Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

İri gazetenin müfteri yazarına


  
 
Birkaç cümle ile Vakit gazetesinin değerli sütununu ve okurlarımızın değerli zamanlarını israf edeceğimden dolayı Rabbimizden af, sizlerden de özür diliyorum...
Zaman gazetesindeki beyanatımızı, daracık zihninde tartma, ölçme ve değerlendirme imkânından yoksun olan A.Hakan Coşkun"la ilgili "Bu adamı nasıl bilirsiniz" diye küçük çaplı bir kamuoyu yoklaması yapılmıştı. Fakat verilen cevapları, burada zikretmeyi edebime aykırı buluyorum...
KALPLERİN İKİ ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ VARDIR
¥ Akletme, yani düşünme: "Şüphesiz ki, bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır." (Kaf Sûresi, 37)
¥ Fıkhetme, yani anlama: "(Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz, lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur." (Hac Sûresi, 46)
¥ Geriye ne kalır? Aklını ve zihnini kullanamayanlar ki; onların sıfatı da Kur"an"da verilmiştir: Güruh.
DAYANMA BARİKATLARIMIZ BELLİDİR
¥ Slogancılıktan, içi boş, tumturaklı söz ve kelamlardan uzak kalarak, varlığımızın, kimliğimizin, karakter yapımızın ayakta kalması, dayanma barikatlarımızın varlığına bağlıdır. Bunlar:
¥ İlimdir. Okuyoruz, hem de ana kaynakları okuyoruz. Okuyacağız, hem de yorulasıya okuyacağız. İnanan insanların muktedir olmasının yolu bilgiden geçer. Bilgi, ilim, insanı iktidar yapar. Bu konuda bir elimiz vahiyde, yani kitap ve sünnette, diğer elimiz ise hayattadır. İlim ile hayatı yüzleştirir, hayatın sıkıntılarını ilimle çözme sorumluluğumuzu hatırlarız.
¥ Ve imandır. Bu inanç ne antik bir inançtır, ne de pazarlığa açılacak bir imandır. İmanımızdan şüphe etmeyiz. Günahkârlığımız ayrı bir şey, imanlı olarak yaşadığımızın farkında olmak ayrı bir şeydir. Yeter ki imanımız bir işe yarasın. İmanları bir işe yaramayanlar, Secde Sûresi"nin son ayeti ile şöyle deşifre edilir: "De ki, fetih ve hüküm gününde inkârcılara imanları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tanınmayacaktır."
FİRAVUN"A KARŞI SİHİRBAZLARIN ONURLU DURUŞU
"Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz?.. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım." (A"raf Sûresi, 123-124)
Firavun, Allah"a ve Hz. Musa"nın Peygamber olduğuna iman eden sihirbazlarına bu tehdidi yaptı. Sihirbazlar, bu tehdide rağmen, ellerini kaldırarak: "Belayı başımızdan def et" diye bir istekte bulunmadılar. Ve şöyle dua ettiler; "Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, Müslüman olarak canımızı al" dediler. İnanan insanların onurlu tavırları devam ediyor bugün. Filistin"de, Afganistan"da ve dünyanın her yerinde...
AVRUPALI AYDINLARIN TEPKİSİ
Avrupalı aydınlar, kilise-papaz hegemonyasına karşı çıktılar. Neticede büyük adam oldular. Bizdeki aydınlara gelince, büyük adam olalım diyerek, imamlara, camilere, Kur"an ve Kur"an Kurslarına karşı çıktılar. Ama maskara oldular. İstisnalar ise halkımızın baştacı oldu. Bu sebeple, değerli insanların değerini, değerli insanlar bilir.
HAKİKİ İLİM EHLİNİN KİM OLDUĞUNU RABBİMİZ BİLDİRİYOR
Âlimlerimizin, ilim ehlinin, özünde ve sözünde, kalbinde ve kalıbında bulunması gereken özellikleri Zümer Sûresi"nin 9. ayetinde açıklanmıştır. Öğrenmek ister misiniz? Öyle ise buyurun:
"Geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse, inkârcı gibi midir? De ki: Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür." Bu ölçüye uygun olarak hareket eden ve topluma rehberlik hakkını elde eden gerçek ilim ehlini, bir de Peygamberimizden dinleyelim:
"Âlimlerimizin konumunu kabul etmeyen / hakkını takdir etmeyen kişi, benim ümmetimden değildir." (Ahmed.el-Müsned)
NETİCE: Mübarek Ramazan ayı ve kendisiyle şereflendiğimiz Kur"an ve oruç nimetlerine mazhar olan kardeşlerime, parçalar halinde bir mesaj sundum. Bedensel yorgunluklarını, açlık ve susuzluklarını hesaba katarak, az ve özlü konuları elimizden geldiği kadar, bir meyve ikramı gibi sunmaya çalıştım. Vitamin ve kalorisi zengin bir besin maddesi gibi, ruh ve fikir dünyamızla sıkı irtibatı olan mesajımızı burada noktalıyor, selam ve saygılar sunuyorum...

vakit

Bu yazı toplam 2964 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar