Kur'an'da İman İlkeleri

Şehit imamımız İmam A'zam Ebu Hanife Nu'mân b. Sabit (rh.a.), "el-Fıkhu'l-Ekber" adlı meşhur akaid

risalesinde imanı şöyle tarif eder:

"İman, dil ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Gökte ve yerde bulunanların imanı, iman edilmesi gereken şeyler

yönünden artmaz ve eksilmez, fakat yakîn ve tasdik yönünden artar ve eksilir. Mü'minler, iman ve

Tevhid hususunda birbirine müsavîdirler. Fakat amel itibariyle birbirinden farklıdırlar."1

İnsan kullarını, yalnız ve yalnız kendisine ibadet, yani itaat etsinler diye yaratan Âlemlerin Rabbi Allah

Teâlâ,2 insanlara şöyle buyuruyor:

"Ey insanlar, şübhesiz Rasul size Rabbinizden hakla geldi. Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır. Eğer inkâra
saparsanız, şühesiz göklerde olanların ve yerde olanların tümü Allah'ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet
sahibidir."3

Yegâne Rabbimiz ve İlâhımız Allah Azze ve Celle, en son Nebî ve en son Rasulü olan Rasulullah

Muhammed (s.a.s.)'i hak ile gönderdi ve insan kullarının O'na ve O'nunla gönderilen hakka iman

etmelerini emretti... Çünkü Allah, Rasulü Muhammed (s.a.s.)'i bütün insanlık âlemine göndermiş ve

O'na iman etmelerini emretmiştir:

"De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın sizin hepinize gönderdiği bir Rasuluyum. Ki, göklerin ve yerin mülkü yalnız
O'nundur. O'ndan başka ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmî Peygamber olan Rasulüne
iman edin. O da, Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır. O'na iman edin ki, hidayete ermiş olursunuz." 4

"Biz seni, ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu
bilmiyorlar."5

Yegâne yaratanları Allah Teâlâ tarafından imana davet edilen insanların içinden bu davete icâbet edip

katıksız iman edip teslim olanlar, mü'min müslümanlardır... Bu yüce ve değerli şahsiyetler, şirkin ve

küfrün her türlüsünden arınmış tertemiz olarak iman ederek Allah'ı birlemiş muvahhidlerdir...

Nübüvvetine ve Risâletine kesin iman ettikleri önderleri Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'in iman ettiği

gibi, Rabbleri Allah'dan indirilenlere katıksız iman eden muvahhid mü'minler için şöyle buyuruyor

Âlemlerin Rabbi Allah:

"Rasul, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitablarına ve
Rasullerine inandı. " O'nun Rasulleri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itat ettik." 6

"Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki onlar, Allah'a ve Rasulüne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya
kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık olanların tâ kendileridir." 7

"Onlar, gayba iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infâk ederler.

Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.

İşte bunlar, Rabblerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır."8

"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Amma iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba
ve peygamberlere iman eden, mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa,

Ve îman eden kullarına, "İman edin" buyuruyor Allah Teâlâ:

"Ey iman edenler, Allah'a, Rasulüne ve Rasulüne indirdiği Kitab'a ve bundan önce indirdiği Kitab'a iman edin.
Kim Allah'ı, meleklerini, kitablarını, Rasullerini ve ahiret gününü inkâr ederse şübhesiz uzak bir sapıklıkla
sapmıştır."10

Ayet-i Kerimelerde apaçık anlaşıldığı gibi, muvahhid mü'minlerin nelere katıksız iman edecekleri

beyan olunmuştur... Yegâne hayat önderimiz ve örneğimiz Rasulullah (s.a.s.) de, "Meşhûr

Hadis"lerinde iman ilkelerini beyan buyurmuşlardır... Bu hadis, "Cibril Hadisi" diye adlandırılmıştır...

Emiru'l-Mü'minin Ömer ibnu'l-Hattab (r.a.) anlatıyor:

Bir gün Rasulullah (s.a.s.)'in yanında bulunduğumuz bir sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz,

saçı simsiyah bir zât çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kimse kendisini

tanımıyordu. Doğru peygamber (s.a.s.)'in yanına oturdu ve dizlerini, O'nun dizlerine dayadı. Ellerini de

uylukları üzerine koydu. Ve:

— Ya Muhammed, bana İslâm'ın ne olduğunu haber ver! dedi.

Rasulullah (s.a.s.):

"İslâm: Allah'dan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen,

namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman ve yol cihetine gücün yeterse

Beyti hac etmendir." buyurdu.

O zât:

— Doğru söyledin, dedi.

Biz, buna hayret ettik. (Çünkü) hem soruyor, hem de tasdik ediyordu.

— Bana, imandan haber ver! dedi.

Rasulullah (s.a.s.):

"Allah'a, Allah'ın meleklerine, kitablarına, Peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere,

hayrına-şerrine inanmandır." buyurdu.

O zât (yine):

— Doğru söyledin, dedi.(11)

İmam Tahâvî (rh.a.) de, "Ehl-i Sünnet"in iman konusundaki akidesini şöyle beyan ediyor:

"İman: Allah'a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayrıyla şerriyle, acısıyla

tatlısıyla kadere ve (hepsinin) Allah'dan geldiğine iman etmek demektir.

Biz, bütün bunlara iman ederiz. Peygamberleri, arasında hiçbirinin diğerinden ayırmayız. Getirdikleri

her hususta da onların hepsini tasdik ederiz."12

Bu tesbitten sonra, Kur'an'da iman ilkeleri ile ilgili ayet-i kerimeleri hep beraber okuyarak "tahkikî

iman"ı gündeme getirelim!

1-ALLAH'A İMAN

"Deyin ki: 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya
verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırdetmeyiz ve biz,
O'na teslim olmuşlarız."13

"Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şübhesiz doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu
tanımayıp Allah'a iman ederse, O, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, işitendir, bilendir." 14

"Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. Ma'ruf (iyi ve İslâm"a uygun) olanı emreder, münker
olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz."(15)

"Şu halde Allah'a, O'nun Rasulüne ve indirdiğimiz nûr (Kur'ân)'a iman edin. Allah, yaptıklarınızdan
haberdardır."16

"Allah'ın izni olmaksızın hiçbir müsibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini
hidayete yöneltir. Allah, herşeyi bilendir.

Allah'a itaat edin ve Rasul'e de itaat edin. Şayet yüz çevircek olursanız, artık Rasulünüz üzerine düşen (yalnızca)
apaçık bir tebliğ (gerçeği en yalın bir şekilde size iletme)dir.

Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse mü'minler, (yalnızca) Allah'a tevekkül etsinler." 17

"De ki: 'O (Allah) Rahmân olan (esirgeyen, koruyan)dır. Biz, O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz,
kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz."18

"Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, Kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa
hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini
bilir. (Onlar ise,) dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun
Kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması, O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek
büyüktür."19

"O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahmân, Rahim olan O'dur.

O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir, Kuddüs'tür, Selâm'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir,
Cebbar'dır, Mütekebbir'dir. Allah (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.

O Allah ki, yaratandır (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir. Şekil ve sûret verendir. En güzel isimler
O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir." 20

"Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte
budur, ancak insanların çoğu bilmezler."21

"Hüküm, yalnızca Allah'ındır. Ben, O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül
etmelidirler."22

"Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, dosdoğru haberi verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır." 23

"Hüküm, yalnızca O'nundur. Ve O, hesab görenlerin en süratli olanıdır."24

"Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." 25

"Şu hâlde bil, gerçekten Allah'dan başka ilâh yoktur."26

2-MELEKLERE İMAN

"Rasul, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, Meleklerine, Kitablarına ve
Rasullerine iman ett."27

"Asıl iyilik, Allah'a, Ahiret Günü'ne, Meleklere, Kitab'a ve Peygamberlere iman eden(inkidir)." 28

"Kim Allah'ı, Meleklerini, Kitablarını, Rasullerini ve Ahiret Günü'nü inkâr ederse, şübhesiz uzak bir sapıklıkla
sapmıştır."29

"Her kim Allah'a, Meleklerine, Rasullerine, Cibril'e ve Mikaîl'e düşman ise, artık şübhesiz Allah da kâfirlerin
düşmanıdır."30

"Mesih ve yakınlaştırılmış (yüksek derece sahibi) melekler Allah'a kul olmaktan kesinlikle çekimser kalmazlar.
Kim O'na ibadet etmeye karşı çekimser davranırsa ve büyüklenme gösterirse (bilmeli ki,) onların tümünü
huzurunda toplayacaktır."31

"Ve (Allah) Âdem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: 'Eğer doğru sözlüyseniz, bunları
Bana isimleriyle haber verin' dedi.

(Melekler) dediler ki: 'Sen yücesîn, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, her şeyi

bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."32

"Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar (melekler), Rabblerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman
etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: 'Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp
sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.

Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki, onlara (bunu) va'dettin, babalarından, eşlerinden ve soylarından salîh
olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.

Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte

büyük kurtuluş ve mutluluk budur."33

"Şübhesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti bunların üzerinedir." 34

3-KİTABLARA İMAN

"Ey iman edenler, Allah"a, Rasulüne, Rasul'e indirdiği Kitab'a ve bundan önce indirdiği Kitab'a iman edin." 35

"Onlar (o muttakî mü'minler), sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler." 36

"Deyin ki: 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya
verilen ve peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik."37

"Hiç şübhesiz, Zikr'i (Kur'ân'ı) Biz indirdik Biz, onun koruyucuları da gerçekten Biziz." 38

"Şübhesiz, kendilerine zikir (Kur'ân) gelince onu inkâr edenler (ateşin içine bırakılırlar). Oysa o, aziz (şerefi
yüksek, üstün) bir Kitab'dır.

Bâtıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur'ân,) hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)dan
indirilmedir."39

"Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler.
Namazı dosdoğru kılarlar ve zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar, işte bunlar, Biz bunlara büyük
bir ecir vereceğiz."40

"Gerçek şu ki, Biz Tevrat'ı içinde bir hidayet ve nûr olarak indirdik."41

"Davud'a da Zebûr verdik."42

"Onların (peygamberleri) ardından yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa'yı gönderdik ve
O'na, içinde hidayet ve nûr bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan ve muttakîler için yol gösterici ve öğüt olan
İncil'i verdik."43

"Sana da (ey Muhammed), önündeki Kitab(lar)ı doğrulayıcı ve ona bir şahid gözetleyici olarak Kitab'ı (Kur'ân'ı)
indirdik. Öyleyse aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların hevâ (istek ve
tutku)larına uyma."44

"Şübhesiz, Allah'ın sana gönderdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için Biz sana Kitab'ı hak ile indirdik." 45

"Şübhesiz, bu Kur'ân, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir
ecir olduğunu müjde verir."46

"Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı. Rasulleri ise, kendilerine apaçık ayetler, sahifeler ve
aydınlatıcı Kitablar getirmişlerdi."47

"Şübhesiz bu, önceki sahifelerde vardır. İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde."48

4-PEYGAMBERLERE İMAN

"Ey iman edenler, Allah'a ve peygamberine iman edin."49

"Ey insanlar, şübhesiz Rasul size Rabbinizden hak ile geldi. Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır." 50

"Biz, Rasullerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle
göndermedik."51

"Rasul, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü Allah'a, Meleklerine, Kitablarına ve
Rasullerine iman etti."52

"Allah'a ve Rasulüne iman edenler ve onlardan hiçbiri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri
verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir."53

"Allah'a ve Rasulüne iman edin. Sizi, kendilerinde halifeler kılıp harcama yetkisi verdiği şeylerden infâk edin.
Artık sizden kim iman edip infâk ederse, onlara büyük bir ecir vardır."54

"Ki onlar (o peygamberler), Allah'ın risâletini tebliğ edenler, O'ndan içleri titreyerek korkanlar ve Allah'ın
dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesab görücü olarak Allah yeter."55

"Biz, senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer
bilmiyorsanız, zikir ehline sorun."56

5-AHİRET GÜNÜNE İMAN

"(O muttakî mü'minler,) Ahirete de kesin bir bilgiyle iman ederler."57

"Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, ma'ruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda
yarışırlar. İşte bunlar, salih olanlardır.58

"İşte içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir." 59

"Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin
istemezler. Allah, takva sahiblerini bilendir."60

"Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı sonuç bakımından daha güzeldir."61

"İşte Biz sana, böyle Arabça bir Kur'ân vahyettik. Şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları
uyarman için ve kendisinde şübhe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün

onların) bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içindedirler."62

6-KADERE İMAN

"Hiç şübhesiz Biz, her şeyi kader ile yarattık."63

"Göklerin ve yerin mülkü O'nundur, çocuk edinmemiştir. O'na, mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir
düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir."64

"Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir."65

"Rabbinin yüce ismini tesbih et.

Ki O, yarattı, bir düzen içinde biçim verdi.

Takdir etti, böylece yol gösterdi."66

"Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların
tümünü O bilir. O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta
olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir Kitabdadır."67

"De ki: 'Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O, bizim mevlâmızdır. Ve
mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."68

"Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur, yüksek yerlerde tahkîm edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir
iyilik dokunsa: 'Bu, Allah'dandır' derler. Onlara bir kötülük dokunsa: 'Bu, sendendir derler. De ki: 'Tümü
Allah'dandır.' Fakar ne oluyor ki, bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?"69

"Biz, her şeyi, apaçık bir Kitabda tesbit edip korumuşuz."70

"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musîbet yoktur ki, Biz onu yaratmadan
önce, bir Kitabda (yazılı) olmasın. Şübhesiz bu, Allah'a göre çok kolaydır."71

Dipnot

1- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri, Çev. Mustafa Öz, İst. 2009, Sh. 58,. Beşinci Baskı.

Bkz. İbn Ebî'l-İzz el-Hanefî, el-Akîdetü't-Tahâviyye ve Şerhî, Çev. M. Beşir Eryarsoy, İst. 2011, Sh.

384, 71. Metin. 3. Baskı.

2- Bkz. Zariyat, 51/56.

3- Nisa, 4/170.

4- A'raf, 7/158.

5- Sebe', 34/28.

6- Bakara, 2/285.

7- Hucurat, 49/15.

8- Bakara, 2/3-5.

9- Bakara, 2/177.

10) Nisa, 4/136.

11- Sahîh-i Müslîm, Kitabu'l-İman, B. 1, Hds. 1.

Sahîh-i Buharî, Kitabu'l-İman, B. 37, Hds. 43.

Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-İman, B. 4, Hds. 2738.

Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-İman, B. 5, Hds. 4957-4958.

Sünen-i İbn Mace, Mukaddime, B. 9, Hds. 63.

Sünen-i Ebu Davud, Kitabu's-Sünne, B. 16, Hds. 4695.

İmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, Çev. Rıfat Oral, Konya, 2003, C. 1, Sh. 65-66, Hds. 5/47.

İmam-ı Suyutî, Mütevâtir Hadisler, Çev. Mehmet Emin Akın, Ank. 1992, Sh. 35-37, Hds. 8.

Kettânî, Mütevâtir Hadisler, Çev. Hanifi Akın, İst. 2003, Sh. 78, Hds. 13.

12- İbn Ebî'l-İzz el-Hanefî, A.g.e. Sh. 429, 441, 74, ve 75. Metin.

13- Bakara, 2/136. Âl-i Îmrân, 3/84.

14- Bakara, 2/256.

15- Âl-i Îmrân, 3/110.

16- Teğabün, 64/8.

17- Teğabün, 64/11-13.

18- Mülk, 67/29.

19- Bakara, 2/255.

20- Haşr, 59/22-24.

21- Yusuf, 12/40.

22- Yusuf, 12/67.

23- En'âm, 6/57.

24- En'âm, 6/62.

25- Fetih, 48/7.

26- Muhammed, 47/19.

27- Bakara, 2/285.

28- Bakara, 2/177.

29- Nisa, 4/136.

30- Bakara, 2/98.

31- Nisa, 4/172.

32- Bakara, 2/31-32.

33- Mü'min, 40/7-9.

34- Bakara, 2/161. Âl-i İmrân, 3/87.

35- Nisa, 4/136.

36- Bakara, 2/4.

37- Bakara, 2/136. Âl-i İmrân, 3/84.

38- Hicr, 15/9.

39- Fussilet, 41/ 41-42.

40- Nisa, 4/162.

41- Mâîde, 5/44.

42- İsra, 17/55.

43- Mâîde, 5/46.

44- Mâîde, 5/48.

45- Nisa, 4/105.

46- İsra, 17/9.

47- Fatır, 35/25.

48- A'lâ, 87/ 18-19.

49- Nisa, 4/36

50- Nisa, 4/170.

51- Nisa, 4/64.

52- Bakara, 2/285.

53- Nisa, 4/152.

54- Hadid, 57/7.

55- Ahzab, 33/39.

56- Nahl, 16/43. Enbiya, 21/7.

57- Bakara, 2/4. Neml, 27/3.

58-Âl-i Îmrân, 3/114.

59- Bakara, 2/232.

60- Tevbe, 9/44.

61- Nisa, 4/59.

62- Şura, 42/7.

63- Kamer, 54/49.

64- Furkan, 25/2.

65- Ahzab, 33/38.

66- A'lâ, 87/1-3.

67- En'âm, 6/59.

68- Tevbe, 9/51.

69- Nisa, 4/78.

70- Yasîn, 36/12.

71- Hadid, 57/22.

vuslatdergisi

Bu yazı toplam 3908 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar