Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kılıçdaroğlu ve Sarıgül bir proje ürünü mü?

 

 

Yeni bir İslam projesi, ancak yeni bir CHP ve laiklik dizaynı ile mümkün olacaktır. Onun için eğer terazinin bu kefesinde bir şeyler değişecekse, öteki kefesi de değişecektir..

CHP’liler AK Parti cephesinde yaşananlara bakıp çok da sevinmesinler, burada oynanan oyun kendilerinin de başına gelecek..

Kılıçdaroğlu ve Sarıgül, her ikisi de bir projenin ürünü.. Baykal Cumhurbaşkanı olacaktı, olması gerekiyordu ve olamadı. Rolünü iyi oynayamadığı için Erdoğan control edilemedi. Onun için de cezalandırıldı..

Zaman yazarları Baykal’ın Cumhurbaşkanı olması gerektiğini yazarken aslında uluslararası sistemin kararını bir bakıma tebliğ ederek görevlerini yapıyorlar, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlardı..

Senaryonun baş aktörlerinden biri rolünü iyi oynamadığı için cezalandırıldı! Kim tarafından ve nasıl cezalandırıldığını biliyorsunuz artık. Yerine yedekteki bir oyuncu geçici olarak sahne aldı..

Kılıçdaroğlu’nu nasıl geldiğini anlamak için Baykal’ın nasıl gittiğine bakmak gerek..

Paralel yapı 1991’den beri aktif. Bunu bir kenara not edelim. 28 Şubat’ta istifa etmek zorunda kalan Erbakan hükümeti de bu proje kapsamında kurulmuştu.. Uluslararası sistemin bu hükümet içindeki moderatörlüğünü yapan da bir gecede hidayete erip, “sütten çıkmış ak kaşık” ilan edilen Çiller’di..

Erbakan’dan derin yapı içindeki, ılımlı İslamcıların ve yeşil sermayenin sisteme entegre edilmesine karşı çıkan kanadı tasfiye etmesi bekleniyordu. Ülkücü Çatlı da bu görevin yerine getirilmesinde Alevi emniyetçi Kocadağ, Zaza Milletvekili Bucak ve Gonca Us ile birlikte rol alacaktı.

Aceba Muhsin Yazıcıoğlu’nun infazı ile ilgili süreci tâ o günlere kadar uzatmak mümkün mü?

Erbakan’a “mirasını çocukların arasında paylaştır, İsviçreye nasıl gittiniz, niye ve nasıl döndünüz, 12 Eylülde ve 28 Şubatta yaşananları yaz” diyince birilerinin nasıl ve niçin  saldırıya geçtiğini şimdi daha iyi anlayabiliyorum.. Mayınlı tarlaya girmişim, birileri de bizim saf arkadaşlarımızı dolduruşa getirip üzerime salmışlar..

Oysa bizim o gün yaşananları bilmemiz, bugünümüzü anlamamız, tedbir almamız açısından bir bilinç oluşturması açısından önemliydi. Ama kader bu, ne gelir elden!

Baykal şimdi yeniden Cumhurbaşkanı olabilir miyim diye düşünüyordur herhalde, ama geçmiş olsun. Kılıçdaroğlu da düşünüyor olsa gerek.. Ya da CHP’den başka kim aday olabilir.. Birileri meclis dışı, derin yapıdan birini öne sürmeye çalışacak. Derin ve paralel yapı boş durmuyor..

Kimi, Sarıgül’ü CHP’nin başına taşımaya çalışırken, kimi de Baykal’ın kaybetmesi kesin de, kaybedeceği iyiden iyiye anlaşıldığında, aileden birilerinin yolsuzluk iddiası, akit’in gündeme taşıdığı, cinayet davası ve birtakım yeni dosyaları gündeme taşıyıp, adaylığının iptal edilerek bir hukuki tartışma başlatılması, en azından İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine sebeb olacak birtakım hukuk karmaşası çıkartmak için kafa yorduklarına ilişkin ipe sapa gelmez iddialar dolaşıyor ortalıkta.

Bu seçimler Kılıçdaroğlu’nun da Sarıgül’ün de varolmak ya da yokolma davası haline geldi.. Siyasi geleceklerinin devam etmesi, bu süreçte yaşanacak olanlara bağlı.. Başarı için her ikisi birbirine dayanıyor, ama her ikisi de aynı zamanda birbirinin rakibi, biri kazanırsa, diğeri kaybedecek.. İkisi birden giderse, Baykal geri dönebilir mi? Bu da pek mümkün gözükmüyor..

Kimse fark etmiyor ama, CHP bu süreçte derin bir kriz yaşıyor..

CHP kendi cehennemine kendi sırtında odun taşıdığının farkında değil öte yandan.. Cemaat eğer başarılı olacak olursa, AK Parti gibi CHP de yeniden dizayn edilecek ve cemaatin nihai hedefleri arasında senaryolarında Kılıçdaroğlu ve Sarıgül’ün olması mümkün değil. İşleri bittiğinde isimleri silinir..

Cemaat olmasa da, ki zaten cemaatin siyasi geleceği yok, olamaz! Uluslararası sistem, deşifre olmuş, yaralı bir ata oynamaz.. Sisi gibi, Esad gibi bu yapı da zamanı geldiğinde, işi bittiğinde tarihin çöplüğüne atılacaktır. Kendileri seçilmiş bir iktidara bunu yaparken, iktidarı savunanların bunlara boyun eğmesi asla mümkün olmayacaktır..

CHP nereye giderse gitsin çıkış yolu yok. Köşeye sıkışmış durumda.. CHP’liler farkına varmasa da yolun sonuna geldiler. Kim kazanırsa kazansın, ya da kim kaybederse kaybetsin, CHP kaybedenlerin safında yer alacak..

Yaşadığınız zamana ve dünyaya şahidlik edin, torunlarınıza anlatacak çok şeyiniz olacak.

Siz tarihin yaşayan tanıklarısınız ve tarih siz yaşarken şekilleniyor..

Ye’s yok! Bizi gören, duyan, bilen ve bize merhamet eden bir Allahımız var. O, bizi bizden daha iyi biliyor ve O, hüküm sahibidir.. O, kalplerden geçeni de bilir.. O zaman ne gam!

Yine Tefviznâmeyi hatırlayalım: “Görelim Mevlam neyler / Neylerse güzel eyler/

 Hakk şerleri hayreyler

Zannetme ki gayreyler

Ârif ânı seyreyler

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler.” 

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 955 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar