"İsrail 9 Kişiyi Katletmişti, Erdoğan ise Gemiyi Batırdı

"İsrail 9 Kişiyi Katletmişti, Erdoğan ise Gemiyi Batırdı

‘Mavi Marmara’dan kurtulan Sediyani: İsrail 9 kişiyi katletmişti, Erdoğan ise gemiyi batırdı

Diken.com.tr'de yar alan röpörtaj:

Türkiye, İsrail ile altı yıllık krizin ardından anlaşmaya vardı. Anlaşmaya göre Türkiye, 2010’da Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine baskına katılan ve dokuz kişiyi katleden İsrail askerlerine yönelik dava açılmayacağına dair bir yasa çıkarmak zorunda.

netanyahu - erdogan

Netanyahu ve Erdoğan

Anlaşmanın Gazze ablukasıyla ilgili bölümüyse hala muğlak. Hükümet kanadı ve ona yakın medya konuyla ilgili ablukanın kalkacağı yönünde açıklamalar yaparken, İsrail, ablukanın devam edeceğini ancak insani yardımların Aşdot Limanı üzerinden Filistinlilere ulaştırabileceğini söylüyor.

Peki, 31 Mayıs 2010’da İsrail askerlerinin baskınına uğrayan Mavi Marmara gemisi yolcuları bu anlaşma hakkında ne düşünüyor?

mavi marmara tanik

Yazar İbrahim Sediyani

Baskın sırasında Mavi Marmara’da bulunan 587 kişi arasında, yaşamını Almanya’da sürdüren yazar İbrahim Sediyani de vardı. ‘Siyah Devrim’,‘Adını Arayan Coğrafya’‘Gülistan’‘Guldexwin’‘Sözlerim Var Sevgiye Dair’ ve ‘Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı’ adlı altı kitaba imza atmış Sediyani’nin yazıları, aynı zamanda Türkiye, Zaman ve Taraf gibi pek çok gazete ve dergide de yayımlandı.

27 Mayıs 2010’da, Antalya’dan Mavi Marmara gemisine binen Sediyani, Gazze Seferi’ne dahil olma sebebini Diken’e şu sözlerle anlattı: “Ülke ülke geziyor ve seyahatname yazıyordum. O yolculuğu da yazmam için davet ettiler beni. 587 yolcu arasında ümmete ve İslam’a hizmet etmek için gelen de vardı, benim gibi yalnızca mazlumun yanında olmak için gelen de. Ben, Filistinliler Müslüman olduğu için gitmedim. İsrail haksız, Filistin ise haklıydı. Eğer mazlum olan taraf İsrail olsaydı, Filistin’e karşı yine o gemiye binerdim.”

‘Hükümetin olacaklardan baştan sona haberi vardı’

Dört gün süren yolculuk sırasında İsrail devletinin gemiyi defalarca tehdit ettiğini, “Gelmeyin, yoksa vururuz” diye hem basın aracılığıyla, hem de telsiz üzerinden uyarıda bulunduğunu belirten Sediyani’ye AKP hükümetinin bu tehditler karşısında herhangi bir önlem alıp almadığını sorduk.

mavi marmara tanik1

Sediyani şu yanıtı verdi: “Hükümetin olacaklardan baştan sona haberi vardı. Bizi, Antalya’da gemiye binmeden önce tehdit etmeye başladılar. Biz yoldayken deniz tatbikatına başladılar. Düşünün, bir gemi yolluyorsunuz ve İsrail devleti o gemiyi vuracağını söyleyip tehditler savuruyor. Bunun karşılığında aklı başında bir hükümet, ya o geminin yola çıkmasına hiç izin vermezdi ya da bir koruma gönderirdi. Ancak bırakın silahı, gemide tek bir çakı bile yoktu. Biz 587 kişi, tek başımıza, baskın olduğunda nasıl önlem alırız diye oturup düşünmeye başladık.”

‘Katliam yapacaklarını düşünmedik’

“Yani baskın olacağını siz de mi anladınız” diye sorduğumuz yazar şöyle devam etti: “Yüzde 100 biliyorduk. Ancak biz, baskın olur ve gemiye el koyarlar diye düşünüyorduk. Gemiye çıkıp katliam yapacaklarını düşünmedik hiç.”

Sediyani, gemi üzerinde geçen dört gün boyunca “Nasıl olsa arkamızda Türkiye var” güvencesini hiçbir zaman hissetmemiş: “Türkiye devletinin İsrail’den bir farkı olmadığını biliyordum. Bu yüzden de asla güvenmedim. 31 Mayıs’ta, baskın olduğu gün dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu neredeydi hatırlıyor musunuz? Şili’de. Oysa Antalya’dan yola çıktığımızda Ankara’dalardı. Düşünsenize, üç gün sonra yolladığın gemiye bir baskın olacak, katliam yapacaklar ama sen dünyanın bir ucuna gidiyorsun. Olay yaşandıktan sonra da kameralar karşısına geçip İsrail’i tehdit ediyorsun.”

‘Dokuz insan Osmanlı hayalleri yüzünden gözümün önünde katledildi’

“Baskının yapılacağından AKP iktidarı ve Erdoğan’ın haberi olduğunu mu düşünüyorsunuz” diye sorduğumuzdaysa şu yanıtı verdi Sediyani: “Gemiye binmeden önce kimlerin stratejik planları olduğunu bilemezdik. Ancak yapılan son anlaşmayla birlikte kullanıldığımızı daha iyi anladım. Dokuz insan, birilerinin politik çıkarları, Osmanlı hayalleri yüzünden gözümün önünde katledildi.”

mavi marmara tanik2

‘O gemiye binmeye korkanlar anlaşmayı zafermiş gibi satıyor’

Yazar, Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmayı ise şöyle değerlendirdi:“Türkiye, İsrail’in yıllardır uğraşıp, yapamadığını becerdi ve dünyanın tanımadığı Gazze ambargosunu tanıyan ilk ülke oldu. Kalkmış, ‘Aşdot Limanı üzerinden insani yardım ulaştırılacak’ diyorlar. İsrail, Aşdot Limanı’nın kullanılmasına zaten izin veriyordu ki. Mavi Marmara baskınının sebebi, 587 kişinin yardımı Aşdot’a bırakmak yerine, direkt Gazze’ye götürmek istemesiydi. İsrail, o gün dokuz kişi öldürdü ama Erdoğan bu anlaşmayla, Mavi Marmara’yı tamamen batırdı. Erdoğan utanmadan insanların gözünün içine bakarak yalan söylüyor. Bu anlaşmada ne Mavi Marmara, ne de Gazze halkının hakları gözetildi. Bir tek Mavi Marmara yolcusunun bu anlaşmadan memnun olduğunu gösteremez. Bugün Erdoğan’ın yaptığı bu anlaşmayı zafermiş gibi satanlar, aslında 27 Mayıs 2010’da o gemiye binmeye korkanlar.”

‘Erdoğan oy falan kaybetmez’

O dönem, Mavi Marmara baskını ve Filistin halkının yaşadıklarını Erdoğan’ın sık sık politik söylem olarak kullandığını hatırlattığımız Sediyani’ye, “Bu anlaşmayla birlikte Erdoğan ve AKP, aynı desteği alamayabilir mi?” diye sorduk.

AKP seçmeninin büyük bir kısmının güce taptığını savunan yazar şu yanıtı verdi: “Bugün İsrail, Gazze’ye yeni bir saldırı başlatsa… Erdoğan da İsrail savaş uçağına binip, Filistin halkının üzerine bombalar yağdırsa… Bunu bile savunacak cahil bir kitle var Erdoğan’ın arkasında. Bu yüzden de oy falan kaybetmez. Eğer bu kitlenin birazcık onuru, şerefi, vicdanı olsaydı; Kürt çocukları Cizre’de yakılırken, Taybet Ana’nın cenazesi sokak ortasında bekletilirken, gazeteci ve akademisyenler tutuklanırken, hırsızlık, yolsuzluklar yapılırken zaten sesini çıkarırdı.”