'Maliki şımartıldı'

'Maliki şımartıldı'

Başbakan Erdoğan, Irak'ta IŞİD'in ilerleyişiyle derinleşen krizden hem Şii Başbakan Nuri Maliki'yi hem de Batılı ülkeleri sorumlu tuttu. "Maliki'nin başından itibaren bu kadar şımartılmış olması maalesef bugünleri getirdi" dedi.

Avrupa Birliği (AB) büyükelçileriyle bir araya geldiği yemekte konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta IŞİD örgütünün kaçırdığı Türk vatandaşlarıyla ilgili hem Maliki yönetimini, hem de Batılı ülkeleri suçladı. "Maliki'nin başından itibaren bu kadar şımartılmış olması maalesef bugünleri getirmiştir" diyen Erdoğan, krizden çıkışın tek yolu olarak da Irak'ta bir koalisyon hükümeti oluşturulmasını gösterdi:

"Giderek derinleşen gerginlikler konusunda yaptığımız uyarılar maalesef dikkate alınmadı. Uyarılarımızda haklı çıkmış olmaktan üzüntü duyuyoruz. Maliki’nin Irak’ı bölünmeye götüren politikaları ısrarla görmezden gelindi. Irak’ta yeni bir siyasi başlangıç yapılması, herkesi kapsayıcı yeni hükümetin teşkili büyük önem taşıyor. Maliki'nin başından itibaren bu kadar şımartılmış olması maalesef bugünleri getirmiştir. Şu an da tek çıkışımız Irak'ta bir koalisyon hükümetinin oluşturulmasıdır. Mezhebi bir çatışmanın altyapısını oluşturmak için Irak ordusunun yüzde 98’i Şiilerden oluşuyor. Böyle bir ülkede milli birlik tesis edilebilir mi? Irak’a insani yardım götürme noktasında tavrımızı koruyoruz, yardımlarımız sürecek. Batılı dostlarımızdan da bu yardıma bigâne kalmamalarını, katkı sağlamalarını bekliyoruz."

Alıkonulan Türk vatandaşları 

Başbakan Erdoğan, IŞİD tarafından alıkonulan Türk vatandaşlarının serbest bırakılması konusunda yürütülen çalışmalarla ilgili de, Batılı ülkelerle irtibat halinde olduklarını belirtti.

"Musul’da başkonsolosluğumuz kuşatıldı. 49 elemanımız rehine durumunda. 31 tane de tır şoförümüz şu anda ellerinde. Toplamda 80. Başından itibaren burada bu şekilde bir süre işliyor, yaklaşık 10 gün oldu. Biz ne yazık ki olaya nihai adımı atmadan sabırlı bir şekilde bu olayı takip edelim, kontrol edelim istiyoruz. Bütün Batılı dostlarımızla kurduğumuz kontaklar var." 

 

"5 bin 300'den fazla kişiye giriş yasağı"

Suriye'deki iç savaştan kaçanların Türkiye'ye sığınmasına da değinen Erdoğan, Batılı ülkelerden yardım istedi. Radikal gruplara karşı önlem alındığı mesajını verdi.

"Suriye konusunda da Batılı dostlarımızdan ve AB’den yeterli desteği göremiyoruz, yakışanın yapılması lazım. Hâlâ 22 kampta 200 bini aşkın Suriyeli kardeşimizin ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Suriyeli vatandaşlara yardımı ve sınırları açık tutmayı sürdüreceğiz. Uluslararası toplumun yükümüzü paylaşmasını bekliyoruz. Suriye'deki aşırı grupların zaman içinde artan mevcudiyeti bir endişe kaynağıdır. Ülkemiz yabancı savaşçıların geçişi için transit olarak kullanılıyor. Suriye'ye geçerek radikal gruplara katılmayı planlayan üçüncü ülke vatandaşlarının geçişlerini engellemek için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. 5 bin 300'ü aşkın kişiye ülkemize giriş yasağı konuldu. Bu yabancılar ilgili kişiler tarafından tespit edilip tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyor. Dostlarımızın da gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz."

"Biz tebrik etmeyiz"

Erdoğan, Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Sisi'ye gönderilen tebrik mesajlarını da eleştirdi. 

"Mısır, Ortadoğu'nun geleceği açısından kilit önemde bir ülkedir. Mısır'ın halkın tüm kesimlerini kapsayıcı ve işleyen bir demokrasiye kavuşmasını arzuluyoruz. Mısır meselesinde tamamen demokratik bir tavır sergiledik. Mısır'da sandıkla gelmiş, yüzde 54 oy almış Mursi yönetimini askeri darbeyle devirdiler. Ama Batılı dostlarımız buna darbe diyemedi, daha sonra darbeyle gelen bu zatın şurada dostlar alışverişte görsün mantığıyla yaptığı cumhurbaşkanlığı seçiminde sözde bir seçim kazanmış ve bunun neticesinde kendisine tebrikler gitmeye başladı. Böyle bir tebriğin bizce anlamı yoktur. Biz tebrik etmeyiz. Mısır rahat durmuyor. Ülkede diyalog yoluyla istikrarın sağlanmasını temenni ediyoruz."

Mısır'da darbeyle yönetime el koyan ve ardından düzenlenen seçimlerde cumhurbaşkanı seçilen Sisi'ye birçok ülkeden kutlama mesajı gitmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Sisi'ye kutlama mesajı göndermişti. 

"PKK'nın yandaşları şu anda parlamentoda"

Diyarbakır'da çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen ailelerle görüşmesinden de bahseden Erdoğan, büyükelçilere Diyarbakır'ı ziyaret etmelerini önerdi.

"Diyarbakır'da evlatları kaçırılan anneler Diyarbakır Belediyesi'nin önünde eylem yapıyor, annelerin ve babaların gözü yaşlı. İçlerinde çocuklar, gençler var. Bunların hepsi okullarından, 23 Nisan etkinliklerinden kaçırıldı. Çocuğu kaçırılan annelerin feryadı, o hüzünlü tablo görülmeye değerdir. Diyarbakır'daki anneleri AB'ye üye ülkelerden kaçı gidip gördü? Bu annelerin çocukları kaçırıldı, gözyaşları gönülleri yaralıyor. İnsan haklarına saygımız varsa, demokrasinin icraatını yapıyorsak, demokrasiyi tanımayan PKK'nın yandaşları bir siyasi parti olarak da şu anda parlamentoda ve bu anneleri belediyenin önünden kovdular. İstihbarat teşkilatından para aldıkları söylendi. Ama bu anneler Kürt anneler ve ellerinde hepsinin resimleri var. 114 aile şu ana kadar bu eylemin içerisinde direnişini ortaya koyuyor. Bu annelerle görüşme fırsatım oldu. Siz büyükelçiler isterim ki bir Diyarbakır ziyareti yapın. Bize hep Avrupa'da Kürt, Kürt, Kürt, bunu soruyorlar. Biz hiçbir zaman o bölgede ayrımcılık yapmadığımız gibi birinci partiyiz ve onlara haklarını veren partiyiz. 81 vilayetin tamamında olmadığımız yer yok. Birinci olamadığı yerde ikinci olan bir partiyiz."

"AB'den tutarlı tavır bekliyoruz"

Erdoğan'ın Avrupa Birliği'ne de tepkisi vardı. Türkiye'nin 'teröre destek veren ülke' gibi gösterildiğini söyledi.

"Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimizi siyasi engellemelere rağmen sürdürüyoruz. 'Yargı ve Temel Haklar' başlıklı 23. fasıl ile 24. fasıl AB tarafından öncelikle açılacak ve son kapanacak fasıllar olarak belirlendi. Enerji faslının halen açılmamış olmasını anlamak mümkün değil. 6 milyon vatandaşı AB ülkelerinde olan bir ülkenin yapay nedenlerle üyelik sürecinin uzatılması anlaşılamaz. Artık sandıktan aşırı uçlar çıkıyor. Bana göre bu tedirgin edici bir gelişme. Belli çevreler tarafından Türkiye'nin teröre destek veren bir ülke gibi gösterilmesi kirli bir propagandadır. Terörle mücadele eden bir ülke olarak AB'den de destek bekliyoruz. Terörizmle mücadelede kararlıyız. AB'nin de tutarlı bir tavır içerisinde olmasını bekliyoruz."

Kaynak: Al Jazeera