İran'dan Avrupa'ya 7 Şart

İran'dan Avrupa'ya 7 Şart

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, İran'ın Nükleer anlaşmanın devamı için Avrupa'ya sunduğu şartları açıkladı.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, Ramazan ayının yedinci gününde başta yasama, yürütme ve yargı başkanları ile ülkenin çeşitli askeri ve devlet kurumlarının üst düzey yöneticileri ile buluştu.


Ayetullah Ali Hamaney, buluşmada gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.


Ayetullah Hamaney, konuşmasında İran'ın Nükleer anlaşmanın devamı için Avrupa'ya sunduğu şartları açıkladı.


İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in konuşmasından öne çıkan satırbaşları şu şekilde:


“Amerika, İnkılabından başından bu güne kadar İslam Cumhuriyetine darbe vurmak için her türlü düşmanlığı yapmıştır, İslam Cumhuriyetine karşı her türlü siyasi, iktisadi, askeri ve propaganda faaliyetini örgütlemiştir. Tüm bu faaliyetlerin de hedefi nizamı ‘devirmek’ olmuştur ve sürekli dillendirilen bu kelime, yeni bir şey değil.


Bu planların hepsi de boşa çıkmıştır; İslam Cumhuriyetini şununla kıyaslayın ki 40 yıldan sonra türlü türlü kabiliyetleriyle hareket etmekte ve ileriye yürümektedir. Yaptıkları tüm bu planlar yenilgiye uğradı...tıpkı tom ve jerry oyunundaki ünlü kedi gibi; bir kez daha hezimete uğrayacaklardır. Bizim düşmanın yenilmesinden kuşkumuz yoktur ve İslami maarif ile aşina olan herkes bunu bilir.


Şu anki Amerika Cumhurbaşkanın da sonu Bush, Neoconlar ve Reagan gibi seleflerinden daha iyi olmayacak ve tarihte kaybolacaktır.


Her kararın başında geçmiş deneyimlerimize başvurmamız gerekiyor; ‘ kim test edileni test etmeye kalkarsa pişman olur’.  Eğer deneyimlerden ders çıkarmazsak kesinlikle zarar ederiz.


Önümüzde birçok deneyim var; şimdi bunlardan net olan birkaçına değinirken herkes tastik edecektir. Bu deneyimler hem bu gün alacağımız karar açısından hem de gelecek nesiller için önemli deneyimlerdir.


Birinci deneyim:  İslam Cumhuriyeti Amerika’yla karşılıklı etkileşime giremez; neden? Çünkü bu ülke taahhütlerine bağlı değildir. Bunun şu yönetimden veya Trump’tan kaynaklı bir şey olduğunu demeyin. Öyle değil. Önceki Amerika yönetimi de bizimle oturdu ve müzakere etti; ama onlarda aynı bu şekilde davrandılar... taahhütlerini başka türlü bozdular. Onlar da tehdit ettiler, taahhütlerinin aksine davrandılar. Bu, cevap oldu o kimselere ki bu süre zarfında sürekli bize dediler; neden Amerika ile müzakere yapmıyorsunuz, niye Amerika ile karşılıklı ilişki kurmuyorsunuz, işte cevaplarını aldılar.


İkinci deneyim: Amerika’nın İran’a karşı beslediği düşmanlığın derinliğidir. Amerika’nın düşmanlığı atom enerjisi gibi bir meseleyle sınırlı olmayan, onun ötesinde bir düşmanlıktır; İslam’ın bayrağını eline almış, kendisine karşı hiçbir mülahazakarlığa geçit vermeyen dik duruşlu bir nizamadır asıl düşmanılığı. Amerika böyle bir nizama derinden karşıdır ve İslam Cumhuriyetini güçlü kılan faktörleri ortadan kaldırmak istiyor.


Üçüncü deneyim: Böyle bir düşmana karşı esneklik onun hançerini köreletmez, aksine onu daha da küstahlaştıracaktır; daha dündü ikinci Bush, dönemin hükümetinin esnekliğine karşı onu şer ekseni diye nitelemişti. Eğer düşmanlığın azalması için bir şey yapmak istiyorsanız yapın ama yolu yumuşama ve esneme değildir.


Dördüncü deneyim: Amerika’ya karşı direnmek onun geri çekilmesinin nedenidir. Eğer bugün Birleşmiş Milletler, uranyum zenginleştirme hakkımızı resmen tanımışsa bunda müzakere değil, nükleer enerji alanında kaydettimiz ilerleme belirleyici olmuştur ve sıtmaya razı olma mecburiyetinde kalmışlardır.


Beşinci deyim: Avrupa’nın önemli meselelerde Amerika ile birlikte hareket etmesi. Bizim Avrupa ile kavga etme niyetimiz yok ama bu üç ülke en kritik anlarda Amerika ile birlikte olduklarını gösterdiler. Fransa’nin nükleer müzakerelerin kötü polisi rolünde sergilediği çirkin hareketi ve İngilizlerin Sarı Kekin (uranyum oksit) hazırlanmasında yaptıkları usulsüzlükler, bu hususla ilgili örneklerdendi.


Altıncı deneyim: Ülke meselelerini nükleer anlaşma ve dış konulara endekslememek...Ülkemizin sorunlarını kontrolümüzün dışındaki bir duruma bağlı hale getirmemeliyiz.


Bir delikten ikinci kez ısırılmamız gerekir, deneyimlerimizden yararlanmamak ve önemsiz şeylerle kendimizi avutmaktan sakınmalıyız.


Örneğin, nükleer anlaşma konusunda Amerika’nın ahlaki ve imaj bakımından kaybettiği söyleniyor...Evet, öyledir ama biz Amerika itibarsızlaşsın diye mi müzakere ettik yoksa yaptırımlar kaldırılsın diye mi? Oysa şimdi ek yaptırımların da geri döneceğini söylüyorlar.


Veya Avrupa ile Amerika ilişkileri limoni olduğundan söz ediliyor...Biz bunun için mi müzakere ettik? Elbette Avrupa’nın Amerika’ya karşı bir muhalefeti de olmayacaktır.


Nükleer anlaşma konusuna yaklaşırken kesinlikle siyasilerin ve basın mensuplarının birbirini serzeniş etmekten sankınmaları gerekiyor. İnsaflı eleştirinin bir sakıncası yok, fakat hakarete, aşağılmaya müsaade edilmemeli ve nükleer anlaşma temelinde bir kutuplaşma meydana gelmemelidir. Birlik ve beraberliğimize halel getirmekten uzak durmalıyız.


Ayetullah Hamaney, İslam Cumhuriyetinin Avrupa’yla anlaşmayı sürdürme şartlarını şu şekilde sıraladı:


- Avrupalı üç ülke 13-14 yıl önce büyük bir vefasızlık yaptılar. Nükleer müzakerelerde söz verdiler ama sözünü tutmadılar. O günkü sedakatsizliği, vefasızlığı bu gün yapmayacaklarını kanıtlamaları gerekir. Geçen iki yıl zarfında Amerika defalarca anlaşmayı ihlal ederken Avrupalılar sessiz kaldı. Avrupa o sessizliği telafi etmelidir.


- Amerika 2231 sayılı kararnameyi ihlal etmiştir; Avrupa Amerika’nın ihlaline karşı bir kararname çıkarmalıdır.


- Avrupa, İslam Cumhuriyetinin füze ve bölgesel meselelerini gündeme getirmeyeceğine dair taahhüt vermelidir.


- Avrupa, İslam Cumhuriyetine yönelik her türlü yaptırıma karşı çıkmalı ve ABD’nin yaptırımlarına karşı açıktan durmalıdır.


- Avrupa, İran petrolünün eksiksiz satışını garanti etmelidir. Amerikalılar petrolümüzün satışına darbe vurabildiklerinde istediğimiz oranda petrolü satabilmeliyiz. Avrupalılar garantilenmiş bir şekilde telafi etmeli ve İran petrolünü satın almalılar.


- Avrupa bankaları, İslam Cumhuriyeti ile ticareti garantilemelidir. Bu üç ülkeyle bizim bir kavgamız yoktur, ama onlara güvenmiyoruz; bu da onların siciline dayalı bir şey.


- Eğer Avrupalılar taleplerimizi yanıtlamayı aksatıp geçiktirirlerse, o zaman İran’ın nükleer faaliyetleri yeniden başla hakkı saklı olacaktır. Anlaşmanın bir fayda vermediğini görürsek tatil edilmiş faaliyetlerin yeniden başlatılmasına yöneliriz.