İran'ın Hürmüz Boğazı ve çevresini menzili içerisine alabilen füzeler üretmeye devam ettiği belirtiliyor. İran'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu (BMGK)'nun beş daimi üyesi ve Almanya'nın içerisinde bulunduğu 5+1 ülkeleriyla nükleer müzakerelerine başladıktan sonra, savunma sanayisi konusunda kullandığı dili yumuşattığı kaydediliyor. Ancak İran'ın silah üretiminde herhangi bir geri adım atmadığı belirtiliyor.
Bloomberg'de yer alan haberde, henüz doğrulanmamış bir Pentagon raporuna göre, İran'ın askeri stratejisinin savunma üzerine kurulu olduğu, gelebilecek saldırılara karşı caydırıcı olmasının hedeflendiği ve diplomatik çözüm için kullanılabilecek bir güç olduğu belirtiliyor.
İran'da 2013 yılının Ağustos ayında yönetimi devralan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hedeflerine ulaşabilmek için birtakım taktikler geliştirdi. Ruhani'nin hedeflerinden birinin İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney'in merkezdeki konumunun korunmasına devam edilmesi olduğu belirtiliyor.
Ruhani'nin önemli taktik değişikliklerinin ilk sıralarında, ülkedeki ana akım medya üzerinde uyguladığı politika geliyor. Ruhani bu medya kuruluşlarında, İran'ın askeri yönüyle ilgili çok fazla haber çıkmasını engelledi. Daha önceleri, İran'ın ana akım medyasında, askeri tatbikatlar, yeni füzelerin denenmesi gibi askeri niteliği ağır olan programlar ve yayınlar fazlaca yer alırdı. Ruhani bu alışkanlığı minimuma indirdi. 
Ruhani'nin bu adımı dünyadaki İran algısında da önemli bir değişikliğe neden oldu. Ancak ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in elinde İran'ın nükleer silah kapasitesi konusunda yeni raporların olduğu ve bu konuda araştırmaların devam ettiği de geşen bilgiler arasında.