Mehmet Görmez: Sahte Din Satmaya Çalışıyorlar

Mehmet Görmez: Sahte Din Satmaya Çalışıyorlar

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, sadece din istismarı üzerinden ticaret yapan radyo ve televizyon kanallarının varlığına dikkat çekerek, “Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor. Peki ‘sahte din’ satmaya kalkışırsa ne yapmak lazım?

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, uydu üzerinden yayın yapan bir takım radyo ve televizyon kanallarının, sadece din istismarı üzerinden ticaret yapan kanallar haline gelmesinin ciddi bir sorun olduğu yorumunu yaptı. Görmez, “Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor. Peki ‘sahte din’ satmaya kalkışırsa ne yapmak lazım? Elbette ki bunun önlemini almamız gerekiyor” dedi.

DİNİ DUYGULARI İSTİSMAR ETTİLER

Adana’da düzenlenen; ’33. İl Müftüler İstişare Toplantısı’nda konuşan Görmez, din adına her türlü sözün fütursuzca söylendiği, dinin ruhunun ve evrensel mesajlarının bir tarafa bırakılarak, lafızcı ve şekilci yorumların güç kazandığı, ‘Allah’ adına ahkam kesenlerin birbirini tekfir ederek ilerlediği bir dönemi yaşadıklarını anlattı. Görmez, 15 Temmuz ‘darbe ve işgal girişimi’ni yapanların, toplumun dini duygularını uzun yıllar istismar ettiğini anlattı.

‘DİN İSTİSMARI’ TEHLİKESİ

Görmez, din güvenliği açısından; din emniyetini toplumda sağlama noktasında karşı karşıya kalınan en önemli tehlikenin; ‘din istismarı’ olduğunun altını çizerek, dini istismarın da sadece duyguların istismarı değil, bunun da ötesinde güç, imkan ve kaynak devşirmenin aracı haline geldiğini anlattı. Görmez, “Yaşadığımız ihanetin ardından devam eden süreçte toplum olarak bir yandan hassasiyetlerimiz, bir yandan da özeleştirimiz artmıştır” diye konuştu. 

YOLA DEVAM EDECEĞİZ!

Mehmet Görmez, “Bu darbe girişimi ideallerimizi tırpanlayabilir mi? Hayır. Geleceğe yönelik umutlarımızı silebilir mi? Elbette hayır. Gayretlerimize yön veren hedeflerimizi küçültebilir mi? Bilakis hedeflerimizi büyük tutarak yolumuza hep birlikte devam edeceğiz. Bugün hukuki tedbirler bir taraftan devam ederken, bize düşen ahlaki tedbirleri ve dini, manevi mücadele mekanizmalarını işletmektir” ifadesini kullandı.

ZEHİRLİ TOHUMLARI TOPLAMALIYIZ

Kitlelerin istismar ağına düşmemesi için farkındalık oluşturmanın, kendi görevleri olduğunu kaydeden Görmez, “Sınırlarımız içinde FETÖ, PKK ve DEAŞ farklı biçim ve zamanlarda aziz dinimizi kendi habis ideolojilerine alet etmeye çalışırken, bize düşen onların ektiği zehirli tohumları toplamak, hastalıklı damarları kurutmaktır. Sağlıklı damarlar açıp, eğitim ve irşada ağırlık verip, İslam’ın sahih bilgisini, doğru din anlayışını insanımıza öğretmek” dedi. 

TOPLUMSAL TRAVMA YAŞANIYOR

“Adaletin tesisinde makam, yaş, statü, cinsiyet, ırk gibi unsurlar hiçbir şekilde ayırıcı rol üstlenemez” diyen Görmez, “Suç konusunda ve hukuk önünde herkes eşittir. Hiçbir olay karşısında kin ve intikam duygusuyla hareket edilerek adaletten taviz verilemez. Adaletsiz uygulamalar toplumun vicdanını yaralar. 15 Temmuz’da yaşanan işgal ve darbe kalkışması hepimizi yaralamış ve büyük bir toplumsal travmaya neden oldu” yorumunu yaptı.

ADALETSİZLİĞE KAPI ARANMAMALI

Görmez, şöyle devam etti; “Bu olaya karışanlar, bunu planlayanlar ve her türlü desteği verenlerle ilgili hukuki takibin yapılması, toplumun vicdanındaki yarayı hafifletmekte ve şehitlerimizin muazzez ruhunu rahatlatmaktadır. Ancak burada altını çizmek isterim ki, soruşturmalar ve açığa almalar sürerken müphem noktaların oluşmaması için azami gayret gösterilmeli. Mahcubiyetimizin ve vebalimizin büyüklüğü tedirginlikle birleşince adaletsizliğe kapı aralamamalı, esas olan bu habis yapının çökertilmesi olmalı.”

TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRILMALI

Mehmet Görmez, “Bu yapıyla bir şekilde yolu kesiştiğinde cahil ve masum adımlarla hareket ederek iyi işler yaptığı zannedenler, örgütün akıl hocalarından, proje mimarlarından, kasa ve cüzdanlarından, elebaşlarından ayrı değerlendirilmeli. Bu kişilerin topluma yeniden kazandırılması, karşılarında devletin hakkaniyeti ve mutedil duruşunu bulması son derece önemli” uyarısında bulundu.

‘SAHTE DİN’ SATMAYA ÇALIŞIYORLAR!

Uydu üzerinden yayın yapan bir takım radyo ve televizyon kanallarının, sadece ‘din istismarı’ üzerinden ticaret yapan kanallar haline geldiğini savunan Görmez, bunun ciddi bir sorun olduğunu anlattı. Görmez, “Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor, peki sahte din satmaya kalkışırsa ne yapılmalı? Elbette bunun önlemini almamız gerekiyor. Bu konuda gerek Türksat’ın, gerek RTÜK’ün ivedilikle bir düzenleme yapması kaçınılmaz hale geldi” dedi.

GERÇEK DIŞI BİR DİN ANLAYIŞI

Görmez, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “İslam’ın yüce değer ve gayesiyle barışmayan, toplumumuza bidat ve hurafelerle örülü gerçek dışı bir din anlayışı sunan bu yayınlara müdahale basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Bilakis bunu önlemek din güvenliğimizin, din emniyetimizin gereğidir. İslam’ı tahfif ve tezyif eden, Müslümanların dini duygularını sömüren bu yayınların düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğüyle ilgisi yok. Genel ilkeler ortaya konularak dini yayınlar konusunda hukuki bir düzenleme yapılmalı. Aksi takdirde giderek kırılganlaşan toplum yapımız yeni ayrışma ve çatışma alanlarıyla karşı karşıya gelecektir.”