"İsrail var olma mücadelesi veriyor"

"İsrail var olma mücadelesi veriyor"

İsrail’in Gazze’de bitmeyen saldırıları, soykırım boyutlarına ulaşan sonuçlar meydana getiriyor. Temmuz ayının başlangıcından bu yana 2 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti.

Yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze’ye; 7 Temmuz'da havadan ve denizden, 17 Temmuz'da ise karadan saldırıya geçen İsrail, 1,37 milyonluk Gazze Şeridi nüfusunun 2 binden fazlasını katletti. Öte yandan, 2 bin 877'si çocuk, bin 853'ü kadın, 374'ü yaşlı 9 bin 563 kişi ise yaralandı. Saldırıların neden olduğu yıkımın ayrıntılarına ilişkin bilgi veren Filistin uzlaşı hükümetinin Bayındırlık ve İskân Bakanı Mufid el-Hasayine ise 5 bin 510 evin tamamen, 30 bin 920 evin ise kısmen yıkıldığını, bu evlerden 4 bin 600'ünün kullanılamaz hale geldiğini açıklamıştı.

BATI, ‘DEMOKRASİ İHRACI’NA DEVAM EDECEK Mİ?

İsrail’in, Gazze’de gerçekleştirdiği bu yıkım, bir dönemin ateşli tartışma konularından olan, Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası mı? Bilindiği gibi bu proje; Amerika Birleşik Devletleri 43. Başkanı Bush hükümeti tarafından “Büyük Ortadoğu” adıyla duyurulan, en batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı iddia eden politik kuramdır.
Özellikle IŞİD saldırıları karşısında, bölgedeki varlıklarını yeniden pekiştiren ABD ve İngiltere de göz önüne alındığında, zaman zaman polemik konusu olmaya devam eden Büyük Ortadoğu Projesi’nin hala geçerli bir proje olup olmadığını AjansHaber’e değerlendiren gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, böyle bir ihtimalin artık mümkün olamayacağını söyledi.  

“İSRAİL VAR OLMA MÜCADELESİ VERİYOR”

Bu tür projelerin, uluslararası derin devlet yapılarının birçok maksat için ortaya attığı projeler olduğunun altını çizen Dilipak “Elbette, bunun içinde Büyük İsrail hedefi de vardı dün, ama artık İsrail var olma mücadelesi veriyor. Varlığının geleceğinden kaygı duyuyor ve toplumsal hafızada da meşruiyetini kaybetti.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE DE ILIMLI İSLAM İCAT EDECEKLERDİ”

Abdurrahman Dilipak konuşmasına şöyle devam etti:

Büyük Ortadoğu projesi de, 1. ve 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulan 22 ülkenin sınırlarını, rejimlerini ve iktidar yapılarını değiştirmeye yönelik bir operasyondu. O da başlamadan bitti, hatta geri tepti, Mısırda, Suriye’de, Libya’da, Tunus’ta Yemen’de yaşananlar, bu senaryonun kontrolden çıkmış şekli. Türkiye’deki laikleştirilmiş, ılımlı İslam onlar için bir model olacaktı. Alamet-i farikalarını kaybetmiş bir ılımlı İslam icat edeceklerdi ama olmadı, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

“İSRAİL, BATININ SIRTINDA BİR KAMBURA DÖNÜŞTÜ”

Batı dünyasının bu doğrultuda bir hedefe ulaşmaktan ziyade uzaklaştığını kaydeden Dilipak “Hatta deşifre oldular, oyun geri tepti. Geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde hayallerini kaybettiler. Siyonizm hayalinin gerçekleşmesine ihtimal bile yok. Artık Yahudiler bile buna isyan ediyor. İsrail, bölgede bir terör üssü gibi. Batının ileri karakolu bile değiller artık. Batının sırtında bir kambura dönüştü.” dedi.

“TÜRKİYE, BOP’UN MİSYONERİ, TAŞERONU OLACAKTI”

Abdurrahman Dilipak, Büyük Ortadoğu Projesi denen projenin Türkiye’yi de içine alan kısmı için ise şöyle konuştu:
Türkiye, sözü edilen planların, bölgedeki misyoneri, taşeronu olacaktı. Paralel devlet, paralel din bunun için vardı. Ama artık Türkiye, bu planlara karşı duruşun marka ülkesi oldu.

KAYNAK: AjansHaber