Kendimizi dev aynasında görmeyelim, ama yerin dibine de batırmayalım!

Koronavirüs salgınıyla ilgili tartışmalarda hükümete yönelik eleştirilerini Türkiye’de sağlık sisteminin çöktüğünü söyleyecek kadar ileri götürenler, muhalefetlerinin hakkaniyetle irtibatına dair ciddi soru işaretleri doğurduklarını bilmeliler.  

 

AK Parti iktidarının en iyi performanslarından birini sergilediği bir alandan bahsediyoruz.

 

Sağlık hizmetlerinde kalitenin artmasından, bu hizmetlere ulaşmanın kolaylaşmasından, neredeyse her ilaca ulaşmanın da kolaylaşmasından bahsediyoruz.

 

Gelişmiş ülkelerdeki sağlık sistemleriyle yarışan, onların birçoğunu geride bırakan -ve AK Parti'nin malı değil Türkiye'nin kazanımı olan- bir sistemden bahsediyoruz.

 

Bunu takdir etmemek, kör muhalefet olur.

 

Nerede hangi mesele varsa konuşalım… Meselâ, şehir hastaneleri gerekli miydi değil miydi, bunlar yapılacağına daha çok sayıda küçük hastane yapılsa daha mı iyi olurdu veya bunların devlete maliyetleri daha düşük olabilecekken gereksiz yere yüksek mi tutuldu, uzun uzun konuşalım…  DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın 'AK Parti iktidarında sağlık alanında yapılan muzzam işler son birjkaç senedir bozuluyor' iddiasını da uzun uzun konuşalım... Koronavirüs'le mücadeledeki gecikmeleri, hataları da uzun uzun konuşalım... Sağlık sistemimizin külliyen çöktüğü / AK Parti iktidarında çökertildiği ve bu durumun Koronavirüs krizinde iyice aşikâr hale geldiği iddiası ise, üzerinde uzun uzun konuşulmayacak kadar absürt bir iddia.

 

Kısa keselim öyleyse:

 

Koronavirüs belasına AK Parti iktidarının sağlık alanındaki reformlarından önce maruz kalsaydık, sağlık sisteminin nasıl çöktüğünü işte o zaman görürdük.

 

“Ama birçok hastanede doktorlar ve hemşireler koruyucu malzeme konusunda sıkıntı yaşıyor.”

 

Doğru.

 

O eksiklerin bir an evvel giderilmesi lazım ve gideriliyordur, giderilecektir inşaallah.

 

Almanlar da -hiç beklenmeyen / öngörülemeyen- bu krize hazırlıksız yakalandılar ve aynı sıkıntı onların birçok hastanesinde de yaşanıyor, Alman medyasında her gün buna dair haberler çıkıyor; “Almanya’da sağlık sistemi çöktü” diyen var mı?

 

Sağlık sistemimiz -durumun olağanüstülüğü yüzünden elbette zorlanmakla beraber- bu krizin altında ezilmiş değil ve halihazırdaki olağanüstülüğün çok ötesinde gelişmeler yaşanmadıkça ezileceğe benzemiyor. (Olağanüstülüğün sınırı yok, sağlık sisteminin imkânları ise -velev ki dünyanın en iyisi olsun- tabii ki sınırlı.)

 

Kendimizi her konuda dev aynasında görmeyelim, ama iktidara muhalefet uğruna her konuda yerin dibine de batırmayalım lütfen.

 

Sağlık hizmetleri konusunda eskisiyle kıyaslanamayacak kadar iyi bir yerdeyiz, inşaallah daha iyi yerlere de geliriz vesselam.

Bu yazı toplam 972 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar