Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Avusturya'da gündemde olan "İslam Yasa Tasarısı" ile ilgili, "Böyle bir yasa tasarısının gündeme gelmiş olmasını büyük bir üzüntüyle karşılıyorum. Ben yine de aklıselimin hakim olacağını düşünüyorum. Parlamentoda ve senatoda bu tasarının genişçe tartışılması halinde çıkacağına da ihtimal vermiyorum" dedi.

Görmez, Kamboçya Çalışma ve Mesleki Eğitim Bakanı Datuk Oknha Osman Hasan ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.

Kabulde, bir basın mensubunun, Avusturya'da Müslümanların faaliyetlerini kısıtlayan "İslam Yasa Tasarısı" ile ilgili görüşlerini sorması üzerine Görmez, tasarıyı büyük bir üzüntüyle takip ettiğini söyledi.

Avusturya'nın söz konusu yasa tasarısıyla aslında dini özgürlükler noktasında 100 sene geri gideceğini ifade eden Görmez, şöyle devam etti:

"Tasarı dini özgürlükler açısından pek çok kısıtlamayı ve eşitsizliği beraberinde getiriyor. Bugün çağdaş dünyada bir yasa tasarısı hazırlanırken o ülkede yaşayan bütün inanç mensuplarını dikkate alarak bir düzenlemenin yapılması gerekiyor. Avusturya Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığımızın ilişkileri çerçevesinde Avusturya'daki vatandaşlarımıza yönelik din hizmetleri yürütüyor. Bu işbirliği içinde bugüne kadar Avusturya'da huzursuzluğa neden olabilecek bir tek hadise yaşanmış değil. Aslında Avusturya-Türk İslam Birliği'nin, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yürüttüğü çalışmalar başka ülkelere de örnek olabilecek niteliktedir. Bu dikkate alınarak daha da geliştirilebilecek durumdayken bir takım İslamofobik düşüncelerin etkisinde kalarak böyle bir yasa tasarısının gündeme gelmiş olmasını büyük bir üzüntüyle karşılıyorum. Yine de aklı selimin hakim olacağını düşünüyorum. Parlamentoda ve senatoda bu tasarının genişçe tartışılması halinde çıkacağına da ihtimal vermiyorum."

Kilisenin tasarıya karşı olması bizim açımızdan sevindirici

Görmez, tasarıyla ilgili olarak Avusturya Katolik Kilisesi Viyana Kardinali Christoph Schönborn ile telefonda görüştüğünü, Kardinalin'de söz konusu yasa tasarısına katılmadığını ifade ettiğini aktararak, "Charlie Hebdo saldırısının öncesinde Avusturya'ya bir ziyaretimiz olacaktı ve sayın Schönborn ile görüşecektik. O görüşme gerçekleşseydi orada bu tasarıyı da görüşecektik. Maalesef bu son yaşanan saldırı nedeniyle bu mümkün olmadı. Kilisenin de bu tasarıya karşı olması bizim açımızdan sevindiricidir" diye konuştu.

Türkiye'deki bazı yetkililerin de söz konusu tasarının olumsuz yönlerini Avusturya hükümeti yetkililerine bildirdiğini vurgulayan Görmez, kendilerinin de tasarının olumsuz etkilerini gündeme getirmeye devam edeceklerini söyledi.

Ülkeye özgü bir İslam oluşturma çabası beyhude

Avrupa'da birlikte yaşama kültürünün zayıflamasına ve İslamofobiye karşı hareket etmek gerekirken ülkelerin güvenlik endişeleriyle kendilerine özgü bir İslam inşa etmeye çalışmalarının bilimsel, ahlaki ve tarihi hiçbir değerinin olmadığını vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:

"Bunun aksine, Avrupa ülkelerinin orada yaşayan Müslüman vatandaşlarla birlikte bir geleceği inşa etmenin yollarını aramaları gerekir. Yaklaşık 40 senedir Avrupa'nın her merkezinde din hizmetleri yürüten bir müessesenin mensubu olarak bugüne kadar olduğu gibi biz de bu konuda her türlü yardımı yapacağız. İlahiyat fakültesi açılması gerekirse gerekli desteği veririz ama bunları güvenlik ve entegrasyon politikalarının bir parçası olarak değil bilimsel bir gayeyle açılması gerekir. Her ülkenin kendisine özgü bir İslam'ı olmaz. İslam, İslam'dır. İslam evrensel bir dindir. Kaynakları bellidir. Din konusu bir mühendislik konusu değildir. Ülke yöneticilerinin oturup kendi ülkelerine özgü bir İslam oluşturma çabalarını ben beyhude bir çaba olduğunu tekrar ifade etmek isterim."