Begin-Sedat merkezinin başkanı Prof. Dr. Efram İnbar, Türkiye'de yaklaşan seçimlerin Erdoğan'a yönelik halk desteğinin hangi seviyede olduğunun göstergesi anlamına değil, aynı zamanda ‘Türkiye’nin karakteri için bir mücadele’ olacağını söyledi.

Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanı Prof. Dr. Efram İnbar’ın yazdığına göre İslami temelli Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) karizmatik lideri ve Türkiye’nin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ortaya çıkan önemli yolsuzluk skandalı sonrasında kafası karışmış. Bu durum hükümetinin sonunun gelmesini daha da hızlandırabilir.

İnbar, Erdoğan’ın liderliğinin daha önce hiç olmadığı kadar sarsıldığını söylüyor. Ayrıca İslami menşeili AKP’yi ve kendisini bu siyasi krizden nasıl kurtaracağının da net olmadığının altını çiziyor.

İnbar’a göre "şu an Erdoğan’ın popülaritesini erozyona uğratma şansına sahip olan Türkiye'deki laik gruplar", Gülen hareketi ile müttefik olup Erdoğan'ı koltuğundan düşürme noktasında etkinlik sergileyebilirler.

AKP'nin modern Müslümanları ile yine AKP'nin tamamlayıcı unsuru olarak görülen Gülen hareketi arasındaki çatlağın daha da genişlediğini belirten İnbar, Gülen hareketinin Erdoğan’dan çok fazla rahatsız olmaya başladığını ifade etti.

Gülen hareketinin, “Türkiye’nin yeni dış politikalarından memnun olmadığını" belirten İnbar, "İsrail-Türkiye arasındaki gerginlik ve Türkiye’nin Mısır’daki Müslüman Kardeşler’i desteklemesi"nin Gülen hareketini huzursuz ettiğini ifade etti. Ayrıca "Erdoğan’ın Gezi Parkı olaylarındaki beceriksiz tutumlarını da eleştiriyorlar” diyen İnbar, geçtiğimiz yaz Erdoğan hükümetine karşı gerçekleştirilen geniş katılımlı protesto gösterilerini işaret etti.

Öte yandan Siyonist gazetelerden Arutz Şiva'da yer alan bir haberde Gülen’in medya organı ve Türkiye’nin en çok satan gazetesi olan Zaman'ın, açık bir şekilde Erdoğan’ı eleştirmeye başladığı ifade ediliyor ve genel itibariyle Gülen hareketi ile AKP kadroları arasındaki siyasi savaşın boyutlarından memnuniyetle söz ediliyor.

Arutz Şiva'daki haberde "2014 Mart ayında gerçekleştirilecek Yerel seçimler ve Haziran ayında gerçekleştirilecek Başkanlık seçimleri Erdoğan’ın uğramış olduğu siyasi zararın boyutunu görebilmek adına ilk ciddi test olacak" ifadesi yer alıyor.

İnbar’ın açıklamasına göre Erdoğan’ın yönetimi altında “Türkiye, peyderpey ülkenin toptan İslami bir görünüm kazanması adına çeşitli politikaları benimsemeye başladı: Alkol satışının kısıtlanması, imam hatip okullarının statüsünün iyileştirilmesi, Kuran kurslarının açılmasının teşvik edilmesi, kamu sektöründeki kritik pozisyonlara İslami hassasiyetleri olan kişilerin atanması bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor.”

Birçok Türk vatandaşı hükümetin her geçen gün daha da artan otoriteciliğinden şikayet etmeye başladı. Söz konusu bu durum Türk medyası üzerinde etkisini gösterdi. Gözdağı verme, ele geçirme, gazetecilerin hapse atılması bu tür baskılarından sadece birkaçını teşkil ediyor. İş dünyası “Müslümanlara daha fazla uyum sağlamak adına üzerlerinde gayri resmi bir baskı hissetmeye başladı.” Bankacılık sistemi de benzer bir değişim geçirdi ve “hükümet destekli Müslümanlar tarafından bir takım ambargolara maruz kaldı.”

İnbar’ın tahminine göre, Erdoğan’ın otoriter tarafı ileriki günlerde daha da baskın bir hale gelecek ve ekonomi üzerinde de etkisini göstererek ileride gerçekleşecek seçim kampanyalarında da gündeme damgasını vuracak.