İsrail'in Müslümanlara Yeni Tuzağı

İsrail'in Müslümanlara Yeni Tuzağı

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya kamera yerleştirme kararını "Müslümanlara yönelik yeni bir tuzak" olarak niteledi.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya kamera yerleştirme kararını "Müslümanlara yönelik yeni bir tuzak" olarak niteledi.

İsrail "Times of Israel" adlı haber portalında yer alan habere göre, Filistin'in Sesi radyosuna konuşan Maliki, "Aynı tuzağa yeniden düşüyoruz. Netanyahu'ya güvenilemez. (Mescid-i Aksa'daki) Bu kameraları kim izleyecek? Bu kameralar nerelere kurulacak ve buradan alınan kayıtlar daha sonra Filistinli gençleri 'kışkırtma yaptıkları' gerekçesiyle tutuklamakta kullanılacak mı?" ifadelerini kullandı.

Filistinli dışişleri bakanlığı ve Mescid-i Aksa Vakfı kaynakları konu hakkında yorum yapmadı.

Mevcut durumda Mescid-i Aksa'da İsrail'e ait gözetleme kamerası bulunmuyor. İsrail, Harem-i Şerif'in avlusundaki hareketliliği ancak gökyüzündeki uçan balonlara yerleştirdiği polis kameralarıyla takip edebiliyor.

Ürdün ve İsrail anlaştı

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ürdün ile İsrail'in, Harem-i Şerif ve Aksa'nın avlusuna kamera yerleştirilerek 24 saat denetlenmesi konusunda anlaştığını, Netanyahu'nun da Müslümanların Harem-i Şerif'te namaz kılmalarına, gayrimüslimlerin ise sadece ziyaret etmesine imkan tanıyacak bir politikayı sürdürmeyi kabul ettiğini duyurmuştu. Keryy, Perşembe günü Almanya'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelmişti.

Netanyahu: 'Kamera İsrail'in çıkarına'

Netanyahu, Mescid-i Aksa'ya kamera yerleştirmenin kendi "yararlarına" olduğunu söylemişti.

Netanyahu, dünkü haftalık bakanlar kurulu öncesi yaptığı açıklamada, "Mescid-i Aksa'ya kamera yerleştirmek İsrail'in yararına. Böylelikle bizim buradaki statükoyu değiştirdiğimiz yönündeki iddiaları çürüteceğiz. Aynı zamanda provokasyonların gerçekte nereden geldiğini gösterecek, hatta bunlar daha gerçekleşmeden önleyeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.

İsrail polisi geçen haftalarda Aksa'ya düzenlediği baskınlarda mescidin içine postallarıyla girmiş ve çatısına çıkarak cemaatin üzerine göz yaşartıcı gaz, ses bombası ve plastik mermi atmıştı. Aksa'ya yönelik ihlallere tepki gösteren Filistinliler ile İsrail askerleri arasında sık sık çatışma çıkarken, İsrailli sivil ve askerlerin ay başından bu yana Filistinlilere yönelik saldırılarında ölenlerin sayısı 50'yi aşmış durumda. Olaylarda 10 İsrailli Yahudi de hayatını kaybetti.

Mescid-i Aksa'nın statüsü

İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ü 1967 yılında işgal etti. Bu tarihten itibaren 2000 yılına kadar, Ürdün'e bağlı Mescid-i Aksa Vakfı, Harem-i Şerif'in yönetiminde tek söz sahibi oldu. Müslüman olmayan turistlerin Aksa'nın avlusuna düzenledikleri ziyaretler de Aksa Vakfı'nın kontrolünde gerçekleşti.

İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesiyle İkinci İntifada patlak verdi. Aksa Vakfı, Şaron'un ziyaretine tepki olarak bu ziyaretleri yasakladı ve İsrail'in "ziyaretlerin yeniden başlaması" yönündeki taleplerini reddetti. Bunun üzerine Nisan 2003'te, İsrail Hükümeti, Aksa Vakfı'nın itirazına rağmen Müslüman olmayan turistleri tek taraflı Harem-i Şerif'in avlusuna almaya başladı. O tarihten bu yana Mescid-i Aksa'nın statüsü Müslümanların aleyhine bozulmuş oldu.

İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor. İsrail yönetimi ise Aksa'nın avlusuna girmesine izin verdiği Yahudilerin burada ibadetine müsaade etmiyor.

İsrail'in her geçen gün daha fazla radikal Yahudi yerleşimciyi Aksa'ya alması ve Müslümanların girişine sınırlamalar getirmesi, Harem-i Şerif'in de tıpkı daha önce El- Halil'deki İbrahim Camisi'nde olduğu gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmek istendiği yönündeki endişeleri artırıyor.

Gerginlik devam ediyor

Eylül ayından itibaren İsrail'in Aksa'ya girişlere getirdiği 40 yaş sınırlaması ve İsrail polisi ile Yahudi yerleşimcilerin Harem-i Şerif'e yönelik baskınları nedeniyle gerginlik yaşanıyor. İsrail polisi, haftalardır ilk kez geçen cuma günü Müslümanların Aksa'ya girişine yaş sınırlandırması getirmedi.

İsrail polisi geçen haftalarda Aksa'ya düzenlediği baskınlarda mescidin içine postallarıyla girmiş ve çatısına çıkarak cemaatin üzerine göz yaşartıcı gaz, ses bombası ve plastik mermi atmıştı. Aksa'ya yönelik ihlallere tepki gösteren Filistinliler ile İsrail askerleri arasında sık sık çatışma çıkarken, İsrailli sivil ve askerlerin ay başından bu yana Filistinlilere yönelik saldırılarında ölenlerin sayısı 50'yi aşmış durumda. Olaylarda 10 İsrailli Yahudi de hayatını kaybetti.

"İsrail kendi çıkarları doğrultusunda bir kamera sistemi kurmak istiyor"

Kudüs Vakıflar Müdürlüğü tarafından, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa Külliyesi'ne girerken kullandığı Meğaribe Kapısı'na yerleştirilen kameraların, İsrail polisleri tarafından söküldüğü bildirildi.

Kudüs Vakıflar Müdürü Azzam el-Hatib, yaptığı yazılı açıklamada, Mescid-i Aksa'nın Meğaribe Kapısı'na monte edilen kameraların, İsrail polisi tarafından yerinden söküldüğünü belirtti.

İsrail'in, söz konusu müdahalesinin kınandığı açıklamada, "Bu müdahale gösteriyor ki İsrail, Mescid-i Aksa'da adaletli bir şekilde gerçekleri ortaya koyacak kamera sistemi yerine kendi çıkarları doğrultusunda bir kamera sistemi kurmak istiyor" denildi.

"Mescid-i Aksa, Ürdün vesayetindedir"

Öte yandan Ürdün Vakıflar ve Kutsal Emanetler Bakanı Hayil ed-Davud, İsrail polisinin Mescid-i Aksa'nın kapısına yerleştirilen kameraları sökmesini, "Sınırları aşmak ve Vakıflar Bakanlığı'nın özel işlerine müdahale" olarak değerlendirdi.

"Mescid-i Aksa, Ürdün vesayetindedir" diyen Davud, "Tüm anlaşmalar bir tarafa Mescid-i Aksa, bakanlığımızı ilgilendiren bir konu ve İsrail'in bakanlık işlerine karışması doğru değildir" ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 24 Ekim'de Ürdün'den ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Ürdün ile İsrail'in, Harem-i Şerif ve Aksa'nın avlusuna kamera yerleştirilerek 24 saat denetlenmesi konusunda anlaştığını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da Müslümanların Harem-i Şerif'te namaz kılmalarına ve gayrimüslimlerin ise sadece ziyaret etmesine olanak tanıyacak bir politika izlemeyi kabul ettiğini duyurmuştu.

AA