"Kusursuz Amerikan planları"nın hâl-i perişanı


Geçenlerde bir arkadaşla Türkiye'nin son yıllardaki Ortadoğu açılımlarını konuşuyorduk. Arkadaş, "Son tahlilde Amerika ne isterse o olur, çünkü bizimkilerin stratejileri günü birlik, alt yapısı ve arka planı sağlam değil, Amerikalıların ise 100 yıllık planları var ve birinci sınıf stratejistlerin hazırladığı bu planlarda her şey en ince ayrıntılarına kadar hesaplanmış, yanılma payı sıfır" gibi şeyler söyledi.

Amerikalıların, Irak'ta Şiiler tarafından baş tacı edileceklerini hesap ederken en yaman direnişlerden birini Şii "Mehdi Ordusu"ndan gördüklerini, "işbirlikçi" diye güvendikleri Şii siyasetçilerinden darbe üstüne darbe yediklerini, Iraklı Sünnilerle münasebetlerde zikzaklar çizdiklerini, Irak'ın bölünüp bölünmemesi konusunda da tereddütler geçirdiklerini hatırlatıp, "100 yıllık kusursuz plan dediğin bu mu?" diye sordum.

Yok öyle bir şey.


* * *
Irak'taki Amerikan siyasetinin zavallılığını ortaya koyan yeni bir örnek:

Baasçıların Irak parlamento seçimlerine sokulmamasını eleştiren Amerikalı general Ray Odierno, Irak Adalet ve Soruşturma Komisyonu Başkanı Ahmed Çelebi ile Genel Sekreteri Ali Lami'nin "İran'la bağlantılı unsurlar" olduğunu ve İran'ın bu kişilere Baasçı adayları seçime sokmama görevini verdiğini ileri sürdü.

Ahmed Çelebi ve Ali Lami, bu suçlama üzerine, Amerikalı generali Irak'ın içişlerine karışmakla suçladı.

Baas partisi üyesi oldukları ileri sürülen 160 civarında kişinin milletvekili adaylığını iptal eden Irak Adalet ve Soruşturma Komisyonu danışmanlarından Muzaffer Balat da Odirno'nun suçlamasını "Amerika'nın Irak parlamento seçimlerine eski Baasçıları dahil edememesinden doğan bir tepki" olarak niteledi.

Nasıl ama?

ABD, Irak'taki menfaatlerine yönelik en büyük tehdit olarak görmüş olduğu ve işgalin ilk günlerinde radikal bir şekilde tasfiye ettiği Baasçı kadroları bugün mumla arıyor (ama onları bulduğunda "Yanlış hesap" deyip bir kere daha elinin tersiyle itmeyeceğinin de garantisi yok)...

CIA ve Pentagon'un 'Şii ama İran düşmanı, Irak'ta çoğunluğu teşkil eden Şiileri bize peşkeş çekecek, en güvenilir adamımız, Amerikancı Irak'ın teminatı' demiş olduğu Ahmet Çelebi, bugün ABD nazarında "İran'la bağlantılı unsur", öcü, tu kaka (ama bir gün ABD tarafından yine baş tacı edilmeyeceğinin ve sonra yine yerin dibine batırılmaya çalışılmayacağının da garantisi yok)...

İşte "100 yıllık kusursuz planları"ın hâl-i perişanı!


* * *
"Devlet dediğin eğilip-bükülmez, çizdiği stratejiden asla sapmaz, yaptığı planı zinhar değiştirmez" diye bir kaide yok.

Hata yaptığınızı gördüğünüz yerde "Zararın neresinden dönülürse kâr" demeyi bileceksiniz.

Fakat ABD, Irak'ta –genel olarak da Ortadoğu'da- zarardan dönmeyi de beceremiyor.

İki ileri bir geri adım atıyor, ama ne ileriye doğru ne de geriye doğru attığı adımlar doğru dürüst bir perspektif sunuyor.

Ortadoğu için sunmadığı gibi ABD için de sunmuyor.

Bir tarafta "100 yıllık kusursuz planlara" sahip ABD'nin Irak, İran, Afganistan ve Filistin siyasetleri ve bu siyasetlerin perspektifsizliği, öbür tarafta "alt yapısı ve arka planı sağlam olmayan günü birlik stratejiler"le hareket eden Türkiye'nin 7 yıldır (2003'ün Ocak ayındaki Çırağan toplantısından bu yana) Ortadoğu'da izlediği "sıfır sorun, azami işbirliği, tam entegrasyon" siyaseti ve bu siyasetin daha şimdiden sunmaya başladığı barış, güvenlik, ortak kalkınma perspektifi...

Aşağılık kompleksimizden kurtulabilirsek, beğenmediğimiz bu Türkiye'nin Amerika'dan çok daha ferasetli ve maharetli olduğunu görebiliriz.

yenişafak

Bu yazı toplam 2175 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar