Mazlumder'den Açıklama

Mazlumder'den Açıklama

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL, İşid’in Kobane’ye yönelik olarak üç haftadır süren saldırılarını protesto eylemlerinin kaygı verici boyutlara ulaşması üzerine aşağıdaki basın açıklamasını yapmıştır.

Kobane Krizi Çatışmayla Değil Dayanışmayla Çözülür!

Suriye’deki çözümsüzlüğün ve kaotik sürecin derinleştiği bir vasatta, Kobane’de baş gösteren kriz; büyük bir insani felakete dönüşmüş vaziyette. Şengal’den sonra şimdi de Kobane’ye yönelen amansızca istila, insanlık kadar eski bu coğrafyada kadim halkları yerinden yurdundan edecek noktaya ulaştı. Buna karşı ne yazık ki sorunun vahametiyle yüzleşmek ve acil önlemler geliştirilmek için yine çok zaman kaybediliyor. Özellikle Suriye krizinin başladığı günden bugüne yoğun bir sığınmacı nüfusu barındıran ve son bir ayda Kobane’yi hedef alan IŞİD saldırılarıyla birlikte ani bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan şehirler, hızla sosyal bir patlamanın eşiğine yaklaşıyor.

MAZLUMDER olarak Kobane’de yaşanan ve dip sarsıntıları her tarafta hissedilmeye başlayan son gelişmeler karşısında, tüm tarafları, Çözüm Süreci’nin ruhuna uygun adımlar atmaya davet ediyoruz.

Diyalog, müzakere ve birlikte çözüm geliştirme mekanizmaları mevcut kriz karşısında doğru ve sağlıklı bir şekilde işletilirse, bu tür bir pratiğin olumlu yansımaları, bölgemizdeki tüm halklar için büyük bir kazanıma dönüşecektir. Bunun için, sürecin birinci dereceden muhatabı ve sorumlusu olan tarafların, büyük bir insani trajedi yaşadığımız şu kritik günlerin ağırlığına uygun şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Yapılan her açıklamanın, alınan her kararın ve sahaya yansıyan her uygulamanın; etkisi ve sonucu itibariyle hangi amaca hizmet edeceği çok iyi hesaplanılmalıdır.

Kısa vadeli hesaplar uğruna toplumsal ve siyasal tansiyonun yükseltilmesinin kimseye hayrı dokunmayacaktır. Onlarca yılın ve ağır bedellerin sonunda yakalanmış bir barış ihtimali söz konusu iken, geri döndürülemez sonuçlara yol açacak her türlü söz ve fiiliyattan mutlak surette sakınılmalıdır. İhtiyaç duyduğumuz şey, hamasetin değil barışın dilidir. Geliştirilmesi gereken şiddetin değil barışın politikasıdır.

Unutulmasın ki kalıcı çözüme kavuşmasını beklediğimiz sorun, halklar nezdinde “iç” ve “dış” politika ayrımı yapılacak türden bir sorun kesinlikle değildir. Siyasi iradenin, bundan sonra atacağı her türlü adımda bu gerçeği göz önünde bulundurması, büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde ilmek ilmek dokunarak yürütülen son sürecin, hızla nasıl çözülebildiğine şahit olabiliriz.

MAZLUMDER, gerçekleşmesini hiçbir şekilde istemediği bu tür bir çatışma ve çözümsüzlük ihtimalinin ağırlığı karşısında; tüm şubeleriyle, üye ve gönüldaşlarıyla, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmenin gayreti içindedir. Bu sorumluluk bilincinin gereği olarak hatırlatmak isteriz ki, Kobane halkıyla dayanışma amacıyla yapılmak istenen protesto ve gösteri yürüyüşleri anayasal bir hakkın kullanımı anlamına gelmektedir. Güvenlik güçleri, bu hakkın doğru ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamakla vazifelidir. Bunun yerine gösteri ve yürüyüş hakkının tazyikli su, biber gazı ya da silahlı güç kullanımıyla engellenmeye kalkışılması kesinlikle doğru değildir. Böyle bir engellemenin yol açtığı kaos ortamının maalesef üzüntü verici can kayıplarıyla ve OHAL dönemini çağrıştıran sokağa çıkma yasaklarıyla sonuçlanması, zaten yeterince hassas olan süreci daha da zorlaştırmaktadır. Kamu yöneticileri, şiddetin şiddeti çağıracağını ve bunun sorunlarımıza çare olmayacağını artık anlamış olmalıdır.

Diğer taraftan gösteri ve yürüyüşler esnasında, bir dayanışma eyleminin ruhuna aykırı şekilde halk otobüsleri, okul ya da hastane gibi kamu araç ve binalarına yönelen ve masum insanların hayatlarına kast edecek nitelikte saldırıların gerçekleşmesi de tarafımızca kabul edilemez.

Yine, bu tür eylemlerin, özellikle Kobane’de yaşanan insanlık dışı tablonun doğrudan ya da dolaylı bir şekilde müsebbibi olmayan kişilere, sivil toplum örgütlerine ve siyasi partilere yönelik kör bir şiddete dönüşmesinin, yaşanan acıları hafifletmeyeceği, bilakis yeni acılara ve krizlere yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda HDP, HDP’ye yakın derneklerle Hüda-Par ve Hüda-Par’a yakın derneklerin birbirlerine yönelik saldırıları akabinde tırmanan gerilimin aynı hızla düşürülmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz. Geçmişin karanlık ve şiddet dolu günlerini yeniden yaşatacak bir sürecin kapısını aralamak gerçekten büyük bir hata olacaktır.

MAZLUMDER olarak; bu saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diler, yaşadığımız krizler karşısında; herkesi barış ve kardeşlik için dayanışmaya, çözüm için akl-ı selime ve sorumluluğa davet ediyoruz.

Ahmet Faruk ÜNSAL
MAZLUMDER Genel Başkanı