Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Kurbana manevi hazırlık

İnsanlıkla yaşıt belki de insanın yeryüzündeki ilk ibadeti olan kurban ibadetimizi yerine getirmek için hazırlıklara başladık. İbadetlerimizi yerine getirmek için birçok maddi hazırlıklar yapıyoruz. Bu hazırlıklarımız kadar yapacağımız manevi hazırlıklar da önemlidir.  Yaptığımız bütün ibadetlere anlam katan da olayın manevi, şuur boyutudur. Şuur boyutu ihmal edilen, manevi hazırlığı yapılmayan ibadetler şekilden öteye geçemezler. Bu ibadetler insanı terbiye etmekten ve Rabbine yakınlaştırmaktan çok uzak bir noktadadır. Ruhsuz bir beden neyse şuursuz bir ibadet de odur. Şuur ve maneviyat insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. İnsan dışındaki hiçbir varlığın fiillerinin arkasında maneviyat göremezsiniz. İnsan da amellerini maneviyattan uzak yaptığında, fiilleri kendi cinsi dışındaki varlıkların yaptıkları ile aynı seviyeye iner. 

Kendinden önceki vahiyler gibi Kur’an da kendisine muhatap aldığı insanlığı şuurlu hareket etmeye davet etmiştir. Kur’an’ın bu daveti daha ilk nazil olan ayetlerde kendisini göstermektedir. İlk nazil olan ayetler insanı tefekküre davet eder. Çünkü tefekkür olmadan şuur olmaz. Onun için yaptığımız bütün ibadetlerin tefekkür hazırlığına maddi hazırlığından daha çok önem vermeliyiz.

Malumunuz olduğu üzere kurban ibadeti, Hz. Âdem’in evlatlarından Allah’a kurban arz etmelerini istemesiyle başlamış ve Efendimize kadar devam etmiştir. Hz. Âdem ile başlayan bu ibadet bütün peygamberlerimizin şeriatlarında vardır. Hz. Zekeriya,  Hz. Yahya efendilerimiz ise bizzat kendileri kurban olmuşlardır. Bu durum kurban ibadetinin adeta zirvesidir. İnsanın her şeyini, en sonunda bedenini Allah’a adaması halidir. Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya’nın kurban oluşlarının bizlere verdiği mesajı çok dikkatli bir şekilde okumalı ve anlamalıyız. Bu mesajı doğru anlamak, hem hayatımızı anlamlandıracak, hem de yerine getirmeye hazırlandığımız kurban ibadetine müthiş bir maneviyat kazandıracaktır.

Rabbimizin bizi terbiye etmek için emrettiği her bir ibadetin bir hikmeti vardır. Kur’an da kurban ibadetimizin hikmet ve amacı şu şekilde ifade buyruluyor;

“Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz derin sorumluluk bilincidir. Böylece, onları size musahhar kıldı ki, size yol gösterdiğinden dolayı Allah’ın yüceliğini layıkıyla takdir edesiniz; ve sen ey peygamber, iyileri ve kendilerini iyiliğe adayanları O’nun rızasıyla müjdele.” (Hacc, 22/ 37)

Bu ayetler, kurbanlarımızın et, kan ve derilerine değil, manevi yönüne dikkat etmemiz gerektiğini açıklıyor. İnsanın eşya karşısındaki konumunu tespit ve tayin ediyor. Hayata özne olarak yaratılan insanın kendisini eşya karşısında nesneleştirmemesi için dikkat çekiliyor.

Kurban ibadetinin hikmeti, eşyanın insanın emrine amade kılınmasıdır. İnsan, yaratılmışlar âleminin en şerefli varlığıdır. Allah yaratmış olduğu her şeyin üzerine adeta insani hizmetlere mahsustur yazmıştır. Kur’an’a göre yıldızlar, nehirler, güneş ve ay, denizler, kuşlar, bulutlar insanın emrine musahhar kılınmıştır. Kurban kesmek de Allah’ın varlık hiyerarşisine saygı göstermektir.Kurban ibadetimizi yerine getirirken kurban etmiş olduğumuz hayvanın üzerinden sembolik anlamda bu dünyada emanetçisi olduğumuz bütün servetimizi Rabbimiz istediğinde seve seve vereceğimize söz veriyoruz. Bu söz, servetimizi kulluğumuz için kullanacağımızın sözüdür. 

Bu şuur haliyle kurban ibadetimizi yerine getirmek için Arefe gününü anlamına uygun bir şekilde değerlendirmeliyiz. Malumunuz olduğu üzere Arefe günü Zilhicce ayının 9. günüdür. Bu günde, bütün ümmeti temsilen hacc ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklarda olan hacı adayları haccın farzı olan Arafat vakfesini yaparlar. Vakfe esnasında her hacı adayı, gelmiş olduğu yaşa kadarki ömürlük hesabını yapar ve günahlarına tövbe eder. Ademce bir tövbe ile gözyaşlarıyla günahkâr kalbini yıkar ve Rabbinden aff diler. Yani hacı adayları Arefe gününü tövbe ve istiğfarla geçirir. Öyleyse bizlerin de yaşadığımız şehirlerde Arefe gününü anlamına ve amacına uygun olarak kendimizi bilmek, hesabımızı yapmak ve günahlarımıza tövbe ederek değerlendirmemiz gerekiyor. Arefe günü yılda bir defa gelir. (Ramazan bayramının arefesi olmaz.)  Bu mübarek gün alışverişle israf edilecek bir gün değildir. Öyleyse bayram hazırlıklarımızı Arefe’den önce tamamlayalım ve Arefe’yi de yılda bir defa gelen bir fırsat olarak bilip şuurlu bir kurban ibadeti için değerlendirelim.

Anlamını, maksadını ve manasını doğru bir şekilde anlayacağımız bir kurban ibadeti, Rabbimize Hz. İbrahim gibi yakınlaşmamız için bir vesile olacaktır. Gelecek hafta başında yerine getireceğimiz kurban ibadetlerimizin Rabbimize yakınlaşmamıza vesile olması duasıyla ülke Müslümanlarını ve ümmetin her bir şahsiyetinin bayramını tebrik ediyorum. Selam ve dua ile Cumanız mübarek olsun…

yeniakit

Bu yazı toplam 723 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar