İhvan: Siyonistlere Karşı Hizbullah'ın Yanındayız

İhvan: Siyonistlere Karşı Hizbullah'ın Yanındayız

İhvan-ı Müslimin liderlerinden Azzam Et-Temimi son günlerde Ortadoğu'da Lübnan-Suudi Arabistan merkezinde yaşanan gelişmelerle ilgili bir makale kaleme aldı.

Temimi'nin makalesi şu şekilde:

Hizbullah Arap Baharı devrimleri, özellikle de Suriye Devrimi karşısında onurlu bir tavır ortaya koymadı. Tunus’tan başlayan, ardından Mısır’a, Libya’ya, Yemen’e, Irak’a, Suriye’ye, Bahreyn’e taşınan devrimler doğal bir sürecin sonucunda gelişmişti. Ancak Hizbullah’ın siyasi hesapları, Suriye’deki rejimle kurduğu stratejik ilişki ve İran rejimiyle olan akidevi ilişkisi, Hizbullah’ı; bazen vatanseverlik bazen de direniş ruhu bahanesiyle uzun yıllardır mahrum bırakıldıkları özgürlük ve izzete yeniden kavuşmak talebiyle yola çıkan Suriye halkına sırt dönen bir tavrı benimsemeye mecbur bıraktı.

İran gibi Hizbullah da, bir yandan Bahreyn’deki Şii hareketi desteklerken bir yandan diktatör bir rejimi savunmak için Suriye’ye girip Suriye halkına karşı savaş açarak büyük bir çelişki ortaya koydu. Bunu söylerken Bahreyn’deki ayaklanmanın Suriye’deki ayaklanma gibi haklı bir talebin neticesinde oluştuğunu da ifade etmeliyiz.

Hizbullah’la Suriye’deki tavrı nedeniyle anlaşmazlığa düştük. Savaşçılarını Suriye’ye göndermesini eleştirdik. Bu hamlesi nedeniyle Hizbullah’ın doğru yoldan saptığını ifade ettik.

Ancak biz bugün birkaç gün, hatta belki de birkaç saat içerisinde İsrail’in Hizbullah’ı vurmak bahanesiyle Lübnan’a saldırmaya cüret etmesine sebep olabilecek bir gerilimin tırmandığına tanık oluyoruz. Asıl mesele şu ki, Muhammed bin Selman’ın liderliğini yaptığı Suud bu gerilimin asıl sorumlusu… Bunun çok sayıda delili var. Bunlardan biri Saad Hariri’nin başbakanlıktan istifa etmeye ve Suud’da zorunlu ikamete mecbur bırakılması… Bir diğer delil Suud’un Lübnan’da yaşayan Suud vatandaşlarına derhal Lübnan’ı terke etme çağrısı yapması… Lübnan’a karşı savaş planının, Muhammed bin Selman’ın beraberindeki bir heyetle birlikte gizlice İsrail’e yaptığı ziyaret esnasında Suud-İsrail arasında sağlanan bir uzlaşının neticesinde yapılmış olabileceğini çok da uzak bir ihtimal olarak görmüyoruz.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Suud’un Lübnan’a karşı yeni bir savaş başlatması için İsrail’e milyar dolarlar verdiği yönündeki iddialarının doğruluğunu tespit etmemiz mümkün değil… Ancak bu iddia çok da uzak bir ihtimal değil… Suud veliahdının beceriksiz siyaseti onu bölgeyi tamamıyla tutuşturacak olan ateşi fitillemeye itmiş olabilir. Çünkü Hizbullah’ın bölgedeki en güçlü müttefiki olan İran, şayet İsrail Hizbullah’a saldırırsa eli kolu bağlı oturmayacak, Suud’da yeni bir cephe açarak gerilimin daha da tırmanmasına sebep olacaktır.

Hizbullah’la Arap Baharı karşısındaki tavrı nedeniyle anlaşmazlığa düştük. Ancak şu bir gerçek ki, şayet İsrail Lübnan’a saldırırsa bizim Lübnan’ın yanında yer almaktan başka bir seçeneğimiz yoktur. İsrail’in Arap topraklarının bir karışına dahi açtığı savaş, tüm Arap ve İslam dünyasına açılmış bir savaştır. Bu durumda ne kadar Hizbullah’la, hatta İran’la anlaşamıyor olsak da tarafsız kalmamız mümkün değildir. Suud’un İsrail’le olan ilişkisi ortadayken hiçbir Arap ya da Müslüman’ın sessiz kalıp bu siyaset karşısında tepkisiz kalmaya hakkı yoktur.

İsrail hala İslam ve Arap dünyasının bir numaralı düşmanıdır! İsrail’le savaşa girilmesi halinde Araplara ve Müslümanlara düşen tüm ihtilafları bir kenara bırakmaktır.

İsrail’le işbirliği yapan, Araplara ve Müslümanlara karşı savaş açmasını görmezden gelen herkes Siyonizmin tuzağına düşmüş demektir.