Mehmet Görmez'den Suudi Arabistan'a  Çağrı

Mehmet Görmez'den Suudi Arabistan'a Çağrı

Mehmet Görmez’in başkanlığındaki İslam Düşüncesi Enstitüsü, Suudi Arabistan'da idamla yargılanan Alimler hakkında bildiri yayınladı.

 yoksun soruşturmaları İslâm Düşünce Enstitüsü olarak büyük bir üzüntüyle takip etmekteyiz.

Son günlerde uluslararası basın yayın organlarında çıkan Suudi Arabistan adli makamlarının sayıları yüzü bulan tutuklu âlimler arasından bazılarını idam edeceği haberleri üzerine konuya yaklaşımımızı kamuoyu ile paylaşma zarureti doğmuştur.

Soruşturmalara dair yayınlanan bazı raporlar “aileleriyle görüşmelerine ve avukat tutmalarına dahi izin verilmeyen ilim adamlarının cezaevlerinde işkenceye varan gayr-ı insani muamelelere tabi tutulduklarını; elleri ve ayakları bağlı olan tutukluların kapalı plastik kutularda verilen yemek kaplarını dişleriyle açmak zorunda bırakıldıklarını, ölümcül hastalıklara yakalanan tutukluların tedavi hakkından mahrum kaldıklarını” bildirmektedir. Öncelikle soruşturmaların hakkaniyetten uzaklığının ötesinde en temel insani düsturların dahi ihlal edildiğine işaret eden bu raporları kaygı verici bulmaktayız. Suudi yetkililerin soruşturmaların seyri ve tutuklu âlimlerin durumu hakkında herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınması kabul edilebilir bir durum değildir.

Her şeyden önce Haremeyn’i bağrında bulunduran bir ülkenin gündelik politikaların değişikliğini dikkate alarak iki sene önce her türlü desteği verdiği ilim adamlarını idama mahkûm etmesinin izah edilebilir hiçbir tarafı yoktur. İtiraz hakkını ortadan kaldırma, muhalefet etme biçimlerini kapatma, insan fıtratının en tabii taleplerini yok sayma ve âlimlerin sorumluluklarını bastırma çabalarının bir neticesi olan bu soruşturmaların gayr-ı İslami olduğu kadar insanlık dışı olduğu açıktır. Kaşıkçı cinayetinin insanlık vicdanında açtığı derin yaralar henüz kapanmamışken İslam adaletinin doğduğu topraklarda adaleti çiğnemek, İslami ilimlerin doğduğu şehirlerde ilmi ve âlimi suçsuz yere yargılamak ve idama mahkûm etmek bütün Müslümanları derinden sarsacak; telafisi imkânsız yaralar açacaktır. Gündelik politikalar uğruna Veda Hutbesinin okunduğu topraklarda Allah’ın koyduğu sınırları çiğnemek Haremeyn’in hadimlerine yakışmayacaktır. Bizce de her türlü aşırılıktan uzak mutedil fikirleriyle tanınan söz konusu âlimlerin bir an önce serbest bırakılarak Bayramda aileleri ve öğrencilerine kavuşmalarını temenni ediyor; Suudi yönetimini bu vahim hatadan dönme erdemini göstermeye davet ediyoruz. Saygıyla duyurulur.

İslâm Düşünce Enstitüsü