Kırgız bir IŞİD'linin Hikâyesi

Kırgız bir IŞİD'linin Hikâyesi

Mısır'da "şeriat hukuku" okuyan bir Kırgız, "cihat" fetvalarından etkilenerek Suriye'ye gitti. Şu anda Şam'daki Mezze hapishanesinde bulunan Kırgız genç, Suriye'ye İstanbul üzerinden geçtiğini söyledi.

Suriye'de devam eden savaş, dünyanın birçok bölgesinden gelen cihatçılar için en büyük saha olmayı sürdürüyor.

Independent'ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Şam'da bulunan Mezze hapishanesinde, Kırgızistan'dan Suriye'ye savaşmaya giden bir gençle görüştü.

19 yaşındaki Jan Mahmoud Yahya, Rakka'da IŞİD'in "resmi tercümanı" olarak görev yapmış. Yahya, Kırgızistan'ın Fergana Vadisi'nde bulunan Oş kentinden.

Yahya, Mısır'daki El Ezher Üniversitesi'nde "şeriat hukuku" okurken Şeyh Muhammed Hassan isimli birinin Suriye'ye yönelik "cihat" fetvasını duymuş. 

Öğrencilerine Suriye'de "Müslümanlara" uygulanan zulüm, Suriye ordusunun insanları öldürüp tecavüz ettiğine dair videolar izleten Hassan, "her Müslümanın görevi cihada katılmaktır" diyerek cihada giden herkese hediye olarak 100 dolar veriyormuş.

Bir başka öğrenci, Yahya'ya Ebu Muhammed Turki ile temasa geçmesini söylemiş. Adından da anlaşıldığı gibi Türk bir cihatçı olan bu kişi, Suriye'ye "mücahid" gönderilmesinden sorumluydu.

"270 dolara bir uçak bileti aldım ve İstanbul Atatürk Havalimanı'na gideren Ebu Muhammed ile buluştum" diyor Yahya. 

Ebu Muhammed, Yahya'ya Atme için otobüs bileti almış. Atme, İdlib'de, Hatay-Bükülmez'in hemen karşısında yer alıyor. 

Ebu Muhammed, Yahya'ya, Türkiye'de hiç sorun yaşamayacağını, kendisi gibi çok sayıda genç olduğunu söylemiş.

Kırgız cihatçı, sınırdaki büyük bir evde 2 gece geçirmiş. Daha sonra, kaçakçılık yollarından Suriye'ye geçmiş. Burada, yaşları 15 ila 18 arasında değişen yüzlerce gencin, insanların sınırdan geçişine yardım ettiğini görmüş.

Yahya, sınırdan geçerken, yakınlardaki bir Türk askerinin yüzünü öbür tarafa çevirdiğini aktarıyor. Sınırdan geçen Yahya, burada Seyfullah Şişani isimli bir cihatçının "misafir evine" yerleştirilmiş.

Kırgız genç, o evin civarında BM bayraklı mülteci kamplarının bulunduğunu, buralarda kadınların "tamamen İslami kıyafetlerle" dolaştığını söylüyor.

Burada çok sayıda örgüte ait misafir evlerinin bulunduğunu kaydeden Yahya, örgütler arasında IŞİD, Nusra Cephesi ve "Muhacirleri" sayıyor.

Misafir evinde kendisine örgüt olarak IŞİD'i seçen Yahya, 30 kişilik bir Çeçen-Kırgız grubuna katılmış.

2013 yılında Suriye'ye yayılan IŞİD-ÖSO çatışmalarında Halep kırsalındaki ailelerin Rakka'ya gönderilmesi emriyle birlikte Yahya da tercüman olarak Rakka'ya gitmiş.

Bir gün bozulan otomobilini bir tamirciye götüren Yahya, burada beklemediği bir teklif almış: Tamirci, eğer evlenmeye niyeti varsa, kendisine birini ayarlayabileceğini söylemiş.

Ertesi gün, o zamanlar Suriye ordusunun kontrolünde bulunan Tabka Hava Üssü'ne yakın bir eve iki arkadaşı ile birlikte gidip çay içmiş.

Şimdi, o çayın içinde uyuşturucu olduğuna emin. Çünkü gözünü açtığında, kendisinin ve iki arkadaşının etrafında Suriye askerlerini görmüş. Üzerlerinde "cihatçı" kıyafetleri olduğu için her şeyi itiraf etmişler. "Bizi öldüreceklerini düşünüyorduk" diyor Yahya. Ancak bekledikleri olmamış ve arkadaşları ile birlikte Mezze'ye gönderilmişler.

Yahya, kendisini iyi davranıldığını ve işkence görmediğini söylüyor. Beşar Esad'dan af çıkartmasını bekliyor; böylece Kırgızistan'a dönebileceğini düşünüyor.

Yahya, yakalanmadan üç ay önce babasını aramış ve Suriye'de olduğunu söylemiş. Babası ise, "Sana yalan söylediler. Suriye'de cihat filan yok" cevabını vermiş.