IŞİD'le kimin savaşacağı bulundu ama...

IŞİD'le kimin savaşacağı bulundu ama...

Milliyet gazetesi yazarı Sami Kohen, Türkiye'nin Suriye'ye kara harekatı planına ilişkin detayları yazdı, projeyi eleştirdi.

Suriye'de IŞİD'e karşı karada kim savaşacak sorusunun yanıtı belli oldu. 

“Ilımlı Suriyeli muhalifler” Türkiye’de eğitilecek ve modern silahlarla donatılacak, ondan sonra da Suriye cephesine sevk edilecek. Ancak daha da önemlisi kime karşı savaşacakları!

Milliyet gazetesi yazarı Sami Kohen'in bugünkü köşesinden aktardığı bilgilere göre, Ilımlı Suriyeli muhalifler için iki hedef belirlenmiş: 

Biri IŞİD, diğeri ise Esad rejimi.

ENTEGRE STRATEJİ

Yine Kohen'in aktardığı bilgilere göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu buna “entegre strateji” diyor.

Kohen'in yazısı şöyle devam ediyor:

"...
Ankara’nın bu konudaki ısrarının çeşitli nedenleri var.
İktidar Esad’ı hedef almış durumda. Bu pozisyonun ilkesel olduğu kadar, duygusal, hatta kişisel yönleri var. IŞİD meselesi hükümete bu duruşunu uluslararası platformda savunmak fırsatını vermiştir.
Aslında hükümet Suriye krizinin başından itibaren Esad’a karşı “ılımlı muhalifleri”örgütlemeyi üstlenmiştir. İktidarın umudu, aralarında Müslüman Kardeşler’in bulunduğu bu muhaliflerin eninde sonunda Esad’ı devirip iktidara gelecekleridir... Ancak şu anda ABD’nin ve koalisyonun önceliği, Esad rejiminden çok, şu anda bir tehdit oluşturan IŞİD’i saf dışı etmektir. Washington da Suriyeli muhalifleri kara savaşına hazırlamakla ilgili anlaşmayı bu anlayışla yapmıştır.

FİKİR MANTIKLI AMA...

Suriye’de IŞİD’e ve Esad’a karşı mücadelenin zaten isteksiz olan yabancılar değil, Suriyeliler tarafından yürütülmesi fikri, doğru ve mantıklıdır. Ancak bunun nasıl olacağı konusunda detaya inilince, birçok soru ve de zorluk ortaya çıkıyor.

Önce, “ılımlı muhalifler” kim? 

Türkiye’nin daha önce örgütlediği Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) ve ona bağlı ÖzgürSuriye Ordusu (ÖSO) mu? Açıkçası, bunların performansı çok hayal kırıcı oldu. Kendi aralarında kavga ettiler, bölündüler. Esad’ın ordusuyla baş edemediler. Çeşitli “cihatçı”gruplar -ve bu arada IŞİD’çiler- onların safından çıktı...

Yeniden örgütleme sürecinde benzer durumların ortaya çıkması kaygısı var. Kaldı ki “eğit-donat” programı birkaç ay sürecek. Bu arada “atı alan Üsküdar’ı geçti” misali,IŞİD Suriye’de kim bilir daha nereleri ele geçirmiş olacak...

Muhalifler iki cephede birden savaşabilir mi? Bu da çok şüpheli. Savaşta öncelikli, ivedi hedefin IŞİD mi, Esad mı olacağı konusundaki kararı hangi siyasi ve askeri makam verecek?.. Ayrıca, Rusya ve İran, Türkiye’den Suriye’ye geçecek olan bu güçlerin Esad’ı hedef alması karşısında nasıl hareket edecekler?

DETAY ŞEYTANLA DOLU!

Görüldüğü gibi meselenin detayı “şeytanla” dolu! Nazari olarak “entegre strateji” bir çözüm şekli olarak görünse de pratikte bunun arzulanan sonucu vermesi olasılığı oldukça zayıf.
Dolayısıyla, “Suriyeli ılımlı muhalifler”in Türkiye’de eğitim gördükten ve silahlandırıldıktan sonra, hele iki cephede birden savaşa katılıp düşmanları saf dışı edebileceğini ümit etmek, fazla hayali gibi görünüyor...