında ortada bir “harcanma” durumu olduğunu çağrıştırmaktadır.

Bugünü, dünü, yarını İslami perspektifte anlamlandırıp tefsir edecek denli bir ufka sahip olmak, bir başka deyişle ‘Görmez’ olmak insanı böyle bir muameleye maruz bırakacaktır her zaman.

Çünkü ortada bir sürü yarını ve dünü görmezden gelip günü kurtarma derdinde olan çakallar var.

Varsa yoksa gemilerini hem denizde hem de karada yürütmektir dertleri.

Ne diyelim, dünya tam da böyle bir yerdir, altı çizilmesi gereken isimlerin üstü, üstü çizilmesi gereken isimlerin altı çizilir.