İhvan-ı Müslimin Filistin Politikasının Bedelini ödüyor

İhvan-ı Müslimin Filistin Politikasının Bedelini ödüyor

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep'te bulunan HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz, Mısır ve Suriye başta olmak üzere İslam coğrafyasında yaşanan olaylar ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Mısır'da cunta yönetiminin Mursi ve İhvan yöneticilerine verilen idam kararlarını onaylanmasını İLKHA'ya değerlendiren HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz, Muhammed Mursi ve İhvanı Müslimin hareketine ödetilen bedelin aslında Filistin politikası ile alakalı olduğunu vurguladı.
 Mehmet Yavuz, Mursi'nin şahsında cezalandırılanın aslında İslami hayat olduğunun altını çizdi.
 “Bir Ramazana daha maalesef Müslümanların gözyaşı ile girdik”
 İslam âleminin Ramazan ayına yine kan, gözyaşı ve acılarla girdiğini belirten Yavuz, “Bir Ramazana daha maalesef Müslümanların gözyaşı ile girdik. İslam coğrafyası kan ağlıyor. Bunların başında Mısır ve Suriye'de yaşanan gelişmeler var.” dedi.
 Mısır'da bu tür bir olayın yaşanacağını Hür Dava Partisi olarak daha önceden ön gördüklerini aktaran Yavuz, “Biz bunu daha önceden dile getirmiştik. Halkın oyları ile seçilmiş olan İhvan yönetiminin faşist sisi ve cuntası tarafından yönetimden uzaklaştırılmasından sonra hem katliamların meydana gelebileceğini hem de bu idam kararlarının verilebileceğine dair öngörülerimizi daha önceden paylaşmıştık.” şeklinde konuştu.
 “İhvan-ı Müslimin hareketine ödetilen bedel Filistin politikası ile alakalıdır”
 Mısır'da Mursi ve İhvan yöneticilerine verilen idam kararlarının kendileri için önemli olan yönünün verilen idam kararlarının nedenleri olduğuna dikkat çeken Yavuz, “Bizim için asıl önemli olan bunların nedenleridir. Bize göre şu anda Muhammed Mursi ve İhvan-ı Müslimin hareketine ödetilen bedel Filistin politikası ile alakalıdır. Zira daha önce hem Muhammed Mursi'nin hem de İhvan yetkililerinin Filistin meselesinde takınacakları tavırları halk ile paylaşmaları bu sonuca giden ilk kıvılcımı çakmıştı.” ifadelerini kullandı.
 “Mursi'nin şahsında cezalandırılan aslında İslami hayattır”
 Muhammed Mursi'nin şahsında İhvan yönetiminin ‘artık İslam hukuku ile hükmetmenin zamanı gelmiştir' şeklindeki ifadesinin hem darbenin gerekçesi hem de son dönemlerdeki idam kararlarına gerekçe oluşturduğunu belirten Yavuz, “Refah sınır kapısının açılmasından tutun 1978 ve 1979 yılında Enver Sedat ile siyonist israil arasında imzalanan ve bir ihanet antlaşması olarak İslam tarihine geçen bu antlaşmanın gerekirse reddedileceği ve kabul edilmeyeceği, tanınmayacağına dair beyanatlar şu anda verilen idam kararları ve Mursi'nin şahsında İhvan'ın yönetimden uzaklaştırılmasını çok iyi bir şekilde izah ediyor.” diye konuştu.
 Bu kararların sadece kılıf bulma yöntemi ile kamuoyuna izah edilebilmesi için ortaya çıkan beyanatlar ve gerekçeler olduğunu belirten Yavuz, “Hür Dava Partisi olarak bizler Mursi'nin şahsında cezalandırılanın aslında İslami hayat, İslami nizam ve İslami düzen olduğunu düşünüyor ve bizler bu direnişi selamlıyoruz.” dedi.
 Suriye'de yaşanan savaşı da değerlendiren Yavuz, öngörülerini dile getirdiklerini, silahlı bir mücadele ile Esed'in yönetimden uzaklaştırılmasının mümkün olmayacağını önceden ifade ettiklerini belitti.
 Yavuz, Amerika ve Suriye'nin dostları olarak ifade edilen grubun Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan'ı yalnız bırakacaklarını, Beşar Esed'in ve baas rejiminin güçlü bir yapısı olsa da, sonuçları itibari ile arkasında uluslararası bir desteğin olduğunu ve bunun çok kolay olmayacağını daha önceden dile getirdiklerini söyledi.
 Suriye'de 5 yıla yakındır meydana gelen iç savaşta gelinmiş olunan aşamada öngörülerinde haklı çıktıklarını söyleyen Yavuz, silahlı bir mücadele ile Esed'in işbaşından uzaklaştırılamayacağı, emperyalist güçlerin burası için istikrarsızlık öngördüğü, kaos ortamı ne kadar uzunca bir süreye yayılırsa hem siyonist israil'in hem de emperyalist batı dünyasının hedeflerinin gerçekleşeceği konularındaki öngörülerinde haklı çıktıklarını ifade etti.
  “Hükümetlerin görevi bunları temenni etmek değil, temin etmektir”
 “Umuyoruz ve temenni ediyoruz ki, son dönemlerde İslami kesim ve Müslüman ülkeler bu gelişmeler doğrultusunda siyaset üretir, politika devşirirler.” diyen Yavuz, son olarak şunları söyledi: “Evet, belki halklar meydanlara inerek bunlara karşı tavırlarını belirler. Ama hükümetlerin görevleri bunları temenni etmek değil, temin etmektir. Biz HÜDA PAR olarak hükümete çağrıda bulunuyoruz. Mısır'ın faşist cunta yönetimi ile siyasi, askeri, ekonomi ve kültürel ne kadar ilişki var ise, derhal kesilmelisi ve bu doğrultuda Mısır hükümeti üzerinde bir baskı unsuruna dönüştürülmek sureti ile bu şekilde bir cezalandırma yöntemine gidilmesidir. Halklardan isteğimiz ise yasal çerçeve içerisinde en yüksek bir şekilde seslerini yükseltmelerdir.”