İmza Kampanyası için Tıkla

Sayın Cumhurbaşkanım;

Son günlerde büyük bir üzüntü, endişe ve öfkeyle takip ettiğimiz Kudüs’ten gelen haberler, Filistin Davası’na ve Filistin halkına her zamankinden daha fazla sahip çıkmamızı zorunlu hale getirmiştir. Her şeyden önce bilinmelidir ki; bu savaş Filistin halkı ile İsrail arasında bir savaş değildir. Uzun vadeli ve insanlık tarihinin en uzun savaşı olan Filistin meselesi; Müslüman, Yahudi, Hristiyan meselesi değil bir insanlık meselesidir. Ayaklar altına alınan insan onurunun yüceltilmesi meselesidir.

Terör devleti İsrail’in bu hayasızca saldırılarına karşı durmak inancımızın, insanlığımızın, egemenliğimizin ve de kendi güvenliğimizin bir gereğidir. Tüm insanlığın gözleri önünde İsrail’in Filistin halkının mülkiyet hakkını ihlal ederek işgalini yaygınlaştırmasına, insanlık hakkı ihlallerine, inanç hürriyeti ihlallerine, sivillere yönelik uygulanan şiddete ve tüm bu azgınlıklarına karşı artık fiilen harekete geçilmesi kaçınılmazdır.

Biz biliyoruz ki İsrail zulmünün uluslararası arenada ele alınması konusunda en önemli ülke Türkiye’dir. İsrail'e yaptırım uygulayacak, ABD'ye haddini bildirecek olan muhalefetteki siyasi partiler ya da sivil toplum kuruluşları değil, iktidardır. İktidara düşen;

1- Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olma sorumluluğu çerçevesinde hem içeride hem dışarıda harekete geçmelidir. İsrail'i durdurmanın yolu kendi insanımızla ve komşularımızla barıştan geçer. İsrail'i durdurmanın yolu Irak'ın ve Suriye'nin, Alevilerin ve Kürtlerin, Müslümanların ve Gayrimüslimlerin huzurundan geçer.

2- Hiçbir sonuç vermediği uzun yıllardır tecrübe edilen ucuz kınamalar bir kenara bırakılmalı, somut ve kararlı adımlar atılmalıdır.

3- Terör devleti katliamlarını durdurana ve işgali altındaki toprakları boşaltana kadar onunla olan ilişkiler askıya alınmalıdır.

4- Ülkemiz sınırları içerisinde yer alan ve İsrail’in güvenliğini sağlayan İncirlik Hava Üssü ve Kürecik Radar Üssü derhal kapatılmalıdır.

5- Ticari, askeri ve stratejik bütün ortaklıklar durdurulmalı ve yeni anlaşmalar yapılmamalıdır. İİT ve D-8 bir araya gelerek sosyal-siyasi-ekonomik yaptırım kararları alınmalıdır.

6- 54. Refah-Yol Hükümeti Döneminde olduğu gibi Türkiye öncülüğünde bir ‘Barış Gücü’ oluşturularak Kudüs’e asker gönderilmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanım, Filistin’in bir kısmının değil tamamının bağımsızlığı ve özgürlüğü için ya bu yaptırımları düzenleyin ya da bunu yapamıyorsanız en azından Filistin'deki bir çocuk taş atın.

Bilinmelidir ki, özgürlüğün de köleliğin de yolu Kudüs’ten geçer.