Gazze bir yandan savaş sonrası “yeniden imar” sıkıntısıyla yüz yüzeyken diğer yandan Gazze’ye yönelik ambargo devam ediyor ve bu yüzden de inşaat malzemelerinin girişine izin verilmiyor. Öte yandan İsrail’in Mısır aracılığıyla Kahire’de gerçekleşen ateşkes şartlarını yerine getirmemesi de işin ayrı bir boyutu… Palestine Today muhabiri, tüm bu olayların gölgesinde İslami Cihad Hareketi’nin tavrını konuşmak üzere hareketin önde gelen isimlerinden Halid El-Batş’la görüştü.

Halid El-Batş mevcut krizden kurtulmanın tek yolunun El-Fetih’le yapılması planlanan barış anlaşmasının hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti. Bu anlamda Batş, Mahmud Abbas’ı Filistin Devlet Başkanı ve FKÖ Uygulama Komitesi Başkanı vasfıyla FKÖ içerisinde temel ilke olarak ulusal ortaklık üzerinde çalışılmasının gerekliliği üzerinde durulan bir toplantı düzenlemeye ve herkese örnek olmaya çağırdı. Yine Mahmud Abbas’ı Refah sınır kapısı ve diğer kapıların açılması hususunda inisiyatif kullanmaya, Mısırlı taraflara da Gazze’ye uyguladıkları baskıları sonlandırmaları hususunda çağrı yapmaya davet etti.

Batş, Mahmud Abbas’a hitaben “Evet, siyasi yaklaşımımızda farklı olabiliriz ancak niyetler, talepler ve ihtiyaçlar noktasında aynı düşünüyoruz. Bu anlamda bir araya gelmek ayrılıklara çözüm bulma hususunda yardımcı olacaktır” dedi.

Güçlerin Birleştirilmesi

İslami ve Ulusal güçlerin El-Fetih ve Hamas arasındaki barış anlaşmasını takip eden bir komite kurmasıyla ilgili olarak Batş, “Müzakere etmeden, toplantıda bulunmayan tarafların her birinden konuyla ilgili fikirlerini almadan bu komitenin kurulması mümkün değildir. Toplantı Hamas Hareketi’nin çağrısıyla gerçekleşti, İslami ve Ulusal Güçler Komitesi’nin çağrısıyla değil… Bu yüzden bazı tarafların unutulmuş olması muhtemeldir” dedi.

“Söz konusu buluşma Hamas Hareketi’nin çağrısıyla Gazze’nin ve Batı Şeria’nın ambargonun devam etmesi nedeniyle içinde bulunduğu gerginliğin gölgesinde gerçekleşti. Herkes bu buluşmanın El-Fetih ve Hamas arasındaki gerilimi daha da tırmandırmamasını temenni ediyordu. Hiç olmazsa bu toplantıdan olabilecek en az hasarla çıkılmalıydı” diye ekledi.

Anlaşmada bulunan tarafların, görüşmelerin takibi için bir komite kurulması hususunu konuştuklarını söyleyen Batş asıl meselenin yapılan görüşmelerin devamının gelmemesi olduğunu belirtti.

“Sorun anlaşmaların ve alınan kararların uygulanmasının takibinin yapılmamasında” diyen Batş, “Bu görüşme, sonrasında anlaşmazlık yaşanmasına yol açabilirdi. Bizim bu adımı engelleme ya da en azından barış anlaşmasına teşvik etme çabalarımız bundandı. Ancak Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa Ebu Merzuk bu noktadan geriye dönüş olmadığını uzlaşı hükümetinin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğini söyledi” dedi.

Son Yaşanan Patlamalar Gazze’yi Tehlikeye Sürüklüyor

Gazze’de ardı ardına yaşanan patlamalarla ilgili olarak Batş, El-Fetih Hareketi’nin liderlerinin evlerinden başlayarak Fransız Kültür Merkezi’ne ve banka ATM’lerine kadar birçok yeri hedef alan patlamaları İslami Cihad Hareketi olarak kınadıklarını ifade etti. Bu anlamda Siyonist güçlerin birçok bölgede gizli eller üzerinden suikast eylemleri düzenleme girişimlerinde bulunmasına yol açacak olan bu patlamaların bir an önce önünün alınması için güvenlik güçlerini gerekli önlemleri almaya çağırdı.

Batş, söz konusu patlamaları ciddi bir güvenlik zaafı olarak değerlendirdi ve bu durumun Gazze’de güvenliğin tehlikeye girdiği anlamına geldiğini belirtti. “Güvenlik güçleri artık bu türden patlamalara alıştılar mı? Neden imkânlarını seferber etmiyorlar” diyen Batş, bu gidişin eğer önlem alınmazsa düşmanın müdahalesiyle çeşitli katliam ve suikastlara yol açacağını, bunun da karşılıklı intikam duygusunun oluşacak olması hasebiyle anlaşmanın bozulmasına sebep olacağını ifade etti. 

Gazze’deki elektrik, imar vs. gibi sıkıntıların Filistin yönetiminin ve sınırdaki yetkili tarafların sorumluluğunda olduğunu belirten Batş, diğer Filistinli grupların ve özellikle de İslami Cihad’ın bir direniş grubu olduğunu vurguladı.

Batş sözlerini şöyle sürdürdü: “Ateşkes İsrail’in ambargoyu kaldırmasını ve imara izin vermesini şart koşuyordu. Ancak İsrail bu şartı yerine getirmedi. Buna karşılık Gazze ateşkes şartına sadık kaldı. Dolayısıyla İsrail şartlar yerine getirilmediği takdirde bu durumun büyük bir olayın patlak vermesi anlamına geleceğini bilmelidir.”

Direniş Hazırlıklarını Sürdürüyor

Direnişin işgale karşı koymaya hazır olduğunu belirten Batş, ambargonun devam etmesi, imarın başlamaması ve inşaat malzemelerinin girmemesi durumunda eli kolu bağlı kalınmayacağını vurguladı. Hamas’ın ve İslami Cihad’ın işgalcilerle yeni bir savaşa girmekten çekindiklerini iddia edenlere hitaben Batş “Meseleyi doğru bir şekilde okumalılar. Şu anda direnişçilerimiz yer altında önümüzdeki savaş için hazırlıklarını sürdürüyorlar” dedi.

Refah Sınır Kapısının Açılması Sorunu, Filistin Yönetimi’nin Çözebileceği Bir Mesele

Gazze’nin dışarıya açılan tek kapısı olan Refah Sınır Kapısı sorunuyla ilgili olarak “Biz bu sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Mısır 2007 yılında Filistin Yönetimi’yle iletişim kurmak istediğini, Gazze’deki Hamas Hükümetini tanımadığını ifade etmişti. Daha sonra da insanların ihtiyaçları dolayısıyla düzenli olmayacak şekilde sınır kapısını bazı zamanlarda açma kararı aldılar.

Durum eğer böyleyse ve eğer muhatapları Filistin yönetimiyse, çözüm Filistin yönetiminin sorumluluk almasındadır.

Diğer yandan yönetimin yaptığı hatalardan biri de Gazze’deki memurlarının çalışmasını durdurmasıdır. Bu durum Hamas’ın çok sayıda memuru işe almak zorunda kalmasına yol açmıştır” dedi.

Beyt Hanun Sınır Kapısında Yaşananlar

Beyt Hanun Sınır Kapısının Filistinliler arasında yaşanan bir sıkıntı dolayısıyla kapanması hususunda “Filistin halkı bunları hak etmiyor. Kriz yaşanmasına yol açan güvenlik görevlisi Filistin davasını koruma ehliyetini hak etmiyor” dedi.

İslami Cihad Hareketi Roma Anlaşmasına Her Zaman Mesafeli Durdu

Yönetimin Roma Anlaşması’nı imzalaması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne katılması hususunda Batş, İslami Cihad Hareketi’nin imzalanmasını reddeden tek taraf olduğunu ifade etti ve söz konusu mahkemenin politize olduğuna inandıklarını ekledi. 

İran, Filistin Direnişinin En Büyük Destekçisi

Hamas Hareketi ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki ilişkinin yeniden düzelmesiyle ilgili olarak Batş, “İslamî Cihad, iki tarafın da direniş ekseninde yer alıyor olması hasebiyle ilişkilerin iyi olmasından yana… İran Filistin’i korkmadan, tereddüt etmeden gece-gündüz destekliyor. Destekten kastettiğimiz 50 tekerlekli sandalye değil, bizzat silah yardımıdır. İran’ın Filistin’e olan desteği stratejik bir destektir” dedi.

Batş, İslamî Cihad’ın yalnızca İran’la değil Filistin meselesiyle ilgilenen her türlü tarafla ilişkilerini güçlü tutma hususunda istekli olduğunu ifade etti. 

İslami Analiz