Lübnanlı Sünni Alim'den İbretlik Hutbe

Lübnanlı Sünni Alim'den İbretlik Hutbe

“Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden ve Sayda şehrinde bulunan Kudüs Camii’nin de imamı olan Şeyh Mahir Hammud, 23 Mayıs 2014 tarihli Cuma hutbesinde Filistin ve Kudüs davasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

“Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden ve Sayda şehrinde bulunan Kudüs Camii’nin de imamı olan Şeyh Mahir Hammud, 23 Mayıs 2014 tarihli Cuma hutbesinde Filistin ve Kudüs davasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu:

“Bu yıl Lübnan’ın 14. özgürlük bayramı ile İsra ve Miraç mucizesi aynı günlere geliyor. Tarihten ve günümüzden iki ayrı olay… Üstelik ikisinin de Kudüs’le ilgisi var.

Selahaddin Eyyubi Hıttin Savaşı’nda zafer kazandıktan sonra, Kudüs’ün fethi ile İsra ve Miraç mucizeleri arasındaki bağlantıyı göstermek için Kudüs’e girmemiş, İsra ve Miraç mucizelerinin yaşandığı güne ertelemişti. Nitekim İsra Suresi’nin başında ve sonunda bu hadisenin İsrailoğullarına karşı kazanılmış bir zafer olduğuna dikkat çekilmektedir.  

Peki, bugün ne oldu?

2000 yılında İsrailli düşmanın Lübnan’dan çekilmesi, Filistin ve Kudüs davası üzerinden bakıldığında gayet de önemsenmesi gereken bir mesele olmasına rağmen önemsenmemiş, üzerinde durulmamıştı.

Fakat daha sonra Hizbullah, 2006 yılında kendisini bölgeden silip yeni bir Ortadoğu kurmanın hayallerine kapılanların tamamını karşısına aldı, bir zafer kazandı ve ümmete büyük bir mutluluk yaşattı.

Sonra? Sonra mezhep savaşları başladı. Bu ümmet üzerine kurulmuş komplolar, süslü sözlerle kandırılmış olan insan şeytanları kutuplaştırdı. Mezhepçi fitne yüz binlerce gencin bir hiç uğruna ölümü göze almasına sebebiyet verdi. Direniş hedefe oturtuldu ve kazandığı zaferler yok sayıldı.

Ancak nihayet bugün diyebiliyoruz ki, Suriye’deki fitne ateşi neredeyse sönmek üzere… Çünkü komplo kuranların komploları başlarına geçti ve birbirlerini vurmaya başladılar. Birbirlerine ihanet ettiler. Gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bir zamanlar bu komplonun daha etkili olduğunu, Suriye’de bir direnişten, İslami bir projeden söz edildiğini hatırlıyoruz. Bugün ise mesele tümüyle aksine dönmeye başladı. Fakat gerçek şu ki bedeli ağır oldu. Suriye yıkıldı, binlercesi öldürüldü. Ancak bu komplonun planladığı gibi uygulanması durumunda bu ümmete verebileceği zararlar göz önünde bulundurulduğunda bu meseleden ucuz kurtulduğumuzu bile söyleyebiliriz.

Fakat bundan sonra ümmetin karşı karşıya kalabileceği bunun gibi komplolar karşısında temel hedefin İsrail’in yok edilmesi olarak tanımlandığı ortak bir bilinç geliştirilmesi gerektiğinin ısrarla altını çiziyoruz. Zira Batı ve Siyonistler dışında bu ümmeti, tekfircilik ve petrolcülük hastalığına tutulmuş olanlar yaraladılar. Tam da bu noktada Seyyid Kutub’un şu sözlerini hatırlıyorum:

Kardeşim, arkana bakmadan yürü

Senin yolun kanla boyanmıştır

Ona ya da buna aldırış etme

Allah’tan başkasına da yönelme…

Seyyid Kutup bu sözleriyle, birilerinin tekfircilik ve mezhepçilikle itham ettiği Hizbullah’ın ve hedeflerinin yanında yer aldığını ortaya koymuyor mu? Bu sözleri de bu hususta yeterli görmeyenler Seyyid Kutub’un özellikle de Amerika ve İsrail’le ilgili olan yazılarını okusunlar…

Sonuç olarak, iki ihtimalden biriyle karşı karşıyayız:

Birinci ihtimale göre, Allahu Teala Davud(as) ve Calut kıssasında, çoğunluğa rağmen azınlığa nasip ettiği zafer gibi ümmetin azınlık grubuna bir zafer nasip edecek ve İsrail’in yok olduğu günleri bizlere gösterecek.

Ya da ikinci ihtimale göre, Allahu Teala bu ümmetin direnişin kazandığı zaferlerin ve karşısında duran komploların farkına varmasını sağlayacak. Böylece tüm ayrılıklar sona erecek ve hep birlikte ümmet olup bu gidişe ‘dur’ diyeceğiz. İsmail Heniyye’nin önümüzdeki Pazar günü Tahran’a gerçekleştireceği ziyareti bu kapsamda okuyabiliriz. Yakında olacakları göreceğiz…” 

islamianaliz