Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud geçen haftaki Cuma hutbesinde Türkiye’de yaşanan darbe girişimine değindi.

“Bugünlerde hikmetli bir duruşa ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü bazen sevdiğimiz kişilerin ya da tarafların hatalarını göz ardı edebilecek, tüm hataları düşmanlarımızdan bilecek duruma gelebiliyoruz” diyen Şeyh Hammud Türkiye’de yaşanan durumun da benzeri bir durum olduğunu ifade etti.

Şeyh Mahir Hammud’un 22 Temmuz 2016 tarihli hutbesinin devamı şöyle:

“Türkiye’de bazı tarafların cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirecek gücü kendilerinde bulamadıklarını görüyoruz. Hatalarının üzerini çoğu kez türlü bahanelerle örtmeye çalışıyorlar. Ancak sıra düşmanlarına geldiğinde aksine var olan hataları daha da ortaya çıkarmaya, ifşa etmeye çalışıyorlar.

Evet, Erdoğan Türkiye’de anayasal düzeyde önemli adımlar attı ve büyük gelişmeler yaşanmasına vesile oldu. Ekonomik anlamda Türkiye’nin büyümesini sağladı.

Ancak Recep Tayyip Erdoğan laik yasaların lağv edilmesini ya da herkesin başının üstünde duran Atatürk resimlerinin kaldırılmasını sağlayamadı. Veya eline geçen fırsatlara rağmen Türk halkının olanca gücüyle İsrail’e düşmanlık beslemesini, böylece Siyonist düşmana ve Amerikan müstekbirine karşı mücadele etmesini sağlayamadı.

Bunların da yanı sıra Suriye halkını savunduğunu iddia ederek silahlı muhalefeti desteklemesi ve dolayısıyla Suriye halkının öldürülmesinde, Suriye’nin yıkımında rol oynaması durumu daha da kötü bir hale getirdi. Evet, şu bir gerçek ki, Erdoğan tavrını değiştirmek ve yavaş yavaş da olsa yeni icraatlara imza atmak için harekete geçmiş durumdaydı. Belki de darbe girişiminin bu tavır değişikliğiyle de ilgisi olabilir, bilemeyiz. Nitekim biz Amerika’nın uzaktan ya da yakından bu darbe girişimiyle bir ilgisinin olduğunu biliyoruz. Çünkü Türkiye’nin özellikle son süreçte aldığı bazı kararlar, Rusya’dan uçağın düşürülmesi sebebiyle özür dilemesi Amerika’yı rahatsız etmişti.

Bir kez daha vurgulamalıyız ki, darbenin başarısızlığa uğraması darbe olsaydı yaşanabilecek olanlar göz önünde bulundurulduğunda büyük bir başarı ve müjdedir. 1960 darbesinde yalnızca bazı İslami olguları Türkiye’ye geri kazandırdığı için Adnan Menderes’i asan zihniyet, benzeri sebeplerden Necmettin Erbakan hükümetini de istifaya zorlamıştı. Bu son darbede ne ölçüde olduğunu bilmesek de hem Amerika’nın hem de Avrupa’nın rızasının olduğunun açıkça ortada olması sebebiyle bu darbenin başarısızlığa uğraması olumlu bir gelişme olarak karşımızda duruyor.”