Kanal D’nin Kabataş Görüntüleri Neyi İspatlar?

Kanal D’nin Kabataş Görüntüleri Neyi İspatlar?

Kabataş’ta 6 aylık bebeğiyle, bir grubun saldırısına uğrayan başörtülü kadın Z.D. ile ilgili ..

Ar<u Erdoğral / Habervaktim

Kabataş’ta 6 aylık bebeğiyle, bir grubun saldırısına uğrayan başörtülü kadın Z.D. ile ilgili yazılarımın sorumluluğunun tamamen bana ait olduğunu söyleyerek başlamalıyım cümlelerime.

Kanal D’de yayınlanan ne olduğu belirsiz görüntülerden sonra şahsımda dahil bazı gazetecilerin yargılanması için kampanya başlatılmasının ardından birileri  röportajlar yaparken sadece reyting için çırpınmış olmalı ki sorumluluğu hemen Z.D’nin üzerine attılar.

Yazık!

Oysaki vicdanından emin olan bir akıl böyle yapmazdı.

Şimdi biraz geriye dönelim…

Z.D’nin savcıya verdiği ifade de bazı ayrıntıları okuduğumda dehşete düşmüştüm.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na Z.D’nin  11 Haziran günü verdiği ifadesini sizlerle aynen paylaşmıştım.

Z.D’nin anlattıklarından sonra “Umut ederim ki MOBESE kayıtlarını yayınlayın, bunlar kurmaca diyenler gün gelip böylesine bir hadise ile karşılaşmasınlar” noktasına geldiğimde ise şu an olduğu gibi o gün de içimde hiçbir kuşku duymamıştım.

İkinci yazımda ise alçakça gerçekleştirilen saldırı ile ilgili olarak işin Başbakan Erdoğan’ın yalan söylediğine kadar götürüldüğünü belirttikten sonra, MOBESE kameralarınca çekilen görüntü kayıtları yok diyenlere kötü bir haber vermiştim.

O gün edindiğim bilgiye göre Z.D’ye saldırı görüntüleri İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü’ndeydi ve inceleniyordu.

Kabataş eşkıyalarının yakalanmasının an meselesi olduğunu belirttikten sonra da şahsıma ulaşan bazı bilgileri ise bir tutarsızlık hissi olduğu için sizler ile paylaşmamıştım.

Var olduğu belirtilen görüntülerde ağaçların MOBESE’leri kapatması dolayısı ile sadece olayın olduğu alana bir grubun geldiğinin kısa bir süre sonra da oradan bazılarının kaçarak gittiğinin gözüktüğü, o kaçan kişilerin tespitinin zor olmasından dolayı ise sonuca ulaşılmasının geciktiği belirtilmişti.

17 Aralık operasyonundan sonraysa soruşturmayı yürüten savcının görev yerinin değiştiğini öğrendim.

Hiçbir ilerleme olmasa da Z.D’nin anlattıklarının asla yalan olduğunu düşünmedim. Sonuçta görüntüler konusunda var yada yok tartışmaları içerisinde ikisinden birinin doğru olma ihtimali sonucu değiştirmeyecekti.

Bu fikrim paralel yargı ortaya çıktıktan sonra biraz daha şekillendi.

Öyle ya saldırıya uğrayan kadın veya Başbakan’ın bu hadiseyi uydurduğu  gibi saçma bir ihtimal doğru bile kabul edilse böylesine amatörce bir kurgu yapılamazdı.

Amatörce kurgu derken şimdi daha iyi anlıyorum en azından bazı görüntüler önce var sonra yok dedirtilirken alt yapısı böyle düşünülmesi için hazırlanmıştı.

Olayın yargıdan sonrası ise tam bir muamma!

Kısa bir süre önce İsmet Berkan'ın saldırı görüntülerini izledim demesinden sonra birileri için B planı devreye sokuldu. Kamuoyuna öncelik ile “Berkan’ın bildiği görüntüleri nasıl olur da Başbakan bilmez bu işte bir bit yeniği var” düşüncesi empoze edilmeye çalışıldı.

Ardından da Kanal D’ye bazı görüntüler servis edildi. Bu görüntüleri Kanal D neden şimdi yayınladı diye sormuyorum bile. Netice de Kanal D işte!

Asıl mesele bu görüntüler ne zamana ait?

Görüntüler kimler tarafından montajlanıp bir operasyona dönüştürüldü?

Tek net olan şey amaç!

Sesinin kısılması istenen gazetecileri susturmak Başbakan’ı da zor durumda bırakmak.

Yoksa bir görüntü ya vardır yada yoktur. Baştan beri bu karmaşayı çıkarmanın bir nedeni varmış ama.

Kargaşa!

Şayet olayın gerçek görüntüleri şimdiye kadar saklandı ise ve Kanal D’nin haberinden sonra ortaya çıkması sağlanırsa “kaos çıkar” diye düşünüyorsanız bir kez daha söylüyorum hevesiniz kursağınızda kalacak.

Hemen havaya girip Gezi olaylarında ölümlerin olma nedenini Kabataş saldırısına bağlayıp Z.D’ye olmadık hakaretler edenler, iktidarı psikolojik harp kurgusu yapmak ile suçlayanlar inanıyorum ki feci çuvallayacak. Çünkü gerçeğin çok fazla gizli kalması mümkün değil.

Buradan sevinç çığlıkları atanlara ne kadar vicdansızsınız gibi bir çağrı yapacak değilim, benim tek sözüm Z.D’ye…

Bendeniz için şahsınızın bir anne ve kadın olmasından başka hiçbir ayrıcalığı dün de yoktu bugünde.

Söyleyeceklerim sadece bağımsızlığın ve yüreğimin sesinden başka bir şey değildir.

Sakın bu hakaretler ve bazı gazetecilerin u dönüşü sizi üzmesin!

O görüntülerden ne çıkarılmak istendiğini en iyi siz biliyorsunuzdur zaten.

Bir açıklama yapıp yapmamanız sorumluluğum açısından hiçbirşeyi değiştirmeyecek. Ben şahsınızla ilgili yazdığım yazıların tek başına arkasındayım…

Gelinen nokta ile ilgili de siz değil savcılık ifadenizi okuyup da anlattıklarınızı yüreğinde hissedemeyenler utansın!

Neticede yalan söylediğiniz gibi alçakça ithamların seviyesizliği yaşadıklarınızı anlatma cesaretinizden duyulan rahatsızlıktan başka bir şey değildir!

https://twitter.com/ArzuErdogral