şte Abdülkadir Selvi'nin "Erdoğan kimi işaret edecek" başlıklı o yazısı:

Çankaya Köşkü'nde, Cumhuriyet ve Liyakat Nişanları Tevcih Töreni'ndeydik.

Ama hepimizin kafasında Abdullah Gül'e, Cumhurbaşkanlığı seçimini sormak vardı.

Bizim niyetimiz belliydi de Cumhurbaşkanı Gül'ün sorulara cevap verip vermeyeceği net değildi.

O nedenle önce Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'e, 'Soru-cevap yapacak mıyız?' diye sorduk.

'Ben Sayın Cumhurbaşkanı'na sorayım' diyen Sever'in getireceği haberi beklerken Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin bulunduğu yere doğru yaklaştı.

Tokalaşmadan ve birkaç nezaket cümlesinden sonra sorular birbiri ardına gelmeye başladı.

Tabii önce IŞİD'i sorduk, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimine girince, Abdullah Bey, 'Ne güzel konuşuyorduk' dercesine bizleri süzdü.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili soruya, 'Bu kadar beklediniz biraz daha bekleyin' karşılığını verdi.

Çapraz bir soru denemesi yaptık. Cumhurbaşkanı, 'bu kadar' diye el işareti yaptı.

Şansımızı bir de Başbakanlık sorusuyla deneyelim dedik. Cumhurbaşkanı tecrübesiyle bu girişimimizi de püskürttü.

Abdullah Bey, hem sorularımızı cevaplandırdı hem de bir spekülasyona meydan vermeden aramızdan sıyrılmayı bildi.

Bu arada Çankaya'da hem tören sırasında hem de resepsiyonda konuşulan tek konu Cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Daha doğrusu kimin Başbakan olacağı konusuydu.

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olacağı konusuna kesin gözüyle bakılıyor. Artık kim Başbakan olacak sorusunun cevabı aranıyor.

Başbakanlık konusu şimdilik iki ismin etrafında toplanıyor.

1-Abdullah Gül.

2-Ahmet Davutoğlu.

Cumhurbaşkanı Gül isterse partinin başına geçer ve başbakan olur deniliyor. Ancak Abdullah Bey bu konuda bir sinyal vermiş değil. Dahası, başbakanlığa istekli olup olmadığı bilinmiyor.

Ahmet Davutoğlu ismi ön plana çıkmasına rağmen henüz yolun başında olduğumuzu görmek gerekiyor.