İki, üç, daha fazla Velid Rıdvan!

Suriye Büyükelçiliği Siyasi İşler Müşavir Dr. Muhammed Velid Rıdvan aradı" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 15-17 Mayıs tarihlerinde kalabalık bir grup işadamıyla beraber Suriye'de olacağını hatırlattı" Bu ziyarete Türk basınında gerekli ehemmiyetin verileceğini umduğunu söyledi...

Dedi ki:

"Tarihî bir dönüm noktasındayız. Suriye-Türkiye kaynaşması, büyük bir kargaşadan mustarip olan Ortadoğu'nun önünde parlak bir ufuk açıyor. Ülkelerimiz arasındaki derin muhabbet ve sıkı işbirliği, bölgenin makus talihinin nasıl yenilebileceğini gösteren güzel bir numune teşkil ediyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Beşşar Esed ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ile Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın üstün gayretleri sayesinde ilişkilerimiz o kadar gelişti ki, Suriye ve Türkiye Ortadoğu siyaset sahnesinde tek ülke gibi algılanmaya başladı. Sayın Gül ve Türk işadamlarının önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği Suriye ziyareti, siyaset sahasındaki sıkı işbirliğine yeni bir ivme kazandırırken, ekonomik işbirliğinde de yeni bir sayfa açacaktır" Müşterek kalkınma ve esenliğimiz yolunda kilometre taşı olacak kadar önemli bir ziyaretten söz ediyoruz" Sayın Abdullah Gül ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı coşkulu bir muhabbet besleyen Suriye halkı adına şimdiden Ehlen ve Sehlen diyorum."

Türkiye-Suriye hattında bir diplomat işte böyle olmalı!

Ankara'daki bütün Suriyeli diplomatlar ve Şam'daki bütün Türkiyeli diplomatlar, resmi muamelelerle yetinmeyip, iki ülkenin "müşterek kalkınma ve esenliği yolunda" aşk ve şevk ile 'lobi' yapmalı, önlerine gelene davayı anlatmalı.

Dr. Rıdvan bunu diplomat değilken de yapıyordu.

Yazdığı kitaplar, Suriye ve Lübnan televizyonlarında yaptığı programlar ve bütün Arap âleminde verdiği konferanslarla, Suriye-Türkiye (genel olarak da Arap-Türk) yakınlaşmasının gereğine işaret ediyor, sık sık Türkiye'yi ziyaret ederek buradaki siyasi ve entelektüel çevrelerle muhabbet bağları kuruyor, Doğu Konferansı gibi entegrasyon hareketlerine destek veriyordu"

Bundan iki yıl önce Suriye'nin Ankara'daki büyükelçiliğine siyasi müşavir olarak atandığı zaman "Ehlen ve Sehlen Dr. Rıdvan" demiştik; şimdi de "İki, üç, daha fazla Velid Rıdvan!" diyoruz.

Dr. Muhammed Velid Rıdvan gibi diplomatların sayısı arttıkça (hem Suriye hem Türkiye hariciyesinde), "müşterek kalkınma ve esenlik" hedefi yakınlaşacaktır.

Tabii, her şey diplomatlardan beklenmemeli.

Aydınlara, gazetecilere, yazarlara da büyük iş düşüyor.

Nasıl bir iş?

Dr. Rıdvan'ın geliştirdiği "Türkiye-Suriye İlişkileri Eşgüdüm Merkezi" projesine bakalım:

"Türk ve Arap halkları kardeştir, yoldaştır. Bu halkların menfaatleri birdir, stratejik hedefleri de bir olmalıdır. Merkezimiz, Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi birlik, eşgüdüm ve istişare zemininde geliştirmek amacıyla, iki ülkenin siyasetçilerini, aydınlarını, gazetecilerini ve yazarlarını aynı çatı altında toplamaktadır.

Öncelikli hedeflerimiz:

1- İki halkın temsilcilerinden oluşan üyeleri kaynaştırmak ve işbirliği imkânları sağlamak.

2- Türk ve Arap kamuoylarını, iki halk arasında bulunan dini, tarihi, kültürel ve coğrafi bağlar hakkında bilinçlendirmek.

3- Türkiye ve Arap ülkelerinde, iki halkın ilişkilerini zedeleyen çevrelere karşı mücadele etmek. Bunun için, Türkiye ve Arap ülkelerinde, tarih boyunca Türk-Arap ilişkileri ve bu ilişkilerin yeni ufuklara nasıl taşınabileceği hakkında konferanslar ve sempozyumlar düzenlenecektir""

Sahi, arkadaşlar, Dr. Rıdvan'ın bu projesini hayata geçirmek için daha neyi bekliyoruz?



Bu yazı toplam 1029 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar