Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

Kalk Gör Ey Hüseyn Her Günümüz Aşura'dır Şimdi..!

Ceddi Resulüllah"ın boynundan öpüp gözyaşı dökerek "benim bu oğlum Kerbu Bela denilen bir yerde şehid edilecektir" dediği ey Hüseyn!

Yine aylardan Muharrem ve yine günlerder Aşura"

Pak fıtratlar, özgür vicdanlar senin için ayaktalar ve haykırıyorlar; "Lebbeyk Ya Hüseyn!" "Lebbeyk Ya Hüseyn!"

Gasıp, zalim ve kan içici cellatların salatanatçı hırsları, nifak planları ve ihanet tezgahlarıyla kirlettiği İslam"ın Muhammedî çehresini, al kanlarıyla temizleyen ey Hüseyn!

Kurutulmak istenen tevhid ve adalet ağacını kanınla sulayıp tarihin en barbar zorbalarına "heyhat minnez zilleh" diye haykıran; İslam kisvesine bürünmüş nifak zorbalarının yüzündeki kirli maskeyi altı aylık yavrunun göğe savurduğun kanıyla parçalayan Hüseyn!

Onurlu müslümanların zillete boyun eğmeyeceğini, zalimlerin gölgesi altında yaşamaktansa ölmeyi şeref bildiğini, tek başına da kalsa zorbaların önünde diz çökmeyeceğini bu kutlu seferinle ispatlayan Hüseyn!

Zahiri güçleri ve görünümleri her ne olursa olsun, yeryüzünün tüm zorbalarının ve zulüm saraylarının iman, cihad ve şehadet ile alaşağı edilip İslam"ın sancağının en yükseklerde dalgalanacağını; esaret, zillet ve ihanet parangalarının hak, adalet ve özgürlüğe adanmış tertemiz yüreklerle nasıl kırılacağını tüm çağlara ve nesillere öğrettin.

Habil ve kabil ile başlayıp kıyamete kadar srecak olan Hakk-Batıl savaşında sahih çizginin ve Nebevi hattın Kerbela"dan geçtiğini; İbrahim"in, Musa"nın, İsa"nın, Muhammed Mustafa"nın, Ali"nin, Ammar"ın, Selman"ın, Ebu Zer ve Miktad"ın elindeki bayrağın Kerbela"da nasıl dalgalandığını yanındaki 73 kişiden; Zeyneb"den, Abbas"tan, Ekber"den, Kasım"dan, Zuheyr"den, Mezahir"den, Hürr"den öğrendik.

İbrahim"in adadığı kurbanın, İsmail"in uzattığı boynun ve Allah"ın ihsanı "Zibh-i Azim"in, Safa ve Merve"nin, Arafat"ın, Muzdelife"nin, Mina"nın manasını, Kerbela"nın kızgın çölünü kızıla çeviren "Sarallah"tan, okların saplandığı o pak göğüsten, hançerle kesilip mızrakların başına takılan o nurlu başından öğrendik ey Hüseyn.

Musa"nın Tur-i Sina"sını, Firavun"un karşısında ayaklanışını, mustazaflara özgürlük bahşeden kurtarıcı mesajını, ilahlık taslayan Firavunun yıkılışını, ölüm ve işkence tehditlerinin boşa çıkışını, Haman ve Karun"ların kof gücünü, zulüm üzerine kurulu düzenleri din adına pazarlayan Belam"ların kirli yüzünü senden öğrendik ey Hüseyn!

Korkaklığın, ihanetin, iktadarlara yaltanmanın, Hz. Resulülllah"ın mirasını yeşil saraylara tuğla yapmanın, tarihin en barbar zorbalarını arattıran cinayetleri Peygamber Ehl-i Beyt"ine reva görmenin, hakkın gürleyen sesini batıllık ve sapkınlıkla suçlamanın, zillete bürünüp sözde ibadeti kuşanmanın o aşağılık çehresini, seni yalnız bırakıp tevillere ve tezvirlere sarılanlardan, sana kılıç sallayıp Bedr"in intikamını Kerbela"da alanlardan, Peygamberin ilahi velayet emanetini çiğneyip sahte din ve akide uyduranlardan, İslam Ümmeti"ni hak kisvesiyle batılın bataklığına saplayanlardan gördük ey Hüseyn!

Kalk gör ey Hüseyn, her günümüz Aşura"dır bizim"

Gör ey Hüseyn!

Kabe"yi, Kudüs"ü, Medine"yi, Aksa"yı, Filistin"i, Lübnan"ı, Irak"ı, Afganistan"ı, Keşmir"i, Patani"yi.

Çiğnenen mukaddesatı, dökülen kanları, parçalanan bedenleri, yakılan Kur"anları, esaretin dibçiğiyle yaralanmış yürekleri, mazlumların arşı titreten feryadları, kana bulanmış kundakları, kopmuş kol ve bacakları"

"Diller, sayfalar, satırlar, Ebu Leheb öldü diyorlar. Ebu Leheb ölmedi Ya Muhammed, Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor" diyor şairimiz.

Ve Yezid"ler!

"Müslümanım" deyip de kimdir İslam"ın hükmünü çiğneyeyip Allah"ın emrine yasak koyanlar! Kimdir müstekbirlerin eşiklerini yalayıp İslam ümmetinin zenginliklerin talan edenler? Kimdir, elindeki hançerleri müslümanın sırtına saplayıp mescidleri kana bulayanlar? Kimdir, ellerinde kutsal kitap taşıyıp Müslüman kanı dökülmesi için fetva yağdıranlar? Kimdir Kabe"nin işgalcileri, Kimdir Medine"nin tahripçileri? Kimdir, İbrahimî ve İsmailî çağrıya "Lebbeyk" diyerek Allah"ın evini ziyarete giden ve Beytullah"ın yanıbaşında müşriklerden teberri edip "Amerika"ya ölüm olsun" "İsrail"e ölüm olsun" "Rusya"ya ölüm olsun" diye haykıranları kızıla boyayanlar?

Kimdir Kudüs işgalcisi siyonistlerle kucaklaşıp anlaşma imzalayanlar, Şaron"larla, Rabinler"le, Şamir"lerle kadeh tokuştaran, Olmert"lere, Netehyahu"lara, Barak"lara dost ve yoldaş olanlar? Kimdir Şerm el Şeyh'lerde toplanıp Kudüs'ün özgürük savaşçılarını "terörist" ilan edenler?

Kalk ey Hüseyn, gör her günümüz Aşura"dır bizim"

Çevirelim tarihin bu kara sayfasını, ak sayfaları görme zamanıdır şimdi.

Nasıl da yıkıldı putlar, devrildi tağutlar, alaşağı oldu zulüm sarayları?

Bir bir kurtarılıyor İşgal altındaki İslam toprakları, Kudüs"e giden yolu açıyor Ümmetin şehadet sevdalısı savaşçıları!

Akın akın yürüyorlar zafere doğru, "Allahuekber" feryadları yankılandırıyor şarkı ve garbı.

İntifada her bir yanda; havada, karada denizde; uzanıyor Gazze"ye Mavi Marmara"nın Musab"ları, Hamza"ları, Ammar"ları"

Kalk ey Hüseyn, gör her günümüz Aşura"dır bizim"

Görüyoruz Aksa"mızın ufkunda parıldayan fecri, mustazafların yüzünde beliren sevinci. Güneş doğuyor karanlık asrımıza, ay ışık saçıyor özgürlüğün nağmesiyle.

Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah"ın oluncaya kadar!

"Mustazaflara lütfedip onları yeryüzünde önderler ve varisler kılmayı" vaad eden Rabbimizin fereci gerçekleşinceye, yeryüzünün tüm mazlumları esaret zincirlerinden kurtulup müstekbir ve tağutlar tarihin çöplüğüne atılıncaya kadar!

Gün Aşura günüdür!

Zilletten izzete, esaretten hürriyete, zulmetten nura yürüyüşün onur günüdür.

Gün Aşura günüdür!

Ne tanklar ve toplar, ne uçaklar ve bombalar, ne füzeler ve filolar durdurumaz bu seferi, gün, kanın kılıca galip geldiği gündür.

Gün Aşura günüdür!

Pak kanlarıyla yeryüzünün tüm müslümanlarına ve mazlum halklarını özgürlük ve kurtuluş yolunu açan Hz. Seyyidüşşüheda için vefa, sadakat ve matem günüdür.

Gün Aşura günüdür!

Kalkın ve haykırın ey dostlar,

Bugün Hüseyn günüdür.

Esselamu aleyke ya Hüseyn!

Ve ala evladil Hüseyn

Ve ala ensarul Huseyn

Ve ala etbail Huseyn"!

velfecr

Bu yazı toplam 3300 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar