Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Kitlelerin rejimle hesaplaşmasına doğru

Bugün bu coğrafyada yaşayan bütün kitlelerin Kemalizm'le problemi vardır. Hem de bu problem bugün ortaya çıkmış değil, ta başından beri bu böyledir.

Dindarıyla, Sünnisiyle, Alevisiyle, Türküyle, Kürdüyle, bütün kesimlerle problemlidir bu rejim.

Ancak bir avuç boynu kalın, rejimin kaymağını yiyen Kemalist'i bunun dışında tutabiliriz.

Kemalizm,  ta başlangıçta kendisini dikta ile, dipçikle kabul ettirdiği gibi, varlığını aynı usullerle sürdürerek bu günlere gelmiştir.

Milyonların âhı üzerine, milyonların kanı ve gözyaşı üzerine kurularak hayatını sürdürmüştür.

Böyle olduğu için, söz konusu bu kitlelerin bir gün bu Kemalizm'le hesaplaşması kaçınılmazdır.

Aslında eğer akıllık etseydi bu dikta rejim, günah defterinin böylesine kabarıklığına rağmen fazla bir bedel ödemeden, ciddi bir hesaplaşmaya uğramadan işin içinden sıvışabilirdi. Nasıl mı? Eğer Kemalist rejimin temsilcileri;

"Artık ben asker olarak kışlama çekiliyorum, buyurun ülkeyi artık seçilen siyasiler olarak sizler yönetin, bundan böyle ben sadece kendi görevimi yapacağım" deseydi, artık kendi halkıyla savaşmaya son verseydi, kendi halkının diniyle, hayat tarzıyla savaşmaya son verseydi, kendi halkına zoraki kimlik dayatma işine son verseydi, son olarak suç işleyenleri adalete teslim etseydi, aynı şekilde Kemalist rejimin yargıdaki ve diğer kurumlardaki son dinazorları da kendi asli görevlerine dönselerdi, inanız ki bu millet her şeye rağmen bunları affederdi, geçmişi unutur silerdi.

Fakat görünen o ki, böyle olmayacak. Kemalist rejim halkın üzerindeki ilahlık iddiasından vazgeçmeyecek, ülke insanı üzerinde kendisinden başkasının ilahlığını kabul etmeyecek. Yetmiş küsur milyon insanın hayatını yönlendirme, dizayn etme, kendisine taptırma hastalığından vazgeçmeyecek.

Böyle olunca, kitlelerin bir gün Kemalizm'le hesaplaşması kaçınılmazlığı ortadadır.

Fakat bu hesaplaşmanın başını Alevilerin çekeceğini, bu işin Dersim'le başlayacağını ben hiç tahmin edemezdim. Hatta bana göre Kemalizm gemisini en son terk edecek olanların Aleviler olacağını düşünürdüm.

Başta Dersim olmak üzere bir çok katliamı göz önünde bulundurarak her ne kadar Aleviler'in Kemalist rejimle ve özellikle CHP ile nasıl bir arada bulunduklarını sorguladığımız ve dile getirdiğimiz olsa da, safların bir gün bu şekilde ayrılıp netleşeceğini hiç beklemezdik.

Bize göre Onur Öymen  gerçekleri dile getirmiştir, kendi kendisiyle çelişkili değildir, CHP budur, Kemalizm budur, Mustafa Kemal budur, beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. Hiç kimse Onur Öymen'den başka bir şey, özellikle Mustafa Kemal'in CHP'inden istifa beklemesin.

Bundan sonra ne yapacağını, nasıl bir çizgi izleyeceğini düşünmesi gerekenler Deniz Baykal'dır, Kemal Kılıçdaroğlu'dur, CHP içindeki alevi kökenli milletvekilleridir ve özellikle başta Tunceli, Dersimli ve diğer bölgelerde yaşayan alevi vatandaşlardır.

Evet, kitlelerin Kemalizm'le hesaplaşmasına doğru gidilmektedir. Dersimlilerin arkasının geleceğine, hiç beklemediğimiz kitlelerin bir bir ortaya çıkacağına, geçmişte Kemalizm'in kendilerine reva gördüğü zulümleri orta yere sereceklerine, mağduriyetlerinin giderilmesini talep edeceklerine inanıyorum.

Bu hesaplaşma belki şu açıdan biraz gecikebilir veya büyük oranda ortadan kalkabilir:

Başta alevi vatandaşlar olmak üzere, üst düzey DTP ve PKK yöneticilerinin, yaşayış biçimleri, hayat tarzları, İslam'a olan mesafeleri Kemalistlerle aynı olduğu için, birliktelikleri biraz uzayabilir. Dillerine, kimliklerine yapılan baskı ve bunlardan dolayı geçmişte uğradıkları zulüm, Kemalizm'le bu kesimler arasındaki hesaplaşmada ne kadar rol oynar göreceğiz.

Müslümanlara gelince, dillerinden, kimliklerinden dolayı uğradıkları zulmün yanı sıra, kurulduğu günden itibaren dinleriyle savaşır konumda olan rejimle hesaplaşmalarına tarih şahitlik edecektir.

 

doğruhabergazetesi

Bu yazı toplam 4968 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar